Devletlerarası komplonun 20. yıldönümüne dair Ciwanên Azad bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada Avrupa’da yaşayan tüm Kürt gençlerine seferberlik ruhuyla tecride karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.
HABER MERKEZİ – Ciwanên Azad adına yapılan açıklamada devletlerarası komplonun 20. yıldönümünde giderek ağırlaştırılan tecride dikkat çekildi. Özellikle Avrupa’da yaşayan Kürt gençlerine hitap edilen açıklamada “Kürt gençlerinin devreye girme vakti gelmiştir” denildi. Rêber APO’dan uzun süredir haber alınamamasına rağmen AİHM ve CPT gibi kurumların bu duruma kayıtsız kaldığı ve tecridin ağırlaştırılmasında pay sahibi oldukları belirtildi: “Kürt gençleri artık şu gerçekliği görmelidir: kapitalist modernitenin hiç bir kurumu tecridin karşısında değil, tam aksine tecridin ortadan kaldırılması önünde birer engeldir!”
Ciwanên Azad adına yapılan açıklamada tecride karşı harekete geçmemenin onu kabul etmekle eş anlamlı olacağına değinildi ve şunlar ifade edildi: “Tecride karşı harekete geçmemek ve kararlı bir duruş içerisinde olmamak ahlaki ve kabul edilebilir değildir. Kobanê serhildanları ve özyönetim direnişlerinde ortaya çıkan, Kürdistan gençliğinin aşamayacağı hiç bir engelin ve veremeyeceği hiç bir mücadelenin olmadığıdır.” Rêber APO’nun 5. Savunması’ndan yapılan bir alıntıda O’nun şu sözleri de hatırlatıldı: “Özlemlerin ve umutların sınırı olmadığı gibi, gerçekleştirilmesi için bireyin kendisinden başka önünde ciddi bir engel de yoktur. Yeter ki biraz toplumsal namus, biraz da aşk ve akıl olsun!”
Ciwanên Azad’ın yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Halkımıza ve özellikle de biz Kürt gençlerine karşı gerçekleştirilmiş en büyük saldırı olan devletlerarası komplo bundan 20 yıl önce bugün başladı. Aradan geçen 20 yıl içerisinde Rêber APO’nun eşsiz direnişi ile komplo boşa çıkmış, bu sefer de tecrit devreye girmiştir. 2011’den beri avukatlarıyla, 2016’dan beri de ailesiyle görüşmesine engel olunan Rêber APO için artık Kürt gençlerinin devreye girme vakti gelmiştir. Tecridi parçalamak ve Önderliğimizin görkemli direnişini zafere taşımaktan daha azıyla asla yetinmeyecek, O’nunla özgür Kürdistan’da buluşma kararlılığıyla mücadelemizi yükselteceğiz.
İnkar ve imha siyasetinde ısrar eden düşman, Rêber APO’ya uyguladığı tecrit ile Kürt halkının var olma ve özgür yaşama iradesini yok etmeyi amaçlamaktadır. Giderek ağırlaşan ve işkenceden farksız bir hal alan İmralı tecrit rejimi artık tam anlamıyla bir soykırım rejimi haline gelmiştir. Komployu düzenleyen ve içinde yer alan tüm güçler, bugün İmralı işkencesinin de en büyük destekçileridir. AİHM ve CPT gibi güya insan hakları savunucusu olan kurumlar, söz konusu Önderliğimiz olunca gerçek kimliklerini ele vermektedir. Kürt gençleri artık şu gerçekliği görmelidir: kapitalist modernitenin hiç bir kurumu tecridin karşısında değil, tam aksine tecridin ortadan kaldırılması önünde birer engeldir!
Peki bu durumda biz Kürt gençlerine, özellikle de Avrupa’da yaşayan Kürt gençlerine düşen nedir? Fedaice gerçekleştirdiği eylemiyle “Güneşimizi karartamazsınız” şehitlerine katılan Ümit Acar yoldaşın anısını yaşatma görevi en çok biz Avrupa’da yaşayan Kürt gençlerine düşmektedir. Nerede olursa olsun, tecridi normalleştiren hiç bir yaklaşıma asla taviz verilmemeli ve seferberlik ruhuyla sürekli eylemsellik içerisinde olunmalıdır. Tecride karşı harekete geçmemek ve kararlı bir duruş içerisinde olmamak ahlaki ve kabul edilebilir değildir. Kobanê serhildanları ve özyönetim direnişlerinde ortaya çıkan, Kürdistan gençliğinin aşamayacağı hiç bir engelin ve veremeyeceği hiç bir mücadelenin olmadığıdır.
Tecridi kırmak ve şehitlerimizin anısını yaşatmak için bulunduğumuz her yerde Rêber APO’nun felsefesi ile örgütlenmeliyiz. Ancak daha fazla örgütlülük ile Rêber APO’ya yoldaş olabiliriz. Önderliğimiz’in belirttiği gibi: “Özlemlerin ve umutların sınırı olmadığı gibi, gerçekleştirilmesi için bireyin kendisinden başka önünde ciddi bir engel de yoktur. Yeter ki biraz toplumsal namus, biraz da aşk ve akıl olsun!”
Rêber APO’ya duyduğumuz dayanılmaz özlemimizle onun yolunda yürüme ve şehitlerimizin anısını yaşatma sözümüzü yineliyor, tüm Kürt gençlerini mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”