Faşist Akp-Erdoğan rejimine ve işgalci Türk ordusuna yol gösteren yayınlar yapan ORSAM (Ortadoğu Araştırma Merkezi), 2 Ekim 2018 tarihli yayınladığı bir raporda, devletin ‘sokak savaşları’ konseptine dair hem itiraflarda hem de olası yeni hamlelerden bahsediyor.
HABER MERKEZİ – Faşist Akp-Erdoğan rejimine ve işgalci Türk ordusuna yol gösteren yayınlar yapan ORSAM (Ortadoğu Araştırma Merkezi), 2 Ekim 2018 tarihli yayınladığı bir raporda, devletin ‘sokak savaşları’ konseptine dair hem itiraflarda hem de olası yeni hamlelerden bahsediyor. Polis Akademisi Güvenlik biriminden bir uzmana hazırlatılan raporda; Türkiye’nin geçmiş Ortadoğu deneyimlerden sonuç almadığını, Sur’da çok zorlanıldığını, ne tür araçlar üretilmesi gerektiğini, bu zamanlarda sivil toplumun devletin yanına çekilmesi gerektiğini ve meskun mahal savaşında ‘ajanlaştırma’ faaliyetlerinin öneminden bahsediyor.
İŞGALCİ ORDU KENT SAVAŞLARINA HAZIRLANIYOR!
Meskun mahal muharebelerinin (kent içi savaşlar) gelişim seyrine kısaca değinen rapor, işgalci Türk ordusunun geçmişte meskûn mahallerde yaşanan ve günümüzde artarak meskûn mahallere doğru kayan çatışmaları dikkate alarak gelecekte ortaya çıkacak yeni muharebelere yönelik strateji ve taktikler geliştirmekte, silah ve teçhizatlarıyla birlikte talimnamelerini de güncellediğini belirtiyor.
Raporda “Türkiye’de–kendi ekseninde oldukça yeni bir mevzu olan– meskûn mahal muharebesine dair gerek literatür gerekse pratik bağlamda büyük eksikler bulunmaktadır, gereken adımların atılması noktasında oldukça geç kalınmıştır. TSK açısından meskûn mahal muharebesinin ayrıcalıklı bir yere sahip olması gerektiği bir kez daha anlaşılmıştır” denirken kent savaşlarında kullanılacak silahlara da ayrıca değinilmiş.
TANK VE DİĞER KULLANILACAK SİLAHLARIN ÖNEMİ
Tankların önemine değinen rapor, hangi silahların kullanılacağı konusunda 1973’te İsrail’in Süveyş şehrinde ve Rus ordusunun 1995’te Grozni’de yaşadığı tecrübelerden TC’nin mutlaka ders çıkarması gerektiğini söylüyor: “Tankın kapasitesinin meskûn mahalde atış konusunda sınırlı olduğunu da unutmamak gerekir. Öyle ki tanklar yüksek binaların olduğu alanlara girdiklerinde tankların namluları, teknik kısıtlamalar sebebiyle her yöne etkili bir şekilde ateş desteği sağlayamamaktadır. Tank namlusunun yükselme kapasitesinin yukarıdan gelecek tehditlere karşı etkisiz kalmasının en iyi örnekleri, 1973’te İsrail’in Süveyş şehrinde ve Rus ordusunun 1995’te Grozni’de yaşadığı tecrübelerde görülebilir.”
“SUR’DA ZORLANDIK”
Ayrıca işgalci ordu için Otokar tarafından geliştirilen TULPAR savaş ortamının kentsel alana doğru kayacağından hareketle üretilmiş olan paletli zırhlı aracının henüz hazır olmadığına da değinilmiş. Buradan hareketler “Türk güvenlik güçleri meskûn mahalde mücadele operasyonu yürütmenin zorluğunu bilhassa Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki dar sokaklarda bizatihi deneyimlemiştir” diyerek itiraflarda bulunuyor. Korunaklı araçların yapılması gerektiğinin de altı çiziliyor. Öz yönetim sürecinde “sahada görev almış tank ve zırhlı araçların meskûn mahal ortamında görev yapmaya yönelik herhangi bir modifikasyonu bulunmaması, büyük bir eksiklik” olarak belirtilirken, zırhlı iş makinelerinin imdada yetiştiğinin altı çiziliyor.
AJANLAŞTIRMA EN ÖNEMLİ İSTİHBARAT!
Meskûn mahalde gerçekleşen muharebelerde sivil unsurları göz ardı ederek yapılacak operasyonların, taktik aşamada başarıya ulaşmasında sıkıntı olmadığını ama bu durumu stratejik açıdan öyle değerlendirmemek gerektiğini belirten rapor, ajanlaştırma faaliyetlerinin önemine değiniyor. Buna göre bu tarz muharebelerde istihbarat çok önemli olduğundan anlık ve doğru istihbarata sahip olmak taktik seviyeden stratejik seviyeye kadar bütün muharebe sahasında etkileyici bir rol üstlenebilmek için içerinden bilgi sahibi olmak lazım diyor.
SİVİL TOPLUM DEVLETİN YANINDA YER ALMALI!
Sadece bununla da sınırlı değil. Bir özel savaş yöntemi olarak sivil toplumun doğru yönetilmesi, onlar üzerinden rızanın üretilmesinden “Türkiye açısından yeni bir mekânsal değişim ifade eden meskûn mahal muharebesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvenlik yaklaşımında değişimi beraberinde getirebilir. Ancak bu noktada önemli olan mesele, meskûn mahal muharebesi konusunun sivil ve askerî bürokrasinin yanı sıra akademi ve sivil toplum tarafından da tartışmaya açılması gerektiğidir” sözleri ile değiniyor.
İŞGALCİ ORDU EĞİTİMLERİ ARTIRMALI!
Yine rapordan anlaşıldığı üzere işgalci ordu kent savaşlarına yoğun hazırlık yapmakta, yapısını da buna göre yeniden dizayn etmektedir. Bu kapsamda işgalci ordunun 2015 yılı içerisinde 4 motorlu piyade tugayını komando tugayına dönüştürme kararının ardından 2018’de de bazı mevcut askerî birliklerin komando tugayına dönüştürülme kararını alındığını, ayrıca Temmuz 2015 sonrası süreçte komando tugaylarında görev yapmakta olan personele verilen “meskûn mahal muharebesi” eğitimlerini artırdığı ve işgalci ordunun meskûn mahal harbine yönelik bir okul kurduğunu da öğreniyoruz!