Onlar birbirine söz veren ve son ana kadar verdikleri sözü yerine getirmek amacıyla mücadele iki kadın. Doğdukları topraklarda yaşamın her alanında birbirlerini yalnız bırakmayacaklarının sözünü veren Axin ve Zeryan son kez Botan’da buluştu. Özyönetim direnişine ses olan iki arkadaş, son ana kadar sürdürdükleri mücadeleyle Botan direnişine isimlerini kazıdı.
AMED –Diyarbakır’ın en büyük ilçesi olan ve yurtseverliğiyle bilinen Bağlar’da dünyaya gelen Derya Karahan (Axin Mahir Dicle) ve Ayşe Kaçar (Zeryan) çocukluklarından itibaren birbirinden kopmadı. 2000’li yıllarda genç kadın çalışmalarında yer alan 2 arkadaş daha sonra PKK’ye katıldı. Axin Cizre, Zeryan ise Şırnak direnişinde yaşamını yitirdi.
Gençlik çalışmalarına önce Axin ardından Zeryan katılır. Sur ilçesinde ilk genç kadın olarak Axin çalışma yürütür. Axin, 2000’li yıllarda göç politikaları nedeniyle Diyarbakır’a göç eden aileler üzerinde gerçekleştirilen politikalara karşı mücadele yürütür. Axin’in verdiği mücadeleden etkilenen Zeryan ise Bağlar Hatboyu Mahallesi’nde çalışma yürütür. İki ilçede ilk kadınlar olarak çalışma yürüten 2 arkadaş verdikleri mücadele doğrultusunda kısa sürede halk tarafından sahiplenilir. Yürüttükleri çalışmalar sonucu devletin hedefi haline gelen Axin 15 Şubat 2004 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanır. Axin’in tutuklanmasının ardından çalışmalarını büyüten Zeryan ise Axin’den 4 ay sonra tutuklanır. İki arkadaş bu kez zindan gerçekliği karşısında da birbirlerini yalnız bırakmaz. Zeryan da 15 Mayıs 2005 tarihinde tutuklanır ve 15 Haziran’da tahliye olur. Cezaevi pratiğinin ardından Axin, 18 Haziran 2005 tarihinde PKK’ye katılır. Axin’in gidişinden 3 gün önce cezaevinden çıkan Zeryan, Axin’in gideceğini anlar ve bir yazı yazar. Zeryan’ın satırlarında şu cümleler saklıdır:
“Zeryan’dan Axin’e: Bir soluk da benim için al
“Değerli Axin Heval. Canım hevalim gün ola alnında boncuk boncuk ter damladığında gerçekten yorulduğunu duyumsadığında, derince bir soluk al özgürlükten. Ciğerlerini ağrıtacak cinsten. Soluğunu bıraktığında selam söyle özgürlüğe ve özgür mekanlara. O zaman anlayacaksın ki bütün çıplaklığıyla yaşam alnından damlayan ter damlacıklarındadır. Bir soluk da benim için al olur mu? Sevgiyle, özlemle kucaklayıp öpüyorum seni. Gerçekten kendine çok iyi bak.”
Zeryan’da yüzünü dağlara döndü
Mektubu eve bırakıp ayrılan Axin’den 1 ay sonra 7 Temmuz 2005 tarihinde Zeryan da yüzünü dağlara çevirir. Aynı alanda tekrar buluşan 2 arkadaş özlemini duydukları özgürlük aşkını dağlara birlikte haykırırlar. Bir süre aynı dağlarda mücadele eden arkadaşların yolu bu kez Botan bölgesinde kesişir. Özyönetim direnişi kapsamında Botan bölgesine gelen 2 arkadaştan Axin Cizre’de yaşamını yitirirken Zeryan ise Şırnak’ta yaşamını yitirip sonsuzluğa ulaşır.
‘Katliamcı zihniyet onları ayıramadı’
Üzerlerinde büyük etkiler yaratan Axin ve Zeryan’ı mücadele arkadaşları şu cümlelerle özetliyor: “Axin şen şakrak ve yerinde duramayan bir kadındı. Zeryan ise yoldaşlık bağlılığının her noktasını kendisinde yaşatıyordu. İki yoldaş, iki can olan Axin ve Zeryan yoldaşlarımız birbirlerine bağlı oldukları kadar Kürt halkına da bağlı yaşıyorlardı. İki arkadaş yan yana gelince o ortamda herkes onları hayranlıkla izlerdi. Her yerde beraber olmayı seçerlerdi ve bu direnişte de yine ayrılmadılar. Katliamcı zihniyet bile onları ayıramadı.”
Axin tüm ailelerin sevgisini kazanmayı başardı
Zeryan ve Axin’in 2002 yılında HADEP Gençlik çalışmalarından arkadaşı Habib Ak, Sur ilçesinde yaptıkları çalışmalar sırasında Axin’in de dahil olmasıyla birlikte çalışmalarının farklı bir boyut kazandığını aktardı. Sur ilçesinde kadınların çalışmalara dahil olmakta sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Habib, Axin’in ailelere verdiği güven duygusundan kaynaklı birçok kadının çalışmaya dahil edildiğini söyledi. Axin’in duruşuyla, mütevaziliğiyle ve gülüşüyle birçok aileyi etkilediğini ifade eden Habib, Axin ve ailesinin devlet tarafından yaşadıkları baskı nedeniyle mücadeleye daha fazla bağlı olduğunu belirtti. Habib, Axin’in cezaevinden çıktıktan sonra mücadelede daha fazla netleştiğine tanık olduklarını dile getirerek, Diyarbakır’ın Axin’e artık dar geldiğini ve mücadelesini şahlandırmak adına PKK’ye katılma kararı aldığını vurguladı.
Zeryan, Axin’e verdiği sözü 1 ay sonra tuttu
Axin’in gitmeden önce yaşadığı coşkuya tanıklık eden Habib o anları şöyle ifade ediyor: “Derya bir anda yanıma geldi. Odada adeta zıplayıp gülücükler saçıyordu. Bizden yaşça küçük olmasından kaynaklı onu öyle görmek çok farklı gelmiyordu. Aniden ona ‘hayırdır neye borçluyuz bu mutluluğunu’ dedim. Bana dönüp ‘Bana hemen bir hediye ver. Şuan üzerinde ne varsa onu hediye et’ dedi. Üzerimde gümüş renkli bir kalem vardı ve ona verdim. Hediyesini aldığı gibi ‘Merak etme birkaç güne mutluluğumun nedenini anlarsın’ dedi. Odadan çıktıktan sonra gideceğini anladım aslında. Axin’in gittiğini öğrendikten sonra Zeryan arkadaşın da gideceğini tahmin ettik. Çünkü onlar birbirinden kopmayacak iki yoldaştı ve birbirlerine söz vermişlerdi. Zeryan, Axin’e verdiği sözü 1 ay sonra tuttu ve yanına gitti.”
‘Axin ve Zeryan ‘nasıl yaşamalı’ sorusunun cevabıydı’
Axin’in kardeşi aynı zamanda mücadelesine tanıklık eden Alev Karahan, Axin’i “yaşamın diğer adı” olarak betimliyor. Alev, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Nasıl yaşamalı” sorusunun en güzel cevabının Axin ve Zeryan’ın yaşam pratiğinde gizli olduğunu söylüyor. Alev, Axin ve Zeryan’ı 29 harf, 3-5 hece, birkaç yaprak, roman ya da cilt dolusu kitapların anlatamayacağını belirterek şunları vurguluyor: “Daha çocuk yaşta devletin inkar ve baskı politikalarıyla tanışmıştık. Maalesef bu coğrafyada doğan çocuklar dünyaya gözlerini açarken yok edilmeye, asimile edilmeye çalışılan bir halkın gerçekliğiyle yüzleşiyorlar. Yani doğalında kendilerini mücadelenin, direnişin içinde buluyorlar. Derya’nın direnişi daha çocuk yaşta başlamıştı. 90’lı yılların başında cezaevlerindeki siyasi tutsaklara yapılan baskı, işkence uygulamalarına karşı tutuklu ailelerinin Dilan sinemasında başlatmış olduğu 3 günlük dönüşümlü açlık grevine Derya da çocuk yaşta kendisini dayatıp 1 günlük açlık grevine girerek destek vermişti. Bu onun sisteme karşı ilk direnişiydi.”
Amed’in Deryası, Güneyin Axin’i, Cizre’nin İsyan’ı oldu
Axin’in mahkemeye çıktığı gün anılarını anlatan Alev, “Tüm aile ve arkadaşları oradaydık. Adliyenin bahçesinde hep birlikte ‘Derya mahkemeye düşmüş avukatı ben olaydım’ türküsünü söylemiştik. O gün çok etkilenmiştim. Tahliye olduktan sonra o kararını çoktan vermişti. Artık düşler ülkesinde ideallerini gerçekleştirmek için özgür yaşamın inşasında yer alacaktı. Derya ile aramızda güçlü bir bağ ve çok iyi bir iletişim vardı. Birbirimize bağlılığımızı, sevgimizi yürekten hissettiriyorduk. Nerede bir haksızlık varsa orda oldu. Halkına ve mücadeleye sevdalıydı. Tutkuyla bağlıydı. Özellikle kadınlara ve çocuklara karşı çok daha hassastı. Abartıdan uzak mütevazi bir yaşam sürdü. İnsanların hafızalarına, ruhunda gizli olan meleği nakşetti. Amed’de bir Deryaydı, güneyde yüreğimize düştüğü Axin, Cizre’de direnişin simgesi İsyan’dı” diye konuştu.
İki yoldaş, iki can birbirlerine verdikleri sözü tuttu
Zeryan’ın mücadele arkadaşı olan Mercan Altunkaya, Zeryan’ı zorlu süreçlerde çözüm üreten kişiliğiyle hatırlıyor. Zeryan’ın her zorluk karşısında çözüm gücü olmayı başardığının altını çizen Mercan, Zeryan’ın iyi bir dinleyici olduğu kadar yaşamın tüm zorluklarına gülümseyerek cevap olduğunu söyledi. Zeryan’ın güçlü duruşu karşısında etkilendiğini ifade eden Mercan, “Zeryan hep güçlü bir kadın kişiliğiyle bizleri etkiledi. Yaşamı boyunca hep geleneksel kadın yakıştırmasından uzak bir yaşam kurdu. Benimle her konuştuğunda geleneksel kadın özelliklerinden kurtulmamı söylerdi. Beraber sürekli olarak Aşıklar Tepesi’ne gidip saatlerce otururduk. Gideceği gün de beraber oturduk. Sohbet ettik ama gideceğini anlamadım. Akşam eve dönünce bir mesaj attı ve sonrasında kendisine ulaşamadım. Axin’i çok tanıma fırsatım olmadı ancak Zeryan’ın anlatımlarından aralarındaki yoldaşlık bağını hissedebiliyordum. Zeryan ve Axin birbirlerini bırakmama sözü vermişlerdi. Ne bu dünya da ne de diğer dünya da. İki melek, iki yoldaş, iki kardeş birbirlerine verdikleri sözü tuttular” dedi.
‘Zeryan ve Axin kararlı duruşa sahipti’
Zeryan ve Axin’le uzun süre arkadaşlık kuran Özlem Teke ise, Zeryan’ı gençliğinin en güzel yanı olarak dile getiriyor. Zeryan’la biriktirdiği güzel anların çok fazla olduğunu belirten Özlem, “Günlerdir beynimde bir film şeridi dolanıyor. Andıkça önce güzel bir tebessüm kaplıyor yüreğimi mutlu oluyorum. Sonra gerçekler bir tokat gibi çarpıyor yüzüme ve içim yanıyor. Axin, güzel gülüşüyle yoldaşlığın simgesiydi. Axin’in kararlı duruşu ve deli dolu halleri herkeste heyecan uyandırırdı. Axin’le kısa süreli bir yoldaşlığımız olsa da onu tanımam etkilenmeme yetti. Artık olmayacaklarını bilmek canımı acıtıyor. Bu nasıl bir adalettir ki yaşamayı en çok hak eden güzel yürekli yoldaşlar, aramızdan en erken ayrılanlar oldu. Onlar özgürlüğü seçti ve bu halk için önce umut sonra kahraman oldular” diye kaydetti.