PAJK Koordinasyonu, ‘’ Günümüzde 14 Temmuz direniş iradesi ve ruhuyla toplumsal mücadeleyi büyütmek ve yükseltmek faşizme karşı en geniş direniş cephelerini dalga dalga büyütmek temel insani görev ve sorumluluktur’’ dedi.
HABER MERKEZİ – Partiya Azadiya Jinên Kürdistan (Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi- PAJK) Koordinasyonu 14 Temmuz 1982 ‘Büyük Ölüm Orucu’ eyleminin yıldönümüne ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
PAJK açıklamasında, ‘’Kürdistan Özgürlük Mücadelemiz açısından tarihi bir dönemeci ifade eden 14 Temmuz 1982’de gerçekleşen “büyük ölüm orucu” eylemi Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşların önderliğinde başlayan büyük direniş geleneği Kürdistan’da yeniden dirilişin tarihi olmuştur. Gerek önder kişilikleri ve gerekse büyük yaşam eylemlilikleriyle Özgürlük Mücadelemizde birer özgürlük abideleri olmuşlardır’’ denildi.
Açıklamanın devamı şöyle: Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi- PAJK olarak 14 Temmuz direnişçiliğinin 36. Yılında bu büyük özgürlük savaşçıları başta olmak üzere tüm devrim şehitlerimizi saygıyla anıyor, bıraktıkları mirası onurluca sahiplenme ve başarıya ulaştırma sözünü bir kez daha yeniliyoruz.
DİRENİŞÇİLİK APO’CU MİLİTANLIĞIN KARAKTERİ OLMUŞTUR
Kürdistan Özgürlük Hareketimiz çıkışından beri büyük bir direniş geleneği üzerinden gelerek kendisini var etmiş ve bugüne değin taşımıştır. Direnişçilik; Önder APO’nun öncülüğünde APO’cu militanda ve onurlu Kürt halkında temel bir karakter olmuştur. Özgür yaşamda ısrar APO’cu felsefenin özüdür. Büyük şehadetler gerçekliği özgür yaşam da ısrarın adı ve eylemi olmuştur. Bu fedai eylemlilikler ile özgürce kendini yeniden yaratma gerçekleşmiştir. Bu tarihi çıkışlar kendisiyle bir dönemi başlattığı gibi aynı zamanda Özgürlük Mücadelemizin de mihenk taşı olmuştur. Kahraman şehitlerimize Önder APO sürekli olarak mücadelemizi derinleştirerek, hamle yaptırtarak cevap vermiştir. Bu nedenle yüce şehitlerimizin hayallerini yerine getirme PKK’nin temel bir ilkesi olmuştur. Özgürlük mücadelemizin ilk büyük şehitlerinden olan Haki Karer yoldaşın şehadetine PKK’nin kurulması ile cevap verilmiştir. Aynı şekilde Diyarbakır zindanlarında Mazlum’ların, Dörtler’in ve bu geleneğin takipçisi 14 Temmuz “büyük ölüm orucu” direnişçiliğine verilen yanıt ise 15 Ağustos Atılımı ile Gerilla savaşını Kürdistan’da başlatmak olmuştur. Kuşkusuz 14 Temmuz direnişciliği olmamış olsaydı Kürdistan’da böyle tarihi bir özgürlük atılımı gerçekleşemezdi.
14 TEMMUZ DİRENİŞİ PKK’NİN YENİLMEZ İRADESİNİ KANITLAMIŞTIR
12 Eylül faşist rejimi yeni doğmakta olan PKK hareketine karşı Diyarbakır zindanları başta olmak üzere dünyada benzeri olmayan bir vahşet rejimi uygulamıştır. Zindanlar özgürlük hareketimizin Öncü kadrolarıyla ve sempatizanlarıyla dolup taşmıştır. Özgürlük Mücadelemiz daha başlangıcında Diyarbakır zindanının karanlıklarında yok edilmek istenmiştir. Türk devletinin faşizan imha ve inkar politikaları Mazlum’lar, Dörtler ve 14 Temmuz direnişçiliği ile boşa çıkartılmıştır. Büyük şehidimiz Mazlum Yoldaş “teslimiyet ihanete, direniş özgürlüğe götürür” diyerek özgürlük iradesini ve kararlılığını ortaya koyarak teslimiyeti bertaraf etmiştir. Bu direniş üzerinden Ferhat Kurtay’lar ise kendilerini yakarak özgürlükte ısrarlarını, davaya fedaice bağlı olduklarını göstermişlerdir. 14 Temmuz’un büyük önderleri Kemal Pir ve Hayri Durmuş’lar ise bedenlerini dirhem dirhem eriterek onurlu yaşamda ısrarın eylemcileri olmuştur. Önder APO’nun Kemal Pir yoldaş için “PKK’nin ruhudur” belirlemesi ile bu büyük önder kişilikleri ve bu temelde gelişen 14 Temmuz direnişçiliğinin tarihi önemini ortaya koymuştur.
14 Temmuz direnişçiliği ile birlikte PKK’nin yenilmez iradesi kanıtlanmıştır. “Ya onurlu yaşam ya hiç” mesajı tüm dünyaya gösterilmiştir. Onların özgürlük ruhu ve kararlılıkları bizlere her koşul altında güç vermektedir. Bu görkemli zindan direnişçiliği PKK’ de bir gelenek halini alarak bugün tüm Kürdistan’da her geçen gün gelişerek güçlenen büyük özgürlük mücadelesine dönüşmüştür. Bu Özgürlük Mücadelemiz bugün geldiğimiz aşamada kendisini yeni bir mücadele sürecine taşımıştır. 14 Temmuz direnişçiliği 12 Eylül faşist rejiminin karanlığını yırtmış, halklara direniş ruhu, iradesi aşılayarak aydınlığın yolunu mücadeleyle göstermiştir. Bugün de AKP-MHP faşist iktidarı 12 Eylül rejimini sistemleştirmiş, toplumu en küçük hücresine kadar teslim almak ve üzerinde her türlü ideolojik, sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik operasyonlarla yıkıma uğratmak istemektedir. Günümüzde 14 Temmuz direniş iradesi ve ruhuyla toplumsal mücadeleyi büyütmek ve yükseltmek faşizme karşı en geniş direniş cephelerini dalga dalga büyütmek temel insani görev ve sorumluluktur.
KÜRDİSTAN DEVRİMİNİ GERÇEKLEŞTİRME EŞİĞİNE GELİNMİŞTİR
Bugün de Önderliğimize, Hareketimize ve Kürt halkına karşı geliştirilen topyekün tasfiye planlarına karşı mücadelemizin bulunduğu tüm alanlarda Özgürlük Mücadelesini dönemin ruhuna ve özüne denk geliştirerek büyük bir direniş süreci içinde olduğumuz kesindir. Nasıl ki Diyarbakır zindanlarında APO’cu ruhun yenilmezliği kanıtlandıysa bu günde Özgürlük Mücadelemiz öz iradesi ile Kürdistan devrimini gerçekleştirme eşiğine gelmiş durumdadır.
Bu temelde 14 Temmuz’un Kemal Pir, Hayri Durmuşlar Önderliğinde gerçekleşen büyük mücadele ruhunun sıcaklığında özgürlük mücadelemizi yükseltirken bu yoldaşlarımıza bağlılık sözümüzü yenilerken tüm Kürt halkını, kadınları, gençleri daha fazla mücadeleyi sahiplenmeye çağırıyoruz. Özellikle en temel onursal değerlerimiz olan şehitlerimize yapılan çirkef ve korkunç vahşeti teşhir etmeyi, önüne geçmeyi ve her koşul altında direniş eylemliliklerini yükseltmeyi bu sürecin temel bir mücadelesi olarak göstermeliyiz. Varlık ve yokluk sürecinden geçerken bir kez daha bu yüce kahramanların izinden özgürlük davamızı başarıya taşırmanın bilinci ve eylemliliğiyle tarihi görevlerimize sahip çıkmaya, yine Özgürlük saflarına katılarak Önder APO etrafında kenetlenmeye, kahraman şehitlerimizin anılarını Özgür Kürdistan temelinde gerçekleştirmeye çağırıyoruz.’’