Dicle Üniversitesi’nde “ıslıkla Kürtçe marş söyledikleri” için darp edilerek gözaltına alınan 2 üniversiteli hakkında 27,5 yıla kadar hapis cezası istendi.
HABER MERKEZİ-Akp faşizminin uygulamarı bu seferde Dicle Üniversitesin’de ortaya çıktı. Faşizmin tavan yaptığı Akp faşizan dönemi baskıcı yaklaşımlarına üniversitelerde de devam ediyor. Akp özellikle gençlerin olduğu her alanı baskı altına alarak gençleri sindirmeye çalışması gençler tarafından ise tepkiyle karşılanmaya devam ediyor. Son yaşanan olay ise 20 Mart 2017 tarihinde Dicle Üniversitesi kampüsünde meydana geldi. İddialara göre iki öğrenci “ıslıkla Kürtçe marş söyledi” denilerek Akp polisi tarafından darb edilmek suretiyle gözaltına alınmaya çalışıldı. AKP polislerinin gençleri darb etmeye yönelmesi üzerine meşru savunma haklarını kullanan öğrenciler polislere karşılık verdi. Gençlerin karşılık vermesi ve kendilerini savunmasını hazmedemeyen AKP polisi takviye ekip çağırıp gençleri gözaltına aldı. Yaşananları gören bir grup öğrenci de arkadaşlarını korumak adına Akp polisine müdahale etti.
Akp polisi ve yargısı tarafından gerçekleşen faşist uygulamalar sonrası gençler: “Yapılmak istenenleri anlıyoruz ve buna karşı her alanda karşılık vereceğimizi de belirtiyoruz. Akp’nin kendi polisi ve yargısıyla özellikle de gençler üzerinde oluşturmak istediği baskı ve sindirme çabaları boşunadır. Biz üniversiteli gençler olarak Akp faşizminden, uygulamalarından korkmuyoruz, direneceğiz ve kazanacağız” dedi.
20 Mart 2017 tarihinde Dicle Üniversitesi kampüsünde gerçekleşen olay sonrası Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen sözde iddianamede Kürtçe ıslık çalan 2 öğrenci ve polis müdahalesine tepki gösteren 10 öğrenci hakkında , “örgüt propagandası yapmak”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “görevi yaptırmamak için direnme” ve “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna muhalefet” etmek ile suçlanan 12 öğrencinin 8 yıldan 27.5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Sözde iddianamede ise ‘Kürtçe ıslıkla’ ilgili ise şu ifadeler yer aldı:
“Olay günü gerilla marşı olarak adlandırılan içerisinde örgüt propagandası mahiyetinde cebir, şiddet, tehdit çağrılarının bulunduğu marşı ıslık çalmak suretiyle seslendirerek örgüt propagandası suçunu işlediklerine dair haklarında kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delile bağlı yeterli şüphe bulunduğu anlaşılmakla, delillerin takdiri ve değerlendirilmesi mahkemenize ait olmak üzere, şüphelilerin yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmaları…”
Musa Anter’in Kürtçe ıslığı
Öğrenciler hakkındaki iddianame Musa Anter’in 1943 yılında İstanbul’daki Dicle Talebe Yurdu Müdürlüğü yaptığı sırada kendisini karakola çağıran siyasi şubede görevli polislerden, Kürtçe ıslık çaldığı gerekçesiyle darp edildiği olayı hatırlattı.
Anter otobiyografisi “Hatıralarım” kitabında yaşadığı olayı şöyle anlatmıştı:
“Sebebini sordum. Komiser ‘Ulan hain oğlu hain. Kusurunu bilmiyor musun?’, ‘Yok’ dedim. Komiser ‘Radyonuz yok mudur?’, ‘Var’ dedim. ‘Peki, pikabınız yok mu?’ o da var dedim. ‘Peki, it oğlu it, bu kadar güzel Türkçe plak varken ne bok yemeye yurtta Kürtçe ıslık çalıyorsunuz?’ İşte biz buradan geliyoruz aziz Türk ve Kürt gençleri.”