Suruç’ta Esvet Şenyaşar ve çocukları Adil ile Celal’ın öldürülmesi olayının tanıkları ilk kez anlattı. Baba başına vurulan oksijen tüpüyle, Celal serum şişesiyle boğazı kesilerek, Adil ise kafasına kurşun sıkılarak öldürüldü. Bunlar yaşanırken Bakan Fakıbaba, vali ve kaymakam hastane bahçesindeydi!
URFA – Urfa’nın Suruç ilçesinde 25 yıldır belediye binasının arkasındaki çarşıda esnaflık yapan Esvet Şenyaşar ve çocukları Adil ile Celal Şenyaşar’ın öldürülmesinin yankısı sürüyor. Olaydan hemen sonra HDP, CHP, İYİ Parti ve Urfa Barosu ayrı ayrı heyetlerle ilçede incelemelerde bulundu. Siyasi parti ve STÖ’lerin incelemeleri devam ederken, olayla ilgili önemli bilgilere ulaşıldı. Saldırıları tüm çıplaklığıyla gören, ancak “güvenlik” nedeniyle isimlerinin gizli tutulmasını isteyen tanıklar, o gün yaşananları bir bir anlattı.
İLK TARTIŞMA 2 GÜN ÖNCE
Tanıkların anlatımına göre, 12 Haziran’da Esvet Şenyaşar ve çocuklarının işlettiği işyerine seçim çalışması amacıyla gelen AKP Milletvekili Adayı İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekiler, Şenyaşarların “Size verecek oyumuz yok” sözleri üzerine tartışma çıktı, tartışma kavgaya dönüşmeden sona erdi. İki gün sonra 14 Haziran’da milletvekili Yıldız ve yakınları, Şenyaşar ailesinin işyerine yeniden geldi, sözlü olarak başlayan tartışmada silahlar kullanıldı. Yıldız’ın yakınları, Adil, Celal ve Ferit Şenyaşar kardeşlere uzun namlulu silahlar ve tabancalarla ateş açtı.
İşte tanıkların anlatımları:
‘İÇERİ GİRMEYİN’ DEDİ VURULDU
Olay, Suruç’ta “Bir Milyoncular Çarşısı” olarak adlandırılan sokakta yaşandı. AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindeki silahlı yakınları sokakta seçim çalışması yürüttükleri sırada “İstanbul Ucuzluk Pazarı” isimli işyeri sahibi Esvet Şenyaşar’a ait dükkana girdi. Esvet Şenyaşar’ın çocuğu Celal Şenyaşar işyerinin içinde, kardeşi Adil Şenyaşar ise işyerinin kapısındaydı. Milletvekili Yıldız içeri girmek isteyince Adil Şenyaşar, “Benim kadın müşterilerim var, içeri girmeyin, müşteriler rahatsız oluyor” dedi. Bunun üzerine Yıldız, “Bizler namusuz muyuz ki içeri almıyorsun” cevabı verdikten sonra tartışma çıktı.
Yıldız korumalarından biri Adil Şenyaşar’a tokat attı. Tartışma büyünce korumalar, Adil Şenyaşar’ın bacağına silahla ateş etti. Yıldız’ın korumaları ve yakınları, Adil Şenyaşar’a sopa ve bıçakla saldırmaya devam etti. Bu esnada yine kendilerine ait yan dükkanda bulunan kardeşi Ferit Şenyaşar, Adil’in vurulduğunu duyması üzerine olay yerine geldi. 3 kardeş de olay yerinde yaralandı. Bu esnada yaralanan Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız ve ismi öğrenilemeyen başka bir kişiyle beraber yaralılar Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
3’Ü DE HASTANEDE ÖLDÜRÜLDÜ
Yaralılar hastaneye vardıklarında Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirdi. Bu esnada hastanede bulunan Yıldız’ın yakınları, tedavi altında olan Celal Şenyaşar’ı doktorların gözü önünde bıçakladı, kırılan serum şişesiyle boğazı kesilerek öldürüldü.
Diğer yaralı kardeş Adil Şenyaşar ise hastane içinde sağlık çalışanlarının gözü önünde tabancayla kafasına sıkılarak öldürüldü.
Çocuklarının vurulduğunu duyan Esvet Şenyaşar hastaneye koştu. Hastanenin acil servis girişinde Yıldız’ın yakınlarıyla karşılaşan baba Şenyaşar, linç edilip, oksijen tüpü kafasına vurularak öldürüldü.
KAMERALAR KIRILDI, DELİLLER TEMİZLENDİ
Yaralı Ferit Şenyaşar da Urfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Milletvekili adayı Yıldız’ın talimatıyla yakınları, önce hastanedeki güvenlik kameralarını tahrip etti, hastanede sarı alanda öldürülen Esvet Şenyaşar’ın etrafa saçılan kanını boyayarak delilleri temizledi.
LİNÇ ESNASINDA BAKAN HASTANEDE!
Hastanede yaşanan linç ve ölümler esnasında Urfa Valisi Abdullah Erin, Suruç Kaymakamı Tarık Açıkgöz ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba hastane bahçesinde bulunuyordu.
Yaşananları işyerinde ve hastanede gören üç farklı tanığın anlatımları ise şöyle:
İŞYERİ KOMŞUSU TANIK
“AKP Milletvekili Adayı Yıldız ve yakınları son 3 gündür dükkanlarımızın bulunduğu yere geliyorlardı. 13 Haziran’da da geldiler. Bizde esnaf olarak ‘Size oy yok’ dedik. Bir gün sonra daha kalabalık geldiler. Hazırlık yapmış gibilerdi. 30’a yakın adamla geldiler. Esnafın dağıttığı sarı, kırmız, yeşil toka ve pilli aksesuarları toplamamızı istediler. Bu sırada sözlü bir tartışma yaşandı. AKP’li vekilin adamları arkadaşımıza tokat attı. Sonra tartışma daha da büyüdü. Esnafta silah yoktu ama onlar silah sıktı. Celal ve Adil kendilerini sopa ve bıçakla korumaya çalıştı. Bu olaylar polislerin gözü önünde yaşandı, sivil polisler izliyordu. Yaralıları dahi hastaneye doğru dürüst kaldıramadık.”
HASTA ZİYARETİNDEKİ TANIK
“Saat 17.00 sıralarında bir yakınımı hastaneye ziyaret etmek amacıyla gitmiştim. Tam o saatte hastaneye yaralıların getirildiğini öğrendim. Hastanenin içi ve dışı çok kalabalıktı. Suruç’ta herkes birbirini tanıdığı için bir anda hastanenin içi Şıhis köyünden olan AKP Milletvekili Adayı İbrahim Halil Yıldız’ın akrabalarıyla doldu ve hastanenin içine girmeye başladılar. Milletvekili adayının yakınları hastaneye giriş yaptıklarında kapıda birçok çevik kuvvet polisi vardı, ancak polisler bu kişilerin içeri girmelerine engel olmadılar. O sırada korktuğum için hastane içerisine girmedim. Ancak dışarıya sesler geliyordu. Kürtçe ‘Me kuşt, me kuşt (öldürdük, öldürdük)’ diye bağırıyorlardı. İçeriden silah sesleri geliyordu. Ve alkışlamaya başladılar. Havaya ateş açtılar. Havaya ateş edildikten sonra polisler bu grubu ikaz edip ‘Dağılın’ dedi. Grup dağılmayınca polisler havaya ateş açtı. Polisler o anda kimseyi gözaltına almadı.”
HASTANE PERSONELİ TANIK
“Olay günü saat 15.50 sıralarında soyadı Yıldız olan bir yaralı Suruç Devlet Hastanesi’ne getirildi. AKP Milletvekili Adayı İbrahim Halil Yıldız hastanedeydi. Hastane içinde ve bahçesinde polisler vardı. Akabinde 16.00 sıralarında ise durumu nispeten hafif olan başka bir yaralıyı Urfa merkeze götürdük. Ben Suruç’a döndükten sonra öldüğünü sonradan öğrendiğim Celal, Adil ve yaralı olan Esvet’in başka hastanelere sevk edildiğini, ancak hastane bahçesinde toplanan Yıldız ailesine mensup taraftarlarca sevkin gerçekleştirilemediğini gördüm. Ambulansların anahtarlarına el konuldu, tekerleklerine ateş açılarak patlatıldı. Ambulansın ön ve arka camları kırıldı, şoför arkadaşlarımız bu grup tarafından ölümle tehdit edildi ve darp edildi. Yanı sıra olay yerinde bu grup tarafından bir askerin burnu kırılarak darp edildi. Bütün bunları yatıştırmak amacıyla Bakan Eşref Fakıbaba sakinleştirmeye çalışsa da başarısız oldu. Esvet Şenyaşar yürüyerek hastaneye gelmesine rağmen Yıldız ailesi taraftarlarınca acil servisin sarı alanında kafasına oksijen tüpüyle vurularak linç edilmeyle çalışıldı. Esvet Şenyaşar’ın başının ezilmesiyle fışkıran kan, acil servisin sarı alanındaki duvarına fışkırmıştır. Gece geç saatlerde ise kan izlerinin olduğu bu alan yıkandıktan sonra boyandı. Acil servis bölümündeki kameraların ise tahrip edildiğini gördüm. Ayrıca olayın yaşandığı acil servise saat gece 02.00 sularında savcının geldiğini gördüm.”