PKK Yürütme Komitesi, Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve tüm dünya emekçilerinin 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü kutladı.
HABER MERKEZİ – PKK Yürütme Komitesi 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’ne ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada, 1 Mayıs ruhuyla mücadele edildiğinde tarihi sonuçların elde edileceği belirtildi.
PKK açıklamasının devamında 24 Haziran seçimlerine ilişkin de önemli mesajlar verdi.
PKK açıklamasında 1 Mayıs tarihine ilişkin şu hatırlatma yapıldı. ‘’1886 yılında Chicago’da 8 saatlik işgünü için başlattıkları grevden bu yana işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs, 132 yıldır yürütülen mücadeleyle demokratik sosyalizm için mücadele günü haline gelmiştir. 1 Mayıs, dili, dini, rengi ne olursa olsun insanlığın en fazla ortak kutladığı gündür. Kapitalizmin tüketici karakteriyle tüm toplumsal değerleri yıkması sonucu kapitalizme karşı mücadele tüm insanlığı kapsayacak hale gelmiştir. İnsanlık tarihsel toplumsal değerleriyle ancak kapitalizme karşı yürütülen mücadeleyle yaratılacak demokratik sosyalizmle varlığını sürdürebilir. Bu açıdan 1 Mayıs artık tüm insanlığın kapitalizme karşı birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanmaktadır.’’
1 MAYIS BİLİNCİNE İHTİYAÇ VARDIR’
İnsanlığın bugün 1 Mayıs bilinci olan birlik, dayanışma ve mücadeleye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu belirten PKK, ‘’Mücadele edildiğinde Kapitalizmin süreklileşen kriz ortamında demokratik sosyalizmin yaratılması doğrultusunda önemli gelişmeler ortaya çıkarılacaktır’’ dedi.
PKK Yürütme Komitesi açıklamasının devamı şöyle: ‘’Kapitalizmin krizi, sosyal demokrat ve liberal politikalarla aşılamadığından, bugün dünyanın her yerinde sağ partiler iktidara gelmektedirler. Sağ iktidarlar zor, baskı ve sömürüyü arttırarak kapitalizmin krizini aşmak istemektedirler. Krizi yaratanların krize çare bulması mümkün olmayacağına göre, krizi derinleştirmekten başka bir sonuç ortaya çıkaramayacaklardır.
Örgütlü demokratik toplum temelinde demokratik konfederalizm sistemine dayalı devletçi ve iktidarcı olmayan demokratik sosyalizm çizgisinin büyük hamleler yapacağı bir döneme girilmiştir. Kapitalizmin küresel karakterine uygun yaratıcı düşünce, doğru politika ve taktik yaklaşımlar geliştirildiğinde önümüzdeki on yıllara demokratik sosyalizm damgasını vuracaktır. Milyonlarca şehidi olan 132 yıllık mücadele, kapitalizmin sonunu getirecek çok güçlü bir demokratik birikim ortaya çıkarmıştır. Bunun için de her zamankinden daha fazla enternasyonalist dayanışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
1 MAYIS RUHUYLA MÜCADELE EDİLDİĞİNDE TARİHİ SONUÇLAR ELDE EDİLECEKTİR
Devletçi sistemin ve kapitalist modernitenin en fazla kriz ve kaos içine girdiği yer de Ortadoğu’dur. 1 Mayıs ruhuyla Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da mücadele edildiğinde, demokratik devrimin geliştirilmesi yönünde çok tarihi sonuçlar ortaya çıkarılacaktır. Krizin ve kaosun yaşandığı dönemler, aynı zamanda büyük devrimci gelişmelerin ortaya çıktığı dönemlerdir. Bu açıdan Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da büyük değişim ve gelişmelerin arifesinde bulunmaktayız. Bu nedenle Üçüncü Dünya Savaşının odaklandığı Ortadoğu’da başta Türkiye’deki AKP-MHP faşist iktidarı olmak üzere tüm karşı-devrimci güçler kendilerini ayakta tutabilmek için gerici bir direniş içine girmiş bulunmaktadırlar.
Tarihte görüldüğü gibi, kaos dönemlerinde esas olarak toplumsal sorunlara çözüm olacak düşüncelerle tarihin akışı değişmektedir. Eğer Ortadoğu kaosunda yaratıcı düşünce, doğru strateji, taktik ve ittifaklar geliştirilirse tarihteki en büyük demokratik devrim Ortadoğu’da gerçekleşecektir. Bu nedenle 1 Mayıs’ın ruhunda var olan birlik, dayanışma ve mücadele bilincini en yüksek düzeyde açığa çıkarmak tüm sosyalist güçlerin ve devrimci demokratların tarihi sorumluluğu haline gelmiştir. Önder Abdullah Öcalan’ın iktidarcı-devletçi olmayan demokratik sosyalizm çizgisi ve demokratik ulus anlayışıyla PKK bugün Kürdistan’dan başlamak üzere tüm Ortadoğu’da bir demokratik devrim hamlesi yürütmektedir. Kürdistan’ın tüm parçalarında demokratik devrim hamlesi geliştiği gibi, bugün Rojava’da demokratik konfederalizm sistemine dayalı yeni bir devrim hamlesi gelişmektedir. Bu devrim Arap, Süryani, Ermeni, Dürzi, Çeçen ve Türkmen, Suriye’nin tüm halklarını sarmış bulunduğu gibi, tüm Ortadoğu’yu da etkilemektedir.
AKP-MHP YENİLGİYE UĞRATILDIĞINDA EN BÜYÜK ENGEL KALDIRILMIŞ OLACAK
Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’daki bu demokratik devrimci gelişmeye karşı tüm despot ve gerici güçler adına AKP-MHP faşizmi saldırıya geçmiş bulunmaktadır. AKP-MHP faşizminin Kürt düşmanlığı ve Kürtleri soykırıma uğratma zihniyeti bugün en açık biçimde demokrasi düşmanlığına, halklar ve emekçiler düşmanlığına dönüşmüştür. Demokrasi düşmanı bu iktidar yenilgiye uğratıldığında Türkiye ve tüm Ortadoğu’da demokratik devrimin önündeki en büyük engel kalkacak, Ortadoğu’da halkların demokrasi çağı başlayacaktır.
AKP-MHP faşizmi Türkiye’de ve Ortadoğu’da görülmemiş bir demokrasi düşmanı güç durumundadır. Bu iktidarın demokrasi düşmanlığıyla Kürt düşmanlığı iç içe geçmiştir. Suriye’de gelişen demokratik devrim düşmanlığı da, Efrîn işgali de, sürekli saldırganlık içinde olan savaş politikası da demokrasi düşmanlığının en açık ifadesi olmaktadır. Binlerce siyasetçinin tutuklanması yanında, Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar gazetecinin tutuklanması ve ağır cezalara çarptırılması, AKP-MHP faşizminin nasıl bir demokrasi ve özgürlük düşmanı olduğunun açık ifadesidir. AKP-MHP faşizminin uyguladığı OHAL’in demokrasi güçlerine bir darbe olduğunu, “OHAL’de grevleri engelliyoruz” söyleminde açıkça görmek mümkündür.
AKP-MHP faşizminin demokrasi düşmanlığı karşısında en temel demokrasi güçleri olan Kürtler, Aleviler ve kadınlarla tüm demokrasi güçlerinin ortak bir demokrasi mücadelesi yürütmesi acil hale gelmiştir. Bu temelde PKK ve Türkiye’deki devrimci güçlerin önemli bölümünü içine alan Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kurulması önemli bir adım olmuştur. Bu adımın yanında diğer tüm parti, kadın, gençlik, işçi sendikalarının da içinde olduğu en geniş demokrasi güçlerinin ortak mücadele platformunu yaratmak da gerekmektedir.
1 MAYIS’I DEMOKRATİK DEVRİM KONGRESİ HALİNE GETİRME İHTİYACI VARDIR
Bu açıdan 2018 1 Mayıs’ını AKP-MHP faşist diktatörlüğüne karşı bir demokratik devrim kongresi ve ortak mücadele platformu haline getirilmesine ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ihtiyacı olan böyle bir ortak mücadele ruhudur. Bu yaratıldığında kesinlikle AKP-MHP faşizminin sonu kısa sürede getirilecektir. Türkiye’deki faşist sistem en zayıf durumda bulunmaktadır. Halkları ve emekçileri yönetme gücünü kaybettiğinden, sürekli saldırarak kendini ayakta tutmaya çalışmaktadır. Kürt düşmanlığı temelinde demokrasi düşmanlığı yapması da tamamen iktidarını ayakta tutma amaçlıdır. Tüm demokrasi güçleri ve Türkiye halkları bu gerçeği görmelidir. Kürtler Türkiye’de bölünmenin değil, demokratik birliğin ve ortak yaşamın savunucusudurlar. Demokrasi mücadelesinin en temel bileşenidirler. Eğer demokratik Türkiye’de Kürtlerle birlikte kardeşçe yaşanacaksa, demokrasi güçleri Kürt düşmanlığına dayalı bu demokrasi ve emek düşmanı oyunu bozmalıdırlar.
24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE AKP-MHP FAŞİZMİNE KARŞI ORTAK TUTUM GEREKMEKTEDİR
24 Haziran’da Türkiye’de bir seçim yapılacaktır. 24 Haziran’da kişiler değil, Türkiye’de demokratikleşmenin önünün açılmasıyla, diktatörlüğün daha da pekiştirilmesi ve saldırganlığı arasında seçim yapılacaktır. Bu açıdan tüm demokrasi güçlerinin AKP-MHP faşizmine karşı ortak tutum takınması gerekmektedir. 24 Haziran seçimleri aynı zamanda faşizme karşı bir demokrasi mücadelesi platformu olacaktır. Kürtler faşizm ve diktatörlük karşısında bu demokrasi platformunda her zaman olduğu gibi aktif yer alacaklardır.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Ortak mücadele iradesini pekiştireceğimiz bu dönemde Kürt Özgürlük Hareketi olarak 1 Mayıs ruhuna her zaman olduğu gibi günümüzde de en yüksek düzeyde sahip çıkacağız. Halkların kardeşliği, emekçilerin özgürlük, eşitlik, demokrasi ve sosyalizm bayrağını en yükseklerde dalgalandıracağız. Bu temelde Kürt halkını, Türkiye halklarını ve tüm Ortadoğu halklarını ve emekçilerini meydanlarda buluşmaya ve ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.’’