Kevser Eltürk (Ekin Wan) yaşamı boyunca kadınların özgürce yaşadığı bir dünya hayal etti ve bu hayali gerçekleştirmek için yüzünü dağlara döndü. “Kadınlara kim el kaldırıyorsa o eli kırın” diyen Ekin, eril zihniyetin ulaşamadığı dağlarda mücadele verirken tepelerde, ovalarda, şehirlerde, en ücra köylerde yaşayan kadınlara selam gönderirdi.
WAN – Cansız bedeni boynuna ip bağlanarak sürüklenen ve çıplak bedeni teşhir edilerek işkence yapılan fotoğrafı ile tanıdı herkes onu. Kimdi o fotoğrafta ki kadın? Ailesinin “nazlı” büyüttüğü evin en küçük çocuğuydu, eril zihniyete, baskıcı erkek toplumuna başkaldıran kadındı, fedakardı, 20 yaşında savaşçılığı seçmiş kadın özgürlük mücadelesinin savunucusuydu. 2008 yılında YJA Star’a katılan Kevser Eltürk’e aitti o fotoğraf. Tam da onu onursuzlaştıracağını düşünerek, savaşını kadın bedeni üzerinden yürüten her erkeğe cevap vermek için başlamıştı mücadelesine ve o artık Ekin Wan’dı.
Kadın bilinci erken yaşlarda başladı
1986 yılında Van’ın Çaldıran ilçesinin Sarıçimen (Navre) köyünde dünyaya gelen Ekin, ailesi ve çevresi tarafından fedakâr ve feminist yapısı ile tanınırdı. Ekin henüz bebekken köyden ayrılarak Van merkezine taşınan ailesi hala burada yaşıyor. Ekin daha 20 yaşında yani 2008 yılında YJA-STAR’a katıldı. 10 Ağustos 2015 tarihinde de Muş’un Varto ilçesinde çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. 9 yıl süren mücadele yıllarında azmi ve başarısı ile komutan olarak görev yapan Ekin, hayatı boyunca mücadele yürüttü. Gerilla olmadan önce de ailesi ve çevresindekilerle toplumsal cinsiyet üzerine sık sık tartışmalar yapan Ekin, kadın özgürlükçü düşünce modelini çevresine tanıtmak için çabalayan bir kadındı.
‘Kardeşim kadın hakları savunucusuydu’
Ekin’in kız kardeşi Gülistan Eltürk, “Ben ve Ekin birlikte büyüdük birbirimizi çok severdik. Gitmeden önce onunla sık sık dışarı çıkar eğlenirdik. Onunla geçirdiğimiz hoş vakitleri çok özlüyorum. O buradayken birlikte miting ve Newroz etkinliklerine de katılırdık. Ekin bu tarz yerlere gitmeyi severdi. Diline çok bağlıydı, hep Kürtçe konuşurdu. Ekin erkeklere asla boyun eğmezdi. En çok da kadınların özgür olmasını isterdi. Buradayken de öyleydi. Kadınlara yapılan haksızlıklar karşısında sessiz kalamaz tepki gösterirdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü için söyledikleri ve yazdıklarını okurdu. Kadın özgürlüğü konusunda kendini geliştirmeye çalışıyordu, aynı zamanda bizlerle de tartışmalar yürüterek bizleri de bilinçlendirmeyi amaçlıyordu. Şehit düşmeden önce onu son ziyaret edişimizde ‘Kadınlara kim el kaldırıyorsa o eli kırın’ diyordu” ifadelerini kullandı.
‘Bilinci ve cesareti bizi gururlandırdı’
Kardeşinin Kürt halkına ve bölgeye yönelik saldırıları kaldıramadığını belirten Gülistan, “Ekin, evimizin en küçüğüydü ve bir o kadar da nazlıydı. Onun üzerine titrerdik. Ama o halkına yapılan baskı ve şiddeti, haksızlığı kaldıramayarak katılım yapma kararı aldı. Katılım yaptı ve önemli bir amaç uğruna canını feda etti. Bizler onunla gurur duyuyoruz. Hala onun bebeklikten kalma kıyafetlerini saklıyoruz. Ara ara çıkarıp özlemimizi gidermeye çalışıyoruz. Bu kadar nazlı büyütülmüş birinin bu kadar bilinçli ve cesaretli olması bizi çok büyük gururlandırdı” sözlerini kullandı.
‘Kevser sık sık bölge değiştirirdi’
Onun başarılarını uzaktan takip ettiğini, haberlerini almaya çalıştığını belirten Gülistan, “Kardeşim çok başarılıydı. İlk katılım yaptığında İran’da görev aldı ardından başarıları ve çalışkanlığı sayesinde Yüksekova’ya gönderildi. Kevser Kandil’de de görev aldı oradan çıkıp İran’a da gitmişti. En son Varto’ya gönderildi işte. Başarıları sayesinde sık sık bölge değiştirirdi. Kürdistan’ın birçok yerinde görev aldı” dedi.
‘Ablam iple mi kurşunla mı öldü bilmiyorum’
Gülistan’ın son sözleri şu oldu: “O kendini arkadaşları için feda etti. Komutanlık görevini yerine getirdi Kevser. Sorumlu olduğu grubun yakalanmasına ve ölmesine izin vermeyerek kendini feda etti. Ekin kalçasından üç kurşun yedi, orada ölüp ölmediğini bilmiyorum. Askerler üzerinde bomba olmasından korkarak önce yattığı yerden kaldırmadılar ve ona dokunmadılar. Ardından boynuna bir ip fırlatıp dolayarak yerde sürüklemişler. Kardeşimin boynunda ip izleri de gördük, vücudunun birçok yerinde de morluk vardı. Kardeşim vücuduna isabet eden kurşunlarla mı yoksa boynuna dolanan iple mi hayatını kaybetti bilemiyorum” şeklinde konuştu.