KCK, Türk devletinin Kürdistan’da çıkardığı benzeri görülmemiş orman yangınlarına karşı harekete geçmeye çağırarak, “Kürt halkı, gençleri ve kadınları da orman yangınları karşısında devletten beklenti içine girmeden kazma, kürek ve tüm imkanlarla yangın alanlarına yürümeli ve ciğerlerimiz olan ormanlardaki yangınları el birliğiyle söndürmelidir” dedi.
HABER MERKEZİ – KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı son zamanlarda artan orman yangınlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Türk devletinin Kürdistan’ın en güzel alanların ormansızlaştırmak istediğini belirtti.
Dersim’den Amed’e, Botan’dan Kandil’e kadar uzanan orman yangınlarına dikkat çeken KCK, orman yakmanın insanlığa karşı suç olduğunu kaydetti. KCK, yangınlara sessiz kalan Avrupa, ABD ve Birleşmiş Milletler’in de bu suça ortak olduğu tepkisinde bulunurken, orman yangınlarına karşı harekete geçmeye çağırdı.
ORMAN YANGINLARI GÖRÜLMEDİK BİR DÜZEYZE ARTTI
KCK’nin açıklaması şöyle: “AKP-MHP faşist iktidarı Kürt’ün yaşam alanlarına yönelik yok etme saldırısı yaparak Kürt düşmanlığını kapsamlılaştırmış bulunmaktadır. Son yıllarda bir politika haline getirdikleri orman yangınlarını 2018 yılında görülmedik düzeyde artırmışlardır. Şu anda Dersim’den Amed’e, Botan’dan Kandil’e kadar uzanan binlerce kilometrekarelik alanda savaş araçlarıyla çıkarılan orman yangınları devam etmektedir. Yangınlara müdahale edenler engellendiği gibi ormanlık alanlarındaki uçak bombardımanları ve helikopter saldırıları sürmektedir. Her bomba ve her silah atışı yeni bir yangın çıkarmakta; Kürt halkının ve Ortadoğu halklarının akciğerleri kömürleştirilmektedir. Böylece halkın yaşam ortamı yok edilerek Kürdistan insansızlaştırılmak istenmektedir.
Türk devleti Türkiye’nin ormanlık alanlarında ‘bir ağaç kesmek bir insan öldürmektir’, tabelaları asarken Kürdistan’da her gün binlerce, on binlerce ağacı kül etmektedir. Sadece ormanlar değil içinde yaşayan canlılar da yok edilmektedir. Tüm bunlarla gerillanın dayandığı toplumsal zemin ve yaşadığı doğal korunaklar ortadan kaldırılmak istenmektedir. Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında başarısız kalan AKP-MHP iktidarı bana ait olmayan yok olsun, diyerek Kürdistan’ı yaşanmaz hale getirmektedir.
BU COĞRAFYA ÇÖLLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR
Bu yaz ormanları sürekli yanan yerlerin başında Dersim gelmiştir. Dersim’i ‘Çıban Başı’ olarak görüp insanları katlederek soykırım uygulayanlar şimdi bu soykırımı ve Dersim düşmanlığını orman yangınlarıyla sürdürmektedirler. Boyun eğdirilemeyen ve teslim alınamayan Dersim bu yangınlarla yaşanamaz hale getirilmektedir. 1990’lı yıllarda köyler yakılıp yıkılarak göçe zorlanan Dersimliler şimdi de yangınlarla topraklarından uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinde orman yanarken tüm devlet imkânlarının kullanılması, Dersim’de ise yangınların zevkle seyredilmesi Dersim’e ne gözle bakıldığını gözler önüne sermektedir.
Dersim Kürdistan coğrafyasının en güzel köşelerindendir. Botan Kürdistan’ın en güzel coğrafyası olarak bilinmektedir. Amed Kürdistan’ın kalbi olarak görülüp sürekli soykırımcı sömürgeciliğin hedefi haline getirilen kadim şehirlerimizdendir. Şu anda bu coğrafya yangınlarla tümden ormansızlaştırılıp çölleştirilmektedir. Kürt soykırımı doğa soykırım suçu ile yeni bir boyuta taşınmıştır. Hem de tüm dünyanın gözü önünde bu soykırım suçu işlenmektedir. Ne yazık ki utanç verici bir biçimde bu suç tüm dünyaca seyredilmektedir. Böylece insanlık suçlarının cezasız kaldığı bir durum yaşanmaktadır.
AVRUPA, AB, BM BU SUÇA ORTAKTIR
Bu vesileyle tüm dünyaya sesleniyoruz, orman yakmak insanlık suçu değil midir? Yakılan ormanlar aynı zamanda tüm insanlığın ciğerleri değil midir? O halde Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve insanlık suçları konusunda duyarlı olduğu söylenen kurum ve kuruluşlar ne den sessizdir? Türkiye’nin üyesi olmak istediği Avrupa Birliği ülkeleri bu suç karşısında neden sessizdir? Bu sessizlik kesinlikle Avrupa’yı, ABD’yi ve Birleşmiş Milletler’i bu insanlık suçlarının ortağı haline getirilmektedir.
Tüm bu yangınlar başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok dünya ülkelerinin Türkiye’ye verdiği savaş uçakları, helikopterler ve savaş araçlarıyla çıkarılmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde orman yangınları serbest olmadığına göre bu ülkeler de bu orman yangınlarından dolayı suç ortağıdırlar. Dünyanın başka bir yerinde olsa herkesin ayağa kalkacağı yangınlar Kürdistan’da olunca neden görmezlikten gelinmektedir? Orman yakmak sadece Türkiye yasalarına göre değil, uluslararası yasalara göre de suçtur. Bu açıdan tüm uluslararası kurum ve kuruluşları Kürdistan’ın her yanında yanan bu ormanlar için harekete geçmeye çağırıyoruz.
YANGINLARA KARŞI HAREKETE GEÇİLMELİ
Türkiye’nin başka bir yerinde yangın çıksa Türkiye basını, demokratik kurumlar, çevre örgütleri, sanatçılar, aydınlar, siyasetçiler ve tüm kamuoyu duyarlı olurken, sıra Kürdistan’a gelindiğinde normal görülmekte ve sessiz kalınmaktadır. Bu ormanlar Türkiye halklarının da ciğeridir. Bu açıdan tüm Türkiye kamuoyunu, çevre ve insan hakları örgütlerini, demokratik siyasi güçleri ve tüm Türkiye halklarının devlet tarafından çıkarılan bu yangınlara karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.
Kürt halkı, gençleri ve kadınları da orman yangınları karşısında devletten beklenti içine girmeden kazma, kürek ve tüm imkanlarla yangın alanlarına yürümeli ve ciğerlerimiz olan ormanlardaki yangınları el birliğiyle söndürmelidir. Orman yangılarıyla yapılan doğa soykırımı Kürt soykırımıdır. Baskı, zulüm, savaş ve kültürel soykırım araçlarıyla yürütülen soykırıma nasıl karşı çıkıyorsak doğa soykırımına karşı da ayağa kalkalım, yaşam alanlarımızın ortadan kaldırılmasına izin vermeyelim.”