HABER MERKEZİ
ABD’ de PKK’nin öncü kadrolarının başına 12 milyon ödül koydu. Bunu bu süreçte niye yaptı, üzerine çok tartışmalar yürütülüyor. Kimileri Türkiye’nin bu süreçte Avrasya yapılanmasına kaymasının önüne geçmek için Türkiye’ye hediye maiyetinde PKK’li öncü kadroyu paketlemek istediğini ima ediyor. Diğer tarafta Suriye’de, Irak’ta ABD kazanmadı. Teknik ve silah donamımı güçlü olsa da kitleleri yanına çekemedi. Kitlelere hitap eden İran yapılanması Hizbullah, ideolojik boşluğu dolduruyor. ABD de hangi alana girmek istedi ise savaş gerekçelerini yarattı ve girdi. Ama hep karşısında İran’ı buldu. Suriye çözümü üzerinde Türkiye’de gelişen dörtlü toplantıya Türkiye, Rusya, Fransa, Almaya katılmıştı. Bu toplantıda ortaya çıkan, Suriye’de Rusların etkili olduğu ve çözüm tartışmalarının Rusya üzerinden yürütülmek istenmesiydi. Rusya açıkta İran’ın temsiliyetini yapıyordu. Türkiye de Çeteci yapılarını korumak ve Efrin’de Ruslarla yaptığı ittifakı güçlendirmek için Ruslarla ortaklaşıyor. İran için kalkan rolü üslenmesi ön görülüyordu.
Diğer tarafta İran’a dönük gelişen ambargo ve yaptırımların bir ötesi, savaştır. Bu savaşta Kürtleri de yanına alma gibi yaklaşımı olacaktır ABD’nin. Nihayetinde ABD de Suriye’de varlığını koruyorsa Kürtler sayesinde koruyor. Kürtlerle olan ittifakı ABD’nin elini güçlendirdi. Hatta oradaki güçlü özgürlük direnişlerini kendine mal etmeye çalıştı. DAİŞ gibi çeteci yapı karşısında direnen güç YPG, YPJ oldu. Bu halkların ittifakı ile gelişti. ABD bugün bunun üzerinde siyaset yapıyor, Suriye’de varlığını sürdürüyor. Suriye’de örgütlü Kürt kimliği Abdullah Öcalan’ın paradigması etrafında örgütlendi, güçlendi. Bu hep ABD’yi rahatsız etmiş bir kimliktir, Suriye’de Emperyalist güçler kayıp ettiği gibi demokratik sosyalist kimlikler etrafında örgütlenme güçleniyor. Sosyalist harekete karşı ABD, Almanya da, Fransa da, hatta geçmişini unutan Ruslar da karşı hareket içindeler. Özgürlük Hareketi’ne Suriye’de bağımsız Kürdistan diyor, ne de İran’da bağımsız Kürdistan arayışındadır. Demokratik Konfederal sistemi ön gördüğü için bölüp, parçalamayı benimsemiyor. Özgür eşit yaşamı yaratmaya çalışıyor. Özgürlükler uğruna savaşıyor.
ABD İran’ı hedeflerken, İran da Kürtleri silahşor olarak kullanmak istiyor. Bu anlayışa PKK baştan karşı, Emperyalist güçlerin silahlı gücü olmayacağı aşikar. İran’ın savaş ortamına ihtiyacı yok, demokratik yapılanmaya ihtiyacı var. Suriye’de gelişen savaşta kaç milyon insan öldü ve perişan oldu. Suriye demokratik yapılanmaya gide bilseydi bu kadar dış güçler, Suriye üzerinde hesap yapıp kuşatmaya almazdı. İran da aynı konumda. Demokratik yapılanmaya tahammülü olmadığı gibi, Kürt aktivistlerini idam ediyor. Kürt hareketlerine karşı katliamlar geliştiriyor. İran da Türkiye kadar Kürt fobisine sarılmış olduğu için dış güçlerin hesapları güçleniyor.
Irakta ki, Suriye’deki savaşta kazanan Kürtler ve İran olduğu için bu güçleri çatıştırma pozisyona getirme hesapları yapılıyor. Savaş Kürdistan coğrafyasında olduğu için Kürtsüz savaş düşünülmüyor. Nasıl bir Kürt isteniyor, otur dendiğinde oturacak, kalk dendiğinde kalkacak KDP modeli yaratılmaya çalışılıyor. Bu süreçte PKK’lilerin başına ödül konması, Kürt halkını ajanlaştırmaya çalışması kovboyculuk anlayışından geliyor.
Amerika kelle avcılığı üzerine kurulan bir devlettir. 14-20 yüzyıla kadar sürdürülen savaşlarda bir çok halklar katledildi. Bunların en son örneği Kızılderililer üzerinde gelişen katliam ve soykırım tarihin en acımazı vahşi savaşıydı. Amerika, Amerika olmak için Kızılderili halkı katletti. Kızılderili topluluklar moderniteyi tanımamış sınır devlet anlayışı gelişmemiş özgür bir topluluktu. Ta ki Kızılderili halkların topraklarını ellerinde almak için beyaz ırkı kışkırtıp, silahlandırana kadar. Kızılderili avcılığıyla başlayan kovboy yapılanması o zaman gelişti. Amerika’yı, Amerika eden Kovboy (silahlı çete yapılanması) oldu. Bunların diğer adı kelle avcılarıydı. Kızılderili avlamaktı görevleri. Vahşi batı eski bir tarih değil. Vahşi batının simgesi kovboyculuktur, Amerika resmi devlete dönüşünce bu yapıda tetikçi olarak bir dönem kültürünü sürdürdü. Evrensel bir gelişme olsa da, genetik kültür ve zihniyet değişmiyor. ABD bu günde PKK’nin öncü kadrolarının başına ödül koyarak yine Kürt özgürlük hareketini yok etmek istiyor. Adalet için ödül adı altında ispiyonculuğu geliştirmeye çalışıyor.
Savaş zihniyetleri de savaş gerekçeleri aynı şeyler üzerine kurgulanıyor, geçmişte toprak peşindeydi, bugün petrol. Petrol yataklarına ulaşmak için Kürtleri silahşor olarak kullanmak istiyor. Amerika’nın yeni kovboyları Kürtlerden oluşturulmak isteniyor. 15 şubatta 1999 komplosunu geliştirirken devletler üzerinde örgütlenmişti. Uluslar arası güçlerin ortak operasyonu ile Abdullah Öcalan’ı esir almışlardı. PKK’nin öncü kadrosunu hedeflerken işbirlikçi, muhbir yapıyı geliştirmek istiyor. Türkiye de 2006 dan bu yana Ödül yönetmenliği adı altında böylesine bir muhbir halk oluşturmak istedi. 50 den fazla PKK’linin başına ödül koydu, Ancak Kürt halkı kendi devrimcilerini teslim etmedi. ABD bunu bilmesine rağmen, böylesine bayat bir yönteme niye baş vurdu.
Mesele ödül değildi, direkt PKK hareketini hedeflemesiydi. Orta doğuda PKK çözüm gücü olduğu gibi Emperyalist güçlerin hesaplarını boşa çıkaran güçtü. ABD diş işler bakanlığı bunun adına da adalet için ödül diyor. Neyin adaleti? Efrin’de binlerce halk topraklarında sökülürken kim adildi. ABD’ mi, Rusya mı, Türkiye mi adil davrandı. Uluslar arası insan hakları bile ’’ biz ancak devletlere müdahale edebiliyoruz’’ dedi. Devletsiz halkların adaletten yeri yokmuş meğerse bunu da Efrin’de yaşanan savaştan öğrendik. Şimdi adalet için ödül dağıtıyorlar. Neyin adaleti. Kelle avcılarını meşrulaştırmak için mi. Bundan 100 yıl önce Kürdistanı dörde bölerken. Yine Kürtleri kandırmaya parçalamaya çalışan emperyalist güçler bu gün özgürlük hareketine tahammülsüz. Çünkü özgürlük hareketi büyüyor. Latin Amerika’da bile özgürlük paradigmasını sahiplenen halklar gençler var.
Türkiye bu oyuna gelmeye hemen hazır nede olsa, Kürt fobisi var. Nerede PKK’yi tasfiyesini hedefleyen bir oluşum var ise onunla her türlü pazarlığa girişmeyi çıkarına sayıyor. Dün içine düştüğü ekonomik krizi oluşturanın kim olduğunu bilmesine rağmen, bu gün ABD ile ilişkilerde stratejik ittifaklarını sürdüre bilme peşinde. İki hegemonik gücün arasına sıkışmış durumdadır Türkiye, ABD ile Rusya arasında gidip gelirken taraf belirlemiş durumda değildir. Türkiye’nin tarafını belirleyen PKK oluyor, diğer anlamda Kürt halkı oluyor. Kürt fobisine yenik düşmüş bir Türkiye var şimdi. Yarını çok belirsiz. Suriye’nin düştüğü duruma düşmezse iyi.
Kaynak: Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi/Zin Maraş