12 Eylül günü Bingöl’ün Aşağıköy kırsalında işgalci Türk ordusunun gerillalara karşı hava destekli bir işgal operasyonunun başlattığı işgal valiliği tarafından duyurulmuş ve havuz medyası da çelişkili haberler yaparak dikkatleri üzerine çekmişti. Konuya dair görüştüğümüz yerel kaynakların aktardıklarına göre; işgalci Türk ordusunun daha öncede savaş hukukunu hiçe sayarak kullandığı kimyasal silahı tekrar kullandığını iddia etti.
BİNGÖL – Bingölde 12 Eylülde Aşağı köy yakınlarında Gerilla ile işgalci Türk ordusu arasında çatışma yaşanmıştı. Çatışmaya ilişkin Bingöl işgal valiliği ve içişleri bakanlığının açıklamalarını son dakika haberi olarak geçen özel savaş yürütücüsü havuz medyada çelişkili haberlerin yer alması dikkat çekmişti. Aynı kaynakları esas alarak yapılan haberler soru işaretlerine yol açarken, HPG’den konu ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak ajansımızın ulaştığı yerel kaynaklara aldığı bilgilere göre; 12 Eylül de gerçekleştirilen hava destekli operasyonda Bingöl doğumlu Fırat Dağdelen isimli HPG gerillasının yarı baygın bir şekilde esir düştüğü ve operasyon bölgesinde infaz edildiği iddia edildi.
Yerel kaynaklarımızın ulaştığı güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen bir yurttaşın ifadesine göre ise: “Askerler birkaç gündür söz konusu gerilla grubunun izini arıyorlardı. Yerlerini tespit edip havadan bir ilaç atılarak gerillalar bayıltıldı. Daha sonra baygın bir şekilde yerde yatan gerillaları havadan bombalandı. Yarı baygın bir şekilde olan bir gerillayı da yakın mesafeden nişan alarak vurdular.”
12 Eylül gecesi gerçekleştirilen hava operasyonu öncesi ve sonrasında yaşananlar işgalci Türk ordusunun daha öncede kimyasal silahlar kullandığı pratiği göz önüne aldığında yine kimyasal silah kullanarak savaş suçu işlemiş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Yine yerel kaynaklardan edinilen bilgiler:
1- Operasyondan 3-4 gün önce karakol komutanının korucu köylerine kendilerine 4 kişilik bir gerilla grubunun ihbarının yapıldığını izlerine rastlayıp rastlamadığı soruldu.
2-Ajansımızın haberini yaptığı “Operasyon gerçekleştiği gün gündüz saatlerinde Kent haber foto muhabiri Aydın Arık’ın polislerle birlikte Qadran vadisi ve Kutudere istikametinde drone uçurması.
3- Yine ajansımızın haberinin geçtiği, hava operasyonunun yapıldığı bölgeye 13 km uzaklıkta şehir merkezindeki ikinci köprünün bulunduğu aşağı çarşı vadisinde Türk ordusunun keyfi bombalama yapması. Şehir merkezine çok yakın bir yerde yapılan bu bombardımanın haberini ajansımız 13 Eylül de paylaşmıştı.
4- Hava operasyonun gerçekleştiği noktanın ve çevresinin sık ormanlık ve kayalık olduğu sadece bu coğrafi özelliklerinden dolayı işgal valiliğinin açıkladığı şekilde bir operasyonun yapılamayacağı bir yer olması.
4-Operasyona dair işgal valiliğinin açıklamasını veren Türk medyasının birbiriyle çelişen haberler yapması.
5- HPG gerillalarına ait olduğu iddia edilen ve Malatya adli tıp morguna götürülen 4 cenazeden tek kurşunla infaz edilen Fırat Dağdelenin naaşı dışındaki cenazelerin teşhis edilemeyecek düzeyde olması, hatta bir kadın gerillanın başının vücudundan kopmuş bir şekilde olması ve cenazelerde morluk, sararma olduğu, adli tıpa başvuran ailelere cenazelerin gösterilmemesi…