HABER MERKEZİ
Suriye savaşı 7’nci yılını işgalci Türk Cumhurbaşkanı’nın çeteleriyle, Efrin Çağın Direnişi, DAİŞ’in bitişi ve Esad rejiminin Erdoğan’ın çetelerinden bazı bölgeleri temizleme ile geri bıraktı. Erdoğan; Fırat Kalkanı işgal operasyonu ile Bab, Ezaz ve Cerablusu ÖSO çeteleri ile birlikte DAİŞ’ten anlaşarak devraldı.
Erdoğan, bu üç kentti çeteler ile beraber işgal ederek sözde alternatif yönetim(meclis)ler kurarak Antep, Hatay ve Kilis gibi şehirlerin Valiliğine bağladı. Buralarda çeteler ile beraber şimdilik yönetiyor.
İdlib neden öneli sorusu sorulduğunda şu cevabı vermek mümkün; Lazkiye-Halep-Hama gibi önemli şehir merkezlerine giden yollara ulaşabilirliği, Akdeniz’e çıkış olasılığı ve rejimin kalbi durumundaki Lazkiye’ye coğrafi yakınlığı gibi nedenlerle çeteler va aynı zamanda Esad rejimi içinde önemli bir konumda. Bir diğer kritik konuda nüfus yoğunluğu. Ülkenin farklı bölgelerinden aldığı göç ile de nüfusu iki milyona ulaşmış durumda.
Erdoğan bunun yanında Esad rejimine yakın olan şehir olan İdlib’i de çeteleri ile beraber işgal etti. Burada; Fetih ordusu, Ahrar El Şam, Feylak El Şam, Şukur El Şam, Şukru El Cebel, Tecemmü Festakim, Mücahitler Ordusu, Şam Cephesi, Ceyş El İslam, Özgür İdlib Ordusu bulunuyor.
Bu çete grupların birçoğu ABD ve işgalci Türk devletinin beraber Eğit-Donat projesinden sonra oluşturuldu. Ve son olarak gelen iki haber ile birlite İdlib konuşulmaya başlandı. İşgalci Türk devleti içinde bu haberlerde çok önemli.
İşgalci Türk Cumhurbaşkanı iç ve dış politikalarını tamamen Suriye savaşı üzerine kurmuştu. Ve bir çok çete grubu ve asker ve MİT’iyle bizzat sahada kontrolü kısmen de olsa elinde bulunduruyor.
Gelen haberlerden birinci; ABD daha önce işgalci Türk devleti ile beraber destek verdiği İdlib ve çevresinden tamamen yardımını keserek QSD’ye verdi.
Bu işgalci Türk devleti için çok kritik bir eşik. Çünkü bölgede işgalci Türk devleti tek kalmış oldu ve saldırıya açık bir hale geldi.
Ardından gelen 2’nci haber ise; Putin ve Esad’ın Soçi’de baş başa görüşmesinde Putin “Yabancı askeri güçler Suriye’den çekilecek” açıklamasında bulunurken kastı şu idi; İsrail’in artan baskısına karşın İran ve Türkiye’nin çekilmesi.
Bu durumda şimdilik bölgede Esad rejimi ile hareket eden İran’ın çekilmesi pek mümkün görünmediği bu nedenle birinci hedef; Türkiye
Esad’ın daha önce defalarca açıkladığı; İdlibten çekilme çağrısı yerini Esad’ın İdlib operasyonuna askeri açıdan hazır olduğu bilgileri yeri alıyor. Esad ve İran karadan Rusya ise havadan İdlib’i alacağı bir operasyonu başlatmak üzere. İşgalci Türk devleti de İdlib ve çevresinde yeni askeri noktaların yapıma başladığını açıkladı.
Rusya’nın gözlemiyle bazı çete grupları ve ailelerinin işgalci Türk devletinin işgal ettiği bölgelere taşınıyor. İşgalci Türk devleti ve Erdoğan’ın burada kafalarının karışık olduğu ortaya çıkıyor. Suriye’de mazlumları koruduğunu ve Esad rejimine olduğunu sürekli mitinglerinde dile getiren Erdoğan, bir yandan Esad rejimi ile anlaşarak çete ve ailelerin Esad’ın bölgesinden kendi işgal ettiği bölgelere tahliye ediyor.
Şimdi Esad rejimi İdlib’e operasyon düzenlerse sonuç ne olur? Bu sorunun en büyük cevabı Ankara’dır. 24 Haziran’da seçime gitmek zorunda kalan Erdoğan, elinde seçim argümanı olarak şimdilik Suriye’yi tutuyor. Esad’ın İdlib’e girmesi demek Astana’daki 3’lü işgalci ortaklığın bozulması demek.
Esad rejimi İdlib’e girmek ile yetinmeyip Bab’a da operasyon yapacağını dile getiriyor. Bu aslında en başta Esad’ın dile getirdiği, işgalci Türk devletinin Suriye’deki pozisyonunun işgalci olduğu.
İşgalci Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde, kendine bağlı çete grupları her gün birbirleriyle çatışmakta. Efrin’de çatışan çete gruplarını ağır silahlarla müdahale ederek zorlukla ayırabilen işgalci Türk devleti Bab, Ezaz ve Cerablusta izlediği politikalar kendi çetelerini bile rahatsız etmiş durumda. Bu rahatsızlık yer yer çatışmalara dönüşmekte.
İşgalci Türk devleti yakında Suriye zor günlerin beklediği söylemek mümkün, girdiği bataklıkta boğulacağı kuvvetle muhtemel. 24 Haziran’dan önce olası operasyon Erdoğan’ı iktidardan dahi götürebilecek bir depre etkisi yaratabilir.