Açlık grevi, “bir kimsenin ya da bir grubun aldıkları karar esası üzerine somut isteklerinin gerçekleşmesi üzerine” ifade ediliyor. Açlık grevini takip eden ve ilgilenen doktorlara bir anayasa belgesi gibi yol gösteren Malta bildirgesinde açlık grevine giren kişileri zihinsel olarak ehil, kendi iradesi ile karar verebilen, ve bunun için bir süredir yemek kabul etmeyen olarak tanımlanıyor.
Açlık grevleri tarihine baktığımızda doğal yaşam hakları ellerinden alınmış insanların başvurduğu eylem olarak görülür. Açlık grevindeki insanların istekleri sadece kendileriyle sınırlı değil toplumun bir çoğunu ilgilendirecek isteklerdir.
Tarihten günümüze açlık grevleri:
*Hindistan Özgürlük Mücadelesi Önderi Mahatma Gandi modern dünyada açlık grevlerinin öncüsü olarak tanınır. İngiltere’nin diz çöktürmesinde Gandi’nin bu eylemi çok etkili olur.
*1970 yıllında İRA’nın savaşçıları cezaevinde siyasi statü hakkını alabilmek için açlık grevi eylemleri yapmışlardı. Bu eylem ile başarılı bir biçimde siyasi tutuklu statüsü kazandılar.
*1980 tarihinde PKK’nin kurucu kadroları Amed zindanında ağır işkence koşularını protesto etmek amacıyla açlık grevi eylemine başlamışlardı. Bu tarihi direnişin sonucunda Kürt halkının dört evladı şehit düştü. Direnişin adı olan bu yoldaşlar direnişleriyle Amed zindanında uygulanan işkenceyi dünyaya duyurdular. Onların direnişiyle Kürt Özgürlük Mücadelesi daha da büyüdü. Eylemleriyle Kürt ve Kürdistan’ının adını bütün cihana duyurdular.
*2000 yıllında Türkiye’nin hemen hemen bütün cezaevlerinde “Hayata Dönüş” adı altında operasyonlar yapıldı. Tutuklular F tipi cezaevlerine karşı eylemler yapıyorlardı. Bu eylemlerin sonucunda devlet 30 eylemciyi vahşi bir şekilde katletti.
*2012 yıllında da KCK ve PKK’li tutukluları Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için açlık grevleri eylemini başlattılar. Bu direniş eylemi tarihi bir rol oynayarak 3 yıl sürecek olan ateşkes sürecinin başlangıcı olacaktı. Bu eylemler artık şehadet noktasına ulaşacak bir noktaya geldiği zaman işgalci Türk devleti Halklar Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmelere başlaması ve sonrasında Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla grevi sonlandırdılar. İşgalci Türk devleti bu süreci kendi kirli politikaları için kullanmak istedi. Akp ve Erdoğan seçimden oy alabilmek için her yere saldırdılar. İlk saldırısını da İmralı’dan başlattı. Halklar Önderi ile avukatları ve ailesinin görüşmelerini engelledi.
Ağır tecrit böylelikle bir kez daha faşist ve sömürgeci güçler tarafından devreye sokuluyordu. Darbe senaryosunun üstünden geçtikten sonra 2017 yılında Kürt halkı, Önderinden haber alınması ve ağır tecridin kalkması için çağrıda bulundu. Fakat işgalci Türk devleti bu çağrıya cevap vermedi. Kürt siyasetçiler bu duruma tepki göstererek Amed’de açlık grevi eylemi başlatıldı. Bu eylemlerle tecrit bir noktada kırıldı. Halklar Önderi’nin kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşmesi gerçekleştirildi.
*2017 yılında OHAL ile işten çıkarılan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça “İşimizi geri istiyoruz” açlık grevine girmişlerdi. Gülmen ve Özakça’nın isteği işten çıkarılmış bütün kişileri ilgilendiriyordu. Bu temele uzun bir süre eylemlerine devam ettiler. Ve eylem boyunca birçok kez saldırıya maruz kaldı.
*Tarihte birçok kişi kendi veya kendi halkının hakkı için açlık grevlerine girmiştir. En son da DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven Amed cezaevinde Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevi eylemini başlattı. Leyla Güvenin açlık grevi bu gün 29. gününde. Leyla Güven’e destek amaçlı birçok yerde açlık grevleri başlamış durumda. Grev dalga dalga Kürdistan ve Avrupa’nın birçok yerine yayılıyor.
NC/Andok Özgür