Efrin’de ‘Çağın Direnişi’nin ikinci aşamaya geçtiğini sözlerine ekleyen Kalkan, “Mevcut durumda çevre kasabaların bazılarına girilmiş durumdadır. Biraz daha daraltılmış bir Efrin kuşatması var. Köyler yakılıp yıkılmış, kasabalılar şehre taşınmışlar. Ama her tarafta gerilla var. Bütün cepheler savaşıyor” dedi.
HABER MERKEZİ
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Medya Haber kanalında yayınlanan ‘Ülkeden’ programının konuğu oldu. Gazeteci Derviş Eren’in sorularını yanıtlayan Kalkan, Efrîn savaşında ikinci aşamaya geçildiğini kaydetti. Kalkan’ın verdiği mülakatta dikkat çeken bazı başlıklar şöyle:
-Bu ikinci aşama şehirde direniş, şehir dışında kasaba ve nahiyelerin oluşturduğu kırsal alanlarda gerilla eylemliliklerinin birlikte devam edeceği yeni bir süreçtir.
-Oraya (Efrîn’e) yerleşenler bilsinler ki, onlar birer askerdirler. Türk özel kuvveti gibidirler ve Kürt halkı onları asla affetmez.
-Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli bilsin ki, Bakur devrimi geliyor. Nasıl 1990’ların başında bir devrim olduysa şimdi de Bakur’dan bütün Türkiye’yi saracak yeni bir devrim geliyor. ‘Efrin’i alacağım’ derken Ankara’yı kaybedecek, Ankara’da çökecekler.
-Gerilla Efrin’e karşı hamle yapar ve Şemdinli’yi ele geçirir.
-AKP kongreler yapıp, seçime hazırlanıyor. Ama seçimi göremeyecek.
2630’UNCU NEWROZ VE EFRÎN DİRENİŞ RUHU
Kalkan, Efrin’de iki ayını dolduran çağın direnişi başta olmak üzere gündemdeki önemli konuların yanı sıra yeni Newroz yılına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Newroz yılına giriş vesilesiyle direnen Kürt halkının Newroz bayramını kutlayan Duran Kalkan, “Newroz, insanlık tarihinin bilinen en eski özgürlük bayramıdır. Yeni bir Newroz’u yaşıyoruz. Yaşam canlanıyor, doğa çiçekleniyor, toplum hareketleniyor. Halkımız ve dostlarımız mücadele meydanlarını dolduruyor. Efrin’de kahramanlık destanları yazılıyor. Önder APO ‘Newrozlar PKK ile daha güzel’ dedi. Bu 2630’uncu Newroz, Efrin direnişiyle çok ama çok güzel. Tüm uyuyanları uyandıran, zayıf olanlara güç veren, ezilenlerin kurtuluş yolunu gösteren büyük bir kahramanlık destanı söz konusu” şeklinde konuştu.
Efrin direnişinin kahramanlıklar yarattığına dikkat çeken Kalkan, “Kürt halkı ‘Newrozlaşan’ bir halk oldu” dedi ve Efrin direniş ruhunun Newroz ruhu olduğuna işaret etti.
GÜNÜMÜZÜ KAWALARI
“Newroz, 12 Eylül karanlığını Amed zindanlarında aydınlatan Mazlum kahramanlığını ifade ediyor” diyen Kalkan, aynı direniş ruhunun Çiyagerlerle devam ettiğini ve bugün Efrin’de yaşanmakta olduğunu ifade etti.
Duran Kalkan, 2630 yıl önceki tarihin yeniden tekrar ettiğini söyleyerek, “Günümüzün Dehak’ı zalim Tayyip her gün onlarca gencin kanını içerek yaşamaya çalışıyor. Faşist diktatörlüğünü devam ettirmeye çalışıyor” diye belirtti.
Kalkan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kürtler güçlü bir biçimde Medleri temsil ediyorlar. Demirci Kawa’nın yerine bugün Önder Apo gerçeği ve onun militanları var. Bütün insanlığı ve tüm ezilenleri aydınlatıyor. Asur’un yerinde ise faşist soykırımcı İttihat ve Terakki zihniyet ve siyasetinden gelen bir diktatörlük var. Bu diktatörlüğün başında da Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli bulunuyorlar. Her ikisi de zalim Dehak’ı aratmayacak türdenler.”
EFRÎN’DE İKİ CEPHE VAR
20 Ocak’tan bu yana süren işgal girişiminde gelinen aşamayı ve ‘Çağın Direnişi’ni değerlendiren Kalkan, “AKP-MHP faşizmi sadece kendi gücüyle saldırmıyor. Bunun arkasında NATO, Amerika, Avrupa, Rusya ve İran var. Ne yazık ki, ‘ben burada devletim’ diyen Esad yönetimi de var” diyerek devletler arası kirli çıkar ilişkilerinin olduğuna dikkat çekti.
İki ayını dolduran direnişin iki cephe yarattığını sözlerine ekleyen Kalkan şunları belirtti: “Efrin’de iki cephe oluşmuş durumdadır. Bir; faşist, soykırımcı, sömürgeci cephe. Bir de özgürlükçü, demokratik, yurtsever cephe. Efrin direnişi böyle iki cepheyi ortaya çıkarmış durumdadır.”
ÇIKAR HESAPLARI
Konuşmasında insanlık vicdanına seslenen Kalkan, Efrin’de uygulanan katliamlara sessiz kalınmaması gerektiğini belirterek duyarlılık çağrısında bulundu.
Duran Kalkan, Türk devletinin Efrin işgaline göz yumulmasının katliama ortaklık anlamına geleceğini vurgulayarak, “Bu katliamlara karşı bir suç ortaklığı var. Bu dünya kendini bu biçimde ele vermiş bir dünyadır. Efrin direnişi bunlara karşı bir direniştir” diye konuştu.
Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Devlet ve iktidar sistemleri buz gibi bir çıkar sistemidir. Kendi çıkarları için her şeyi yapabilecek bir zihniyet ve duruşa sahiptirler. Bir ticaret var, başka da bir şey yok. Efrin gerçeği bunu açığa çıkardı. Efrin’de TC gerçeğine karşı ses çıkarmayan hiç kimse artık insanlıktan, özgürlükten ve demokrasiden söz edemez. Kim aksini iddia ederse yalancıdır.”
BM SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR
“BM sekreteri Afrinliler Afrin’i boşaltsın istedi. Zalime ‘dur, halkı vurma’ diyeceğine, mazluma ‘sen evinden çık’ diyor. Bunun anlaşılır bir yönü yoktur” diyerek BM’yi eleştiren Kalkan, BM’nin ateşkesine uyulmadığını hatırlattı. Kalkan şunları ekledi: “Birinci dünya savaşının ortaya çıkardığı sistem; BM’siyle, Avrupa demokrasisiyle ve devletler düzeniyle çökmüştür. Bunun insanlıkla, demokrasiyle ve insan haklarıyla hiçbir alakası yoktur. Bu, güçlünün zayıfı ezdiği düzendir.”
KÜRTLERİ KİMSE TESLİM ALAMAYACAK!
Kalkan halkın Efrin’i boşaltmayacağını, bu konuda yapılan uyarıların karşılık bulmayacağını belirterek “Efrin halkına ‘teslim olun’ deniliyor. Kürtleri kimse teslim alamayacak! Bunu herkes bilmelidir. Kürtler her türlü teslimiyetçi dayatmayı elinin tersiyle iteceği gibi, her türlü katliama karşı da onuruyla, yiğitçe ve kahramanca direnecek. Bu direniş de zaferi getirecektir” dedi.
SÜREÇ KRİTİK BİR AŞAMAYA ULAŞTI
Türk devletinin Efrin şehir merkezini hedef alan saldırılarını arttırdığına işaret eden Kalkan, sürecin kritik bir aşamaya ulaştığını vurgulayarak sivillere dönük katliamlar hakkında konuştu.
“Şimdi Efrin’de siviller katlediliyor. Ama en az bunun kadar YPG güçlerine karşı yürütülen saldırılar da katliam uygulamasıdır. YPG-YPJ sivil olmadığı için katliamı hak etmiş bir güç müdür? Her türlü topla, tankla ve uçakla vurulması mubah bir güç müdür?” diye soran Kalkan, “Bu güç dün DAİŞ faşizmine karşı o toprakları korudu. YPG savaşçıları o toprakların çocuğudur” dedi. Kalkan, bu toprakların sivil veya askeri güçlerin yapılan saldırıların aynı derecede gayrı meşru olduğunu vurguladı.
ORANTISIZ GÜÇ
Duran Kalkan, iki ayı dolduran Efrin işgal planının defalarca boşa çıkartıldığını dile getirerek, savaşta yaşanan orantısız güç durumuna dikkat çekti:
“Savaş iki ayını doldurdu. Bir taraf 60 yıldır NATO’dan besleniyor. Doğusundan batısına, bölgeselinden tutalım küreseline kadar her türlü devlet gericiliğinden destek alıp saldırıyor. Diğer taraf ise özgür yaşam duygusuyla, bahçesine, evine, köyüne bağlılığı nedeniyle direniyor. Topraklarını terk etmiyor. Böyle bir savaşın bir tarafı bunca saldırırken, diğer taraf ise deyim yerindeyse çıplak yürekleriyle direniyor.”
Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Güç dengesizliği, güç eşitsizliği deniliyor. Efrin savaşında bunun sözü bile edilemez. Kıyaslama yapmak da mümkün değildir. Bu durum aynı zindan direnişi gibidir; zindanlar nasıl çıplak yürekleriyle ve inançlarıyla direniyorlarsa Efrin halkı da inancıyla ve özgür yaşam tutkusuyla direnip, bedel ödedi.”
EFRÎN’DE GERİLLA SAVAŞI
Efrin’de ‘Çağın Direnişi’nin ikinci aşamaya geçtiğini sözlerine ekleyen Kalkan, “Mevcut durumda çevre kasabaların bazılarına girilmiş durumdadır. Biraz daha daraltılmış bir Efrin kuşatması var. Köyler yakılıp yıkılmış, kasabalılar şehre taşınmışlar. Ama her tarafta gerilla var. Bütün cepheler savaşıyor” dedi.
Duran Kalkan ikinci aşamanın karakterini şöyle belirtti: “Türk işgalci ordusu Bilbile, Cindirese ve Raco’dan giriş yaptı. Ama aynı alanlarda özgürlük savaşçıları da var. Bu durumu savaşta ikinci aşama olarak tanımladık. Bu ikinci aşama şehirde direniş, şehir dışında kasaba ve nahiyelerin oluşturduğu kırsal alanlarda gerilla eylemliliklerinin birlikte devam edeceği yeni bir süreçtir.”
“EFRÎN’E YERLEŞTİRLENLER BİLSİNLERKİ ONLAR BİRER ASKERDİR”
Türk devletinin Efrin’de işgal ettikleri yerlere ÖSO ve DAİŞ uzantılı çete gruplarını yerleştirme planlarına tepki gösteren Kalkan, “Oraya yerleşenler bilsinler ki, onlar birer askerdirler. Türk özel kuvveti gibidirler ve Kürt halkı onları asla affetmez. Kürtler bir karış toprağını asla kimseye vermez. Sonuna kadar direnir, orada kim olursa olsun işgalci ve katliamcı sayar. Kendisine uygulanan katliamların hesabını da sorar” dedi.
Efrin halkının onurlu bir direniş sergilediğini ifade eden Kalkan, “Kimse savaşmadan Kürtlerin elinden bir çöp dahi alamaz” şeklinde konuştu.
BAKUR DEVRİMİ GELİYOR
Duran Kalkan Newroz’la beraber Bakurê Kurdistan’da yeni bir devrim hamlesinin yükselişe geçeceğini ifade ederek şunları söyledi;
“Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli bilsin ki, Bakur devrimi geliyor. Nasıl 1990’ların başında bir devrim olduysa şimdi de Bakur’dan bütün Türkiye’yi saracak yeni bir devrim geliyor. ‘Efrin’i alacağım’ derken Ankara’yı kaybedecek, Ankara’da çökecekler. 2018 yılı Ankara’da faşizmin çöktüğü yıl olacaktır. Bunun için Bakur’da büyük bir kalkış olacak. Hiçbir gerekçe ayağa kalkmayı ve mücadele etmeyi engelleyemez.”
Kalkan, Efrin’de yanan Newroz ateşinin Kürdistan’a yayılacağını vurgulayarak, “Efrin direnişi Newroz ateşini yaktı ve kış boyunca direnişi üzerine aldı. Yeni bir Newroz ışığı olarak bütün Kürdistan’ı, Ortadoğu’yu ve insanlığı aydınlattı. Şimdi bu aydınlık Bakur ve Başur’a yayılacak, 2018 yılında bütün Ortadoğu’yu kapsayacak ve 2018’i zafer ruhuna uygun bir yıl haline getirecek. Yeni Newroz yılı zafer yılı olacak!” dedi.
BRADOST’TA İŞGAL GİRİŞİMİ
Geçtiğimiz günlerde Xakurke bölgesinden Medya Savunma Alanlarına dönük gerçekleştirilen işgal saldırılarına ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Kalkan, “Bradost alanına yöneltilen saldırının amacının” Uludere’den Şemdinli sınırına kadar oluşturulmak istenen bir tampon bölge planıyla bağlantılı olduğunu belirtti.
“Güney Kürdistanlı parti ve yöneticiler bu işgal durumuna ses çıkaramadılar. TC devleti sınırı geçiyor, işgal ediyor. Buna karşı sadece gerilla direniyor. HPG, YJA-Star güçleri bunun için şehitler verdi” diye konuşan Kalkan, Güney Kürdistan yönetimine duyarlılık çağrısında bulundu.
NEWROZ GELDİ, GERİLLA HAMLE YAPACAK
İşgal saldırılarının diğer bir nedeninin de “gerillanın hamlesini engellemeyi amaçladığını” dile getiren Kalkan, “Gerilla hamle yapacak. Newroz geldi. Tayyip Erdoğan’ın günü geçti. Gerillanın, özgürlük savaşçılarının günü geldi” diye konuştu.
Türk devletinin fırsat bulursa Kerkük ve Şengal başta olmak üzere Başurê Kürdistan’ı da hedefine aldığını ve saldırmaktan geri durmayacağını sözlerine ekleyen Kalkan, herkesi dikkatli ve hazırlıklı olmaya davet etti.
GERİLLA EFRÎN’E KARŞI ŞEMDİNLİ’Yİ ELE GEÇİRİR
Duran Kalkan Kürt halkı ve Kürdistanlılara her alanda eyleme geçme çağrısında bulunarak “Her yer Afrin, her yer direniş. Her yer Afrin her gün direniş. Her gün şu veya bu biçimde bu faşist diktatörlüğe karşı eylem olmalıdır” şeklinde konuştu.
Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Gerilla Serhat’ta, Amed’te vuruyor. Bu eylemler her alanda gelişecek. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye umut bağlayanlar yılsonunu göremeyecekler. Onun için hesaplarını doğru yapsınlar. Cepheden tutup bizi oyalamaya çalışıyorlar. Gerilla Efrin’e karşı hamle yapar ve Şemdinli’yi ele geçirir. Neden olmasın?”
AKP SEÇİMİ GÖRMEYECEK
AKP’nin erken seçim hazırlıklarının olduğu yönündeki tartışmalara dönük değerlendirmelerde bulunan Kalkan, “Tayyip Erdoğan etrafa moral vermek için sabah akşam konuşuyor. Bir saniye boşluk bırakmıyor. Çünkü insanlar gerçeği görür diye korkuyor” dedi.
“AKP kongreler yapıp, seçime hazırlanıyor. Ama seçimi göremeyecek” diyen Kalkan, “AKP yazı görse, güzü göremeyecek. Boşuna çalışıyor. Şu an Kürdistan’da AKP’nin oyları üç, dört sene öncesinin yarısından da aşağıya düşmüştür. Demokratik bir seçim olursa ortaya çıkacak sonuç budur” ifadelerini kullandı.
KATİL OLAY YERİNE DÖNER
Duran Kalkan Tayyip Erdoğan’ın Amed ve Mardin ziyaretlerine ilişkin ise şunları dile getirdi;
“Paris’te katliam olduktan sonra olay yerine ilk giden kişilerden birisi Ömer Güney’di. Katiller katliam yapınca herkesten önce izlemek istiyorlar. Tayyip Erdoğan’ın Mardin’e gidişi de, Amed’e gidişi de öyledir. Nusaybin’i, Hezex’i, Kerboran’ı katletti, Mardin’e gidiyor. Sur’da katliam yaptı ve bunu görmek üzere de Amed’e gidiyor.”
Duran Kalkan AKP’nin Kürdistan’da bir karşılık bulamadığını ifade ederek, taşıma kitleyle yapılan organizasyonlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kalkan, “Erdoğan’ın Mardin’deki etkinliğinde salona bir sürü insan toplamışlardı. Bunların hepsi bindirilmiş kıtalardır. Faşist ruhla ve maddi imkanla beslenmiş, Hitler’in SS, SIA grupları gibidirler” diye konuştu.
Mardin’de Tayyip Erdoğan’ın konuşma yaptığı salonda açılan ‘Derikliler, Kızıltepeliler’ yazılı pankartların gerçeği yansıtmadığını belirten Kalkan, “Ben Deriklilerle, Kızıltepelilerin yarısını tanırım. Oralarda Tayyip Erdoğan’a pabuç bırakacak, ‘eyvallah’ diyecek kimse yoktur” dedi.
ABD SİYASETİ ORTADOĞU’DA ZORLANIYOR
Trump yönetimi birinci yılını doldururken ABD’nin Ortadoğu politikasında başarısız kaldığını ifade eden Kalkan, “Amerika siyaseti Ortadoğu’da zorlanıyor. Kendini dünyada teşhir olmaktan kurtaran husus DAİŞ faşizmine karşı koalisyona katılması ve Rojava özgürlük güçleriyle dayanışma içerisine girmesiydi. Bu Amerika’nın dünyadaki bozuk itibarını da, Ortadoğu savaşındaki zorlanmasını da biraz aştırtmıştı. Fakat son aylarda görülüyor ki bu konuda yalpalanma var” şeklinde konuştu.
“Trump yönetimi bir yılını doldurmadan bir bakan düştü. Bu kesinlikle Ortadoğu politikasıyla bağlantılıdır. Tillerson başarılı olamadı. Tayyip Erdoğan küfür etmedik bir Amerikalı yönetici bırakmadı. Amerika yönetiminden biri bile buna sesini çıkarmadı” diyen Kalkan, “böyle politikacılık mı olur?” diye sordu.
Kalkan sözlerine şöyle devam etti; “İkinci Dünya Savaşını Sovyetler Birliği, İngiltere, Fransa ve Amerika ittifakı kazanmıştı ve bu ittifakın adını ‘demokrasi ittifakı’ koymuşlardı. Bunun ilkesinde de faşizme karşı olmak vardı. Hitler faşizmine karşı olunduğu söylenildi. Faşist diktatörlüklere karşı olacaklardı. Ama değiller. Avrupa’da sağcılık gelişiyor. Çünkü faşizme tavır alamadılar.”
KALICI HALK MAHKEMESİ
“Avrupa’nın devletler düzeninin dışında kalan çok değerli aydın, demokrat, yurtseverleri var. Onlar toplumu temsil ediyorlar. Bu insanlar buraların yüz akıdırlar. Onlar olmazsa bu dünya yaşanılır bir dünya olmaz” diyen Kalkan, Paris’te gerçekleştirilen ‘Uluslararası Kalıcı Halk Mahkemesi’ni çalışmalarını değerlendirdi.
Kalkan, Türk devletinin yargılandığı bu tür platformların önemine dikkat çektiği konuşmasında “Bu çabaları çok değerli ve anlamlı buluyorum. Onları kendi diplomasimizin alanları olarak görüyoruz” diye belirtti.
Mahkemenin ‘Türk devleti Kürtlere karşı savaşıyor’ tespitini eksik bulan Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı; “Ortada bir savaş yok. Soykırım ve katliam var. Cizre’de katliam yapıldı, Efrin’de soykırım yapılıyor.”