İşgalci Türk ordusu ve çetelerinin başlattığı işgal saldırılarında Efrin’in direniş durumu ve ruhu kaleme alınmaya çalışıldı.
HABER MERKEZİ – Tarih ve Arkeolojik çalışmalardan biliniyor ki Neolitikten bu yana Mezopotamya yani Kürdistan çeşitli sebeplerle ile işgalciler tarafından saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılara karşılık da yüzlerce direniş ve direnişçi ise destan yazdı. Şimdiler de ise günümüz destanı ‘Çağın Direnişi:Efrin’ direnişçiler ise Demokratik Suriye Güçleri (QSD), YPG, YPJ savaşçıları ve halk tarihin kalıntıları olan işgalcilere karşı yazıyor.
Efrin, 2011 Suriye savaşından bu yana uluslararası kuruluşlar tarafından da en yaşanılır (güvenilir) ve demokratik bir şehir olarak kabul görüp biliniyordu. Bu saldırının nedeninin güncel olarak değerlendirildiğinde pek bir anlamı ortaya çıkmıyor. Tarihsel bir süreç açısından ele almak gerekiyor ki bu nedenle ‘Çağın Direnişi’ olarak adlandırılıyor.
Efrin’e neden işgal saldırısında bulundu? İçeri de dışarı da her anlamda sıkışan işgalci Türk devleti Efrin’i kendisine yeni propaganda ve yeniden gücü gösterme alanı olarak seçti. Burada hem güç ve gövde gösterisini bütün dünyaya gösterme hem de Kürt’ün hak sahibi olmamasını engeller diye düşünüyordu. Diğer bir deyimle kendi olmayan Kürt’ün bile evini yıkar, öldürür malına konarım düşüncesinde. İşgal etmek istiyor, çeteleri, obüsleri, tankları ve uçakları ne varsa silahı seni yok etmek için saldırıyor, yıkıyor ve yakıyor.
Günümüz tarihinde bakıldığında modern bir işgal saldırısı. Bütün gücüyle saldıran İşgalci Türk ordusu yani NATO ordusu direnen oralı savaşçılar, anneler, kadınlar, gençler…
İşgal saldırısı var. Ve direniş doğar elbet. Kürt eski kürt değil elbet. Kaçan Kürt yok. Teslim olan Kürt yok. Her şeyiyle direnen Kürt var. Efrin’in sınır köylerinde insanlar top, tank ve uçaklara karşı bedenlerini siper ederek direniyor. 7’den 70’e işgalciler herkesi hedef alıyor. Siviller direnerek şehit düşüyorlar. Savaşçılar savaşarak. Büyük bir destan’ın yazıldığı gerçeği şimdiden açığa çıkmış durumda. Bir baba evladı toprağa gömerken marş söylüyor. Sonra silah kaldırıyor, direniş kaldığı yerden devam ediyor.
Fırınlar daha çok çalışıyor, anneler artık yemekleri daha fazla yapıyor ve artık yemekler direnenler için. Efrin’de ne yaşanıyor sorununun cevabını artık bütün dünya biliyor. İşgal var ona karşı gençler direniş destanları ile cevap oluyor. Kalem yazmıyor destan Efrin’de bedenler yazıyor.