15 Ağustos dolayısıyla Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına bir mesaj yayınlayan Deniz Kaya, dün olduğu gibi bugün de faşizmin tüm uygulamalarına karşı Egîd çizgisini özümseyen takipçiler olduklarını belirtti.
HABER MERKEZİ – Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya, 15 Ağustos atılımının 35’inci yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Kaya, yayınladığı mesajında tarih boyunca her türlü baskı ve sömürüyü kendine meşru gören soykırımcı faşist rejimlerin, dönemsel ve koşulsal olarak kendini yapılandırarak halkların demokratik, özgür yaşam istemi önünde engel teşkil ettiğinin kuşku götürmez bir gerçeklik olduğunun altını çizdi.
Değişenin zihniyet olmadığını, sadece koşullar olduğunu faşist rejimin tüm pratiklerinde eylem ve söylemlerinde görmek için müneccim olmaya gerek olmadığını söyleyen Kaya, “Özellikle TC soykırımcı faşist rejimin 200 yıllık baskı ve sömürü politikalarının bir devamını günümüz iktidarında görmek mümkündür. Tüm renksizliği, çeşitsizliği kendine meşru eğilim olarak kabul gören TC faşizmi, farklılıkların bir arada özgürce yaşamasına olan tahammülsüzlüğünü halklar üzerine çok iğrenç bir şekilde kusmaktadır. Tarihin dualistik akışında yalanın, karanlığın, kötünün, çirkinin yanında saf tutan TC’nin faşist rejimi, bir tehdit olarak halkların önünde durmaktadır. Bu faşist rejime itirazın alternatifi olan demokratik özgür yaşam, doğruyu, güzeli, aydınlığı ve halkların tüm kültürel dokusuyla yaşamı örmeyi dayatırken de uğrunda ölecek bir yaşam olduğuna da büyük bir inançla yaklaşılmıştır” dedi.
Kaya, yaşamı ve insan iradesini baskılamak için özel ve askeri cuntalarla hareket eden TC faşizminin yüzlerce insanın ölüme ve zindanlarda vahşet uygulamalarına tabi tutmasının tarihin kara lekesi olduğunu da ifade etti.
‘15 AGUSTOS VAR OLMANIN VE ÖZGÜRCE YAŞAMANIN KAÇINILMAZ ATILIMI OLDU’
Böylesi soykırımcı, faşist devletin tüm uygulamalarına dönük devrim hareketlerinin onurlu mücadelesinin ise tarihin inkar edemediği direnişlere sahne olduğunu vurgulayan Kaya, devamında şunları belirtti:
“Mahirlerin, Denizlerin bağımsız özgür bir yaşam için yürüttükleri mücadele, halkların özgürlüğüne dayalı bir mücadeledir. Zindanlarda Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin, Sara ve Semaların direnişi, zorun zor bilincine dönük nasıl direnilmesi gerektiğinin tarihsel örnekleridir. 1980 Askeri Cuntası, faşizmin iradesizleştirme hamlesi olarak zindanlarda uygulanmak istenirken, 1982 14 Temmuz ‘Büyük Ölüm Orucu’ çelikten bir iradeyle hamleyi boşa çıkarmış ve ideolojik örgütsel çizgi hatlarını direnişlerle derinleştirmiştir.
Her şeyin boğdurulmak ve karanlığa gömülmek istenildiği bir anda 1984 15 Ağustos atılımı var olmanın ve özgürce yaşamanın kaçınılmaz atılımı oldu. Egîd yoldaşın öncülüğünde gelişen 15 Ağustos direnişi karanlığı yırtıp, halkların aydınlık içerisinde yaşam sürmelerinin yegane direnişidir.
Soykırımcı faşist rejimin halklara uyguladığı tüm saldırılara dönük 15 Ağustos direnişi bir ‘Êdî Bes e’ hamlesi olarak ortaya çıkmış ve halkların yolunu aydınlatan bir ışık olarak yüzünü özgürlüğe dönmüştür. Bizler de Kürdistan ve Türkiye zindanlarında bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak 15 Ağustos Atılımı’nın 34’ncu yıldönümü vesilesiyle başta komutan Egîd yoldaşı saygı ve minnetle anıyor, Egîd çizgisini özümseyen takipçisi oluğumuzu bir kez daha belirtiyor ve partimiz PKK ve PAJK’a, halklara, tüm yoldaşlara diriliş ve direniş günümüz kutlu olsun diyoruz.”
TECRİDE KARŞI DİRENİŞ
Kaya, mesajında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde süren tecrit politikasına da dikkat çekti.
Zindanlarda bulundukları zaman dilimi içerisinde faşizmin tüm uygulamalarına karşı, 14 Temmuz direniş çizgisiyle ve 15 Ağustos diriliş çoskusuyla yaşayacaklarını ve asla boyun eğmeyeceklerinin söyleyen Kaya, “PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak Önderliğimiz üzerindeki tecridi bir hakikat karşıtı olarak ele alıyoruz ve tüm hakikat savunucularını Önderlik hakikatini anlamaya ve faşist rejime karşı direnmeye çağırıyoruz” dedi.