Ekin kendi başına anlamlı ve kutsaldır. İlk insanın büyük buluşudur, insana göçebelikten, yerleşik yaşama geçme adımını attıran.
HABER MERKEZİ –
Ekin kutsal bir çağrışımdır, toprak anada can bulur, toprağa ekilen tohumun yeşererek filizlenmesidir. İnsanı ve birçok canlıyı besleyen ve doyurandır.
Gül tazesi, papatya güzeli Ekin yoldaş “Ekin gibi çoğalacağım” diyerek kendine Ekin ismini verir. 1973 İstanbul doğumlu, Dersimli bir ailenin çocuğudur. 90’lı yılların başında kendini ve kimliğini bulma arayışları başlar. Ülkede gelişen olaylar onun arayışını pekiştirir. İstanbul’un o süslü, bir o kadar da sahte olan yaşamı ilgisini çekmez. Güçlü, açık sözlü, dürüst ve pratik zekasıyla, mutlak bir kararlılıkla ve dürüstlükle 1991 yılının haziran ayında mücadele saflarına katılma kararı alır.
Ekin yoldaş, kentte büyümesine rağmen gerilla yaşamına, arkadaşlara çabuk uyum sağlar. Arayış ve katılım heyecanı ilk katıldığı günkü gibi heyecanlı ve coşkuludur. Dağları türkü tadında sever, adeta aşık olur. Ekin yoldaş esmer, sıcak yüzünde hiçbir zaman tebessümü eksik etmez, dağ yaşamına coşkuyla, heyecanla, yoldaşça bir bağlılık ve paylaşımla katılır. Her gün, her an onun için çok önemlidir. Konuşmak, tartışmak her gün yeni şeyler öğrenmek çabasındadır. Moral, coşku, yoldaşça bağlılık ve yürekten paylaşım onun temel özelliklerini ortaya koyar.
İşinde ve görevinde belli bir düzen ve disiplinle çalışır, asla işini yarım bırakmaz. Zaten Apocu militan olmak ilk etapta dürüst, düzenli ve disiplinli olmayı gerektirir. Ekin yoldaşın yaptığı her işte bu militan özellikler ön plana çıkar. Ekin yoldaşın göze çarpan bir yönü de duruşudur. İdeolojik değerlendirmeleri derin ve nerede, nasıl davranacağını bilen, güçlü, akıllı, sempatik, kendini sürekli yenileyen, yaşamda rengi olan, mütevazı ve çevresini aydınlatan yoldaş canlısı bir arkadaştır. Yaşamda ciddi, rastgele konuşmayan ve çevresindeki insanların da yerinde olmayan sohbetlerine müsamaha göstermeyen biridir. Onun tüm yaşamı eğitimle, tartışmayla, Önderliği anlama ve yaşamayla geçer. Militanlığın ağırlığını bilmek gerektiğine inanır.
“Apocu militan olmanın önceliği eğitimdir. Önderliği okuyarak, kendimizi tanıyabiliriz, Önderliği ve partiyi anlayabiliriz. O zaman devrimi gerçekleştirebiliriz” diyen Ekin arkadaşın çantası Önderlik çözümlemeleri ile doludur. Her an kitap okur, mücadelede ilkeli yaşar ve her anını araştırarak, inceleyerek, anlayarak geçirir. Daha da derinleşmek için Önderlik sahasına gidip eğitim görmek ister. Kendine, çevresine yön veren, geriliklere karşı radikal duruş sergileyen bir yoldaştır. Teori ve pratiğini aynı paralelde yürütmeyi başaran sayılı insandan biridir.
Ekin yoldaşın ilk pratik sahası Xakûrkê’dir. 92 yıllında Bêrîtan arkadaşın, teslimiyete ve ihanete karşı ortaya koyduğu duruştan çok etkilenir. Bêrîtan çizgisini öğrenmeye ve anlamaya çalışır. Parti’yi, Önderliği ve şehitleri anlama, bu yolda emin ve sağlam adımlarla yürüme çabasını hep gösterir. Yaratılan bunca değerlere sımsıkı sarılır. Aşık olduğu bu mekanlara sarıldıkça güçlenir, özgürleşir, güzelleşir. Bêrîtan arkadaşın, kadınlar için yazdıklarını, söylediklerini bilince çıkarmaya çalışır.
92 Güney savaşından sonra Zelê’ye gider, orada yapılan konferansa katılır. 93 yılındaki ateşkesten sonra Serhat alanına gönderilir. Özellikle Tendürek’te kalır ve Serhat’ta basın çalışmalarını yürütür. 93 yılında kısa bir süre için aşık olduğu, kendini ait hissettiği gerilla yaşamından ayrılır. Ayrılırken bir daha geri gelme sözü verir. Metropolde siyasi çalışmalar yürütür ve tekrardan ait olduğu dağlarına döner.
94 yılında düşmanın Serhat alanına kapsamlı operasyon yapması sonucunda bir kısım gerillanın geri çekilmesi kararı alınır. Bir takım kadın arkadaş da bu geri çekilme gruplarında yer alır. Geri çekilme sırasında İran güçleri tarafından esir alınırlar. Partimizin yoğun çabaları sonucu bir hafta sonra İran güçleri arkadaşları bırakır.
Ekin yoldaş 96-97 yılları arasında Zap ve Avaşîn’de kalır. 97 yılının başlarında TC ve KDP’nin ortaklığında çok kapsamlı ve hızlı operasyonlar başlar. Düşman gazaba gelmiş bir canavar gibi her yere saldırır. Savaş hukuku ve ahlakını bilmeyen düşman, cennet dağlarımızı bombardımana tutar. Bu operasyon sonucu Ekin yoldaş ağır yaralanır ve Avaşîn hastanesinde götürülür. Çatışmada ağır yaralandığı için iki bacağının da kesilmesi gerekmektedir. Ekin yoldaş bütün olgunluğuyla ve serinkanlılığıyla bacağının kesilmesini kabul eder. Bu durum onu üzse de çevresindeki yoldaşlarına yansıtmaz. Çünkü o, duruşuyla çevresine hep moral verendir. Bir süre Avaşîn hastanesinde tedavi görür, kısa sürede toparlanmaya, iyileşmeye başlar. O güzel yüzü ve tebessümü her geçen gün daha bir güzelleşir.
97 sonlarında düşmanın yoğun operasyonları tekrardan başlar. TC ve KDP’nin işbirliğiyle ve kaçan bir ihanetçinin itiraflarıyla, düşman Ekin yoldaşların bulunduğu Avaşîn hastanesine yoğun saldırılar yapar. Şehit Sorgül Gever ve Şehit Sosîn Afrîn yoldaşlar, Ekin yoldaşları güvenli bir yere alırlar. Savunmaya geçip son mermilerine kadar kahramanca çatışırlar fakat düşman Şehit Sorgül Gever ve Şehit Sosîn Afrîn arkadaşların bu kadar güçlü ve dirençle savaştığını görünce, ağır silahlarını devreye koyarak arkadaşlara daha fazla yönelir. Ve kahramanca savaşan iki kadın yoldaşımızı şehit eder. Hastanede tedavi olan yaralı arkadaşların yanında, kendini savunacak herhangi bir silah yoktur. Düşman yoldaşların saklandıkları yere saldırır ve yoldaşlarımızı teslim almak ister. Ekin yoldaş ve yanındaki yoldaşlar onurlarıyla dimdik durarak sloganlar söylerler. Teslimiyet ve ihaneti kabul etmezler. Yoldaşların direnişi, ihaneti ve teslimiyeti bir kez daha yerle bir eder. Düşman 6 Ekim 1997’de Avaşîn hastanesinde Ekin yoldaşla birlikte on altı yoldaşımızı kurşuna dizerek katliam gerçekleştirir.
Ekin yoldaş tüm mücadele yaşamında Berîtan çizgisine, yarattığı değerlere layık olmaya çalıştı. Onun başka arayışları olmadı, sıradan basit yaşamayı kendine ve bu yaşama yakıştırmadı. Onun için kutsal olan bu yaşamda hep onurlu ve gururlu yaşadı.
Ekin yoldaş, Avaşîn’de toprağa tohum oldu.
Avaşîn’in suları, her dört mevsim mavi akar. Ekin Avaşîn sularında her mevsim akıp gidecek ve Avaşîn suyu daha gür akacaktır. Ekin bir direniş gülü olarak bereketin, umudun, sevginin, direnişin, barışın Ekin’i olarak yaşayacak ve anılarak çoğalacaktır.