KCK, Tevgera Azadi bürolarının Türk devletinin baskısıyla kapatıldığını belirterek, “YNK’nin tarih sahnesine çıkışı ve Mâm Celal’in siyasi çizgisi bugün de izlenmesi gereken doğrultu olmaktadır” dedi. KCK, YNK’yi bu tutumundan vazgeçmeye çağırdı.
HABER MERKEZİ – KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürtler arası birlik ve demokratik ilişkinin çok ihtiyaç olduğu bir dönemde Başurê Kürdistan’da Tevgera Azadi bürolarının siyasi ahlak ve hukuka ters bir biçimde kapatılmak istenmesinin Kürt halkı ve siyasetçileri için kabul edilemez bir uygulama olduğunu belirtti. KCK, “Yasal olarak ve demokratik biçimde faaliyet gösteren bir Kürt demokratik hareketinin böyle bir tutuma maruz kalması Kürt düşmanı soykırımcı sömürgecilerin uygulamalarını hatırlatmaktadır. Bu açıdan Başûrê Kürdistan hükümeti adına alınan bu kararın halkımız ve demokratik kamuoyu tarafından kabul edilemez olduğu açıktır” dedi.
TÜRK DEVLETİNİN ŞANTAJIYLA KAPATMA KARARI ALINDI
Tevgera Azadi bürolarının kapatılması Bölgesel yönetim adına yapılsa da, uygulama YNK alanında gerçekleştiğinin altını çizen KCK, “Bu kararın hukukla hiçbir bağı bulunmamaktadır. Hatta Başûrê Kürdistan ve Irak siyaseti ile de bağı yoktur. Herkes de bilmektedir ki, Türk devleti baskı ve şantaj yapmış, KDP ve YNK yönetimleri de bu kararı almaya yönelmiştir. Bu tür yaklaşımlar Kürt siyasetini iradesiz kılarak dış güçlerin ipoteği altına almaktadır. Kürt siyasetinin ulusal birlik ve Kürtler arası demokrasiden güç alarak politika yapmak yerine dış güçlerin baskısı altında politika yapmaları Kürt siyasetinin en temel zaafı haline gelmiştir” diye belirtti.
KCK açıklamasında şu hususlar da belirtildi:
YNK İÇİN İZLEMESİ GEREKEN DOĞRULTU MAM CELAL ÇİZGİSİDİR
“Kürt siyasetinde dış güçlerin baskısı altında diğer Kürt siyasi parti ve gruplarına yönelik tutum almaya son vermek gerekmektedir. Kürt siyaseti bu zaafını gidermediği takdirde ne kendini güç yapabilir ne de önlerine çıkan engellere karşı mücadele edebilir. Kürt siyaseti gücünü halka dayandırdığında ve Kürt siyasi güçleriyle demokratik ilişkide olduğunda sorunlarını çözebilir. Ulusal çıkarlar ve uzun vadeli politika yerine günlük bazı çıkarlar elde etmeye yönelik politika ve uygulamalar her zaman hüsran yaratır. Dış güçlerin baskısına boyun eğmek ve bu temelde başka Kürt siyasi güçlerine karşı olumsuz tutum içine girmek en başta da yurtseverlikle bağdaşmaz. Bu açıdan Tevger’e yönelik olumsuz tutumlar YNK’nin itibar kaybı ve zayıflamasından başka bir sonuç vermeyecektir. Bu açıdan YNK’nin kendini var eden ve itibarlı kılan politika ve ilişkilerden uzaklaşmasının en başta da kendi hayrına olmayacaktır.
YNK’nin tarih sahnesine çıkışı ve Mâm Celal’in siyasi çizgisi bugün de YNK açısından izlenmesi gereken doğrultu olmaktadır. Eğer varlık nedeni ve kendini bugünlere getiren değerler ve ilişkilerle terslik içine düşmeyecekse bu doğrultuyu dikkate alması gerekmektedir. Yoksa tarih içinde ortaya çıkmış farklılığını ortadan kaldırır ki; bu da en fazla YNK’nin kendisine zarar verir. Sadece Bakur’lu Kürtlerin değil tüm Kürtlerin düşmanı olan soykırımcı sömürgeci Türk devletinin isteği ile hareket etmiş bir duruma düşer. Bu da kendi tarihsel çıkış gerekçeleri ve Mâm Celal’in hassasiyetleri dışında davranmak olur.
TÜM KÜRTLERE ZARAR VERİR
YNK Kürt düşmanlığında öncü olan Türk devletinin isteklerine boyun eğerse bunun sonu gelmez. Türk devleti şantajcı karakteriyle Kürtleri karşı karşıya getirip zayıflatmak ister. Türk devletinin geçmişte ve bugün bu politikayı izlediği çok iyi bilinmektedir. Tük devletinin Kürt düşmanlığını Bakur’da, Rojava’da ve Başûr’da en açık biçimde gördük. Bu açıdan bazı günlük çıkarlar için böyle Kürt düşmanı bir gücün isteklerine boyun eğmek sadece YNK’ye değil, tüm Kürt halkına zarar veren sonuçlar doğurur.
YNK’nin yapması gereken Türk devletinin ya da başka bir gücün Kürt siyasi partilerine ve Kürtlerin kazanımlarına yönelik saldırılarına tutum takınmak olmalı. YNK’yi güç yapacak ve ayakta tutacak olan budur. YNK’nin ABD’nin 3 Kürt siyasi öncüsüne yönelik aldığı karara açık tutum takınması gerektiği bir dönemde Tevgera Azadi’ye yönelik böyle bir tutum içine girmesi talihsiz bir duruş olmuştur. Tevgera Azadi’ye yönelik bu uygulamalara tüm Kürdistanlı demokratik siyasi kurumların, aydınların ve bir bütün olarak halkımızın karşı çıkması gerekmektedir. YNK’ye her zaman dostluk içinde yaklaşmış, YNK’nin birlik içinde Kürt siyaseti içinde var olmasını istemiş bir hareket olarak YNK’yi bu tutumundan vazgeçmeye; tarih sahnesine çıkışını sağlayan gerçek güç kaynaklarına denk bir politik yaklaşım içinde olmaya çağırıyoruz.”