Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerinde gerçekleştirilen uluslararası kirli komplo 19’uncu yılına giriyor. Önder Öcalan’ı yakından tanıyan ve süreci izlemiş aileler Önder Öcalan’ı ve kirli komplo sürecindeki duygularını dile getirdiler. Ailelerin hepsi “Önderlik bize doğru yolu gösterdi. O yol ile İmralı tecridini kıracağız” görüşünü paylaşıyor.
Nuda Elefteriya- Rênas Avesta
DÊRİK/QAMIŞLO –Halklar Önderi Abdullah Öcalan, 19 yıl önce uluslararası kirli bir komplo ile esir alınıp Türkiye’ye verilmişti. Komplo 19’ucu yılına girerken Sayın Öcalan, tek başına ağır tecrit koşulları altında İmralı adasında tutulmakta. Büyük bir direniş ile yıllara direnerek komployu boşa çıkartan Sayın Öcalan, komplo sürecinden önce 20 yılına yakın bir zamanını Suriye’de halkın arasında geçirdi. Bu süreçte Sayın Öcalan’ı tanıyan, eğitiminden geçmiş ve komplo sürecini bilip yakından izlemiş aileler Sayın Öcalan ve komplo süreci ile ilgili duygularını ajansımıza anlattı.
Bavê Azad, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ı mücadele sahnesine çıkışının başlangıcından bu yanadır tanıyor, izliyor, eğitiminden geçmiş ve komplo sürecini yakından izlemiş. Bavê Azad, tanıklıklarını şöyle aktardı: “Önderliği 1978 Fis’de birinci kongre yapıldığında tanıdım. Çünkü siyaseti yakından izliyordum onlar çıktığında yönümü onlara çevirdim ve siyaseti onlar ile daha çok sevdim. Devrimciydi. Biliyorduk ki Kürtlerin umudu onlarda. Bilgiliydiler ve işleri Kürt halkının işiydi. Rojava’ya geldiklerinde evimi onlara açtım. Onlar ile uzun bir dönem zaman geçirdim. Önderlik 1991 de davet etti kampa yanına gittim. O dönemler kampta, devrimci ve askeri işler ile uğraşılıyordu. Onları orada daha yakından tanıdım. Onlar da bizi ve yaptıklarımızı hem tanıdı hem de öğrendi. Gittiğimde şehit Sakine Cansız yeni Amed Zindan’ında çıkmıştı. Doktor Baran dewresini ziyarete gittim. Bir dönem orada kaldım, Önderlik ile vakit geçirip sohbet ettik. Sonra ayrılmamız gerekiyordu kamptan ama sabah oldu ben gitmedim, kaldım. Sabah gülerek geldi ve sordu, ‘‘Neden gitmedin?’’ diye. Ben de sana doyamadık, sözlerine, Önderliğine… Biraz daha yanında kalmak istediğimi söyledim. Bir süre daha kaldım. İkinci sefer bir kez daha davet etti. Beraber oturup vakit geçirdik. Önderlik, çok zeki biri, biz biliyoruz ki 100 yılda bir, bir Önderlik doğuşu olur. Önderlik o dönemler bize söylüyordu, her insan bir taş, ağaç atabilir ve söz söyleyebilir. Komplo süreçinde ona sormuştum yer için, o dönem demişti bizim yer bulmamız gerekiyor. Burada artık olmaz. Faşist Türk devleti karşımızda durduğu için ve bütün dünya da yanında olduğu için artık kendimize yeni bir yer bulmamız gerekiyor. Amerika ile ilgili konuşmuştuk. Amerikanın bizi kontrolü altına almak istediğini söyledi. Biz kabul etmiyoruz. Bu nedenle Amerika da karşımızda duruyor. Artık Önderliğin Şam’da durmayacağını biliyorduk. Artık biliyorduk ki komplo olacak. Bu nedenle o dönem o süreci çok dikkatli izliyordum. Komplo olduğu süreçte biz olduğumuz yerlerde Serhıldanlara çıktık. Çok üzüldük. Üzgünlüğümüz onun artık sözlerini duyamayacağımız içindi. Önderlik insanlık için çalışıyordu. Sadece Kürtler için değil. Kadın, işçi ve bütün dünya halkları için de çalışıyordu. İmralı’daki işkence, tecrid insaniyete,ahlaka sığmayan bir durum. Bu işkenceye karşı bizden istenen Kürt halkı olarak Önderliğin peşini bırakmamak. İrade, bilim ve felsefe sahibi biri Önderlik. Ve Kürt halkı bu gerçeklerin bilincine vararak Önderliği bırakmamalı, kendine onu ve fikirlerini esas almalı.”
Nesrin Azad da Halklar Önderi Öcalan’ı çocukluğundan bu yana tanıyor ve onunla ilgili görüşlerini şöyle anlattı: “Kendimi bildim bileli Önderliği tanıyorum ve onun yolundayız. Bu halka eğitim vererek, temiz, özgür ve şerefli yolu gösterdi. Aileler ona bağlandı. Ben de ailemin yolu ile onun eğitimini aldım. 6 yaşında iken, kültür sanat çalışmalarına girdim. Başarılı ve yetenekli olduğum için duymuş ve beni görmek istemişti Önderlik. İki arkadaş bize gelip aileme Önderlik kızınızı görmek istiyor diye iletti ama ben başta gitmedim. Daha sonra arkadaşlar camera getirip fotoğraf ve görüntümü alıp Önderliğe götürdüler. Bir gün şehit Sakine Cansız geldi. Beni gördü ve yanıma gelip, ‘’Sen değil misin fotoğrafı kampımızda dağılan? Önderlik seni ve yeteneklerini çok beğendi. Seni görmek istiyor’’ dedi. O dönem kamp Lübnan’daydı. Ben, babam ve teyzem gittik. Önderliği o dönem gördüm. Önderlik çıktığında bir heybeti vardı. Geldiğinde herkes donup ona bakıyordu. Benim de keyfim geldi işte bu Önderliğimiz dedim. Komplo olduğunda kendime söz verdim. Önderlik özgür olana dek vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımıza ve bizden sonra gelen herkeze onu, fikirlerini ve yolunu aktaracağız.”
Önderlik Suriye sahasında olduğu dönem onu yakından tanıyan ve yolunda olan hem Önderliği hem de komplo süreci olduğunda süreci yakından izlemiş ve şimdiye kadar da bütün ailesiyle beraber bu yolda Ayşe anne. Ayşe anne o dönemi bize şu sözlerle anlattı: “Önderlik esir alındığında devrim durur dedik. Biz hepimiz bu Önderliğe bağlıyız. Önderlik dediklerinde bir güç bir heybet var. Komplo olduğunda bir arkadaş gelip Önderliği esir alındığını söylediklerinde ben inanamadım. Lanetli haberi aldığımda bebeğim elimdeydi. O lanetli haberi aldığım an sanki ellerim ve ayaklarım tutmuyor gibiydi. An’ın etkisiyle elimdeki bebeğim de yere düşmüştü. Kendimizi öldürürüz dedim. Varlığımız Önderliktir. O giderse biz de gideriz. Biz onun yolundan gittik ve her şeye devam ettik. O da İmralı’da çok büyük bir direniş sergiledi. Biz daha fazla büyüdük, bilgilendik ve geliştik. Önderlik bize akıl verdi. Artık kendi üzerimizde kimseyi görmedik. Önderlik zindanda olduğu için çok üzgünüz. Çocuklarımızı onun için feda etmeye hazırız. Çocuklarım o dönem küçüktü, hepsini devrimci yaptım. Bir kızımı dağa gönderdim. Şehit düştü. Şimdi de üç tane çocuğum var. YPG ve YPJ savaşçılarının içinde. Eskiden kimse bize bir şey göstermezdi. Kafamızı kapıdan dışarı çıkarmamıza izin vermezlerdi. Ama onu tanıdık, büyük adımlar attık. Bize verdiği eğitimlerle her şeyi öğretip, gösterdi. Kanımızın son damlasına kadar Önderliğimizin yolunda olacağız. Zindandan çıkarmayana dek durmayacağız.”
Qazî Ebdî de, Halklar Önderi Öcalan’ı, fikir ve felsefesini kendine yol edinmiş. Ebdî, büyük yaşına rağmen askeri alanda çocukları ile beraber yer alıyor. Ebdî, o dönemi şöyle dile getirdi: “Önderliği ilk görüşüm 1990 yılında oldu. Bir dönem yanında kaldım ve beraber zaman geçirdik. Ondan ne kadar bahsedersem edeyim tam olarak anlatamam. Komploya yakın bir süreçte o dönem Önderliğin yanında idik. Hiç unutmam bize şöyle demişti. ‘Ben binlerce Önderlik yarattım. Kürdistan dağlarında binlerce Önderlik var’ dedi. Herkes kendini örgüte karşı sorumlu görsün. 19’uncu yılına giriyor Önderliğin komplo ile İmralı adasında esir bulunması. Yani insan ne derse durumu anlatamaz. Hep onun izinde olmaya çalıştık. Komplo sürecinde köyde idik. Haberleri dinliyorduk. Kapıyı çalıp birden Önderliğin tutuklandığını söylediler. Hepimiz bir süre şok geçirdik. Önderlik Roma’da olduğu süreçte bir kızım oldu. Dedik adı Roma olsun. Annesi hayır dedi. Önderliğin ihanete uğradığı yerin adını kızıma vermem. Bizde Roma’yı Rumet yaptık.”
Eyşe Koçer de süreci yakından hissedenlerden ve komplo sürecinde Şam’daki eylemlerde gözaltına alınıp bir süre işkence görmüş. 19 yıldır komplo sürecini kabul etmeyen Eyşe Koçer, bir süre duygulu anlar yaşadıktan sonra şöyle konuştu: “Önderlik ile Kürtlüğümü tanıdım. Bizi aydınlattı ve peşine düştük, hiçbir zaman da bırakmayacağız. Önderlik esir alındığı dönem Şam’da idim. Zaten süreci yakından izliyordum. Haber geldi, Önderlik tutuklanmış dediler. Ben deliye döndüm. Sokaklara döküldük. Devlet kurumlarını yakıp, yıktık öfkeden. Önderliğimiz tutuklanmış evimizde oturamayız diyorduk kendimize. Ne yemek yiyebiliyor ne de çoçuklarımız aklımıza geliyordu. Kaç Önderlik vardır ki bizimki gibi. Bize herşeyi gösterip, öğretti. Durmadık eylemlere çıktık. Kaç kere yakalandım. Zindana girdim. İşkence gördüm. Ama hiçbir zaman komployu kabul etmedim. Önderliğimiz de kabul etmedi. Direnişiyle boşa çıkarttı. Var olana dek Önderliğimizin peşini bırakmayacağız.”
Videolar: