HABER MERKEZİ –
Faşistlerin ortak birleştikleri en önemli yöntem, insanları korkutarak sindirmektir. Hiç şüphe yoktur ki, faşistlerin birleştikleri birçok farklı hususta olsa da, her faşizan rejimin kendine has özellikleri olduğu ise kesindir. Kimisi daha ırkçı, kimisi daha dinci, kimisi daha cinsiyetçi, kimisi daha sermayeci, kimisi azınlıklar düşmanı, kimisi inanç düşmanı. Ancak ortaklaştıkları en belirgin yol ve yöntemleri belirttiğimiz gibi korku ortamı oluşturmalarıdır.
Tüm faşist yapılar korku imparatorluğu yaratmadan ayakta kalamazlar. Korkuyu insanların iliklerine kadar işlemeyen bir faşist yapı uzun süre ayakta kalamaz. Bir faşist yapının ayakta uzun süre kalabilmesinin tek yolu, korkuyu tüm topluma yedirebilmesiyle bağlantılıdır.
Dikkat edilirse Erdoğan ismindeki faşistin ve etrafında ördüğü dalkavukların tümünün tüm çabası sessiz bir toplum oluşturma çabasıdır. Bunun da yolu da belirtildiği gibi korku örmekten geçer. Ne kadar çok korku duvarları örülürse o kadar daha fazla ayakta kalabilir o kadar daha fazla toplumu soyup soğana çevirebilirler.
En ufak bir eleştiriye karşı bunca saldırganlığın ve de davalar açmanın temel nedeni sindirmektir. Birilerinin daha ileriye gitmesinin önünü kendilerince almaktır. Sorun şu ya da bu kişiyi sindirmek değildir, aleni ortama taşırarak korkuyu genelleştirerek toplumda pasifikasyonu sağlayarak iktidarlarını ebedileştirmedir temel amaç.
Eğer Türk tipi faşizmin yaptığı bu ise o zaman bizim yapmamız gereken en temel iş: “Dünyada yapılacak en büyük iyilik, korku içinde yaşayan bir kimseyi emniyete kavuşturmaktır.” Yani korku içinde yaşayan bir insanı bir toplumu bu korkularından arındırmaktır.
Hiç şüphe yok ki; “Bilgi, insani kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak da korkudan kurtarır” derler. Faşizm kararsızlık üreterek korku imparatorluğu oluşturmadır. O zaman yapmamız gereken ya da göstermemiz gerekli en temel özellik büyük bir kararlılık göstererek faşizme karşı durmasını bilmektir.
Denir ya:
“Ya ümitsizsiniz.
Ya da ümit sizsiniz.
Ya çaresizsiniz.
Ya da çare sizsiniz.”
Faşizm ümitsiz ve çaresiz kılan rejimin adıdır. Tüm faşist rejimlerin ortak noktası, oluşturmak ve ortaya çıkarmak istedikleri toplumsal yapının kendisi budur. Ümitsiz ve çaresiz hale getirdikleri bireylere istedikleri korkuyu salmaktır.
Bilelim ki; “Korku, yalan doğurur.”
Bilelim ki; “Korku, köleliktir.”
Ve bilelim ki; “Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir.”
Yine bilinsin ki, “korkak hale getirilenler, başaklı buğday sapını bile yılan sanırlar.” Ve bu sadece korkak hale getirilenlerin sorunu değildir. Bu aynı zamanda adalet arayan, eşitlik arayan ve de insanca yaşamak istediğini söyleyen herkesin de sorunudur. Faşizmdir, kendini ayakta tutabilmek için korku duvarları örerek insanları korkaklaştırmak ister. Ancak faşizme karşı olanlar yani insandan yana olanların ise bu korku duvarlarını yıkma diye bir görevleri vardır.
Biliyoruz ki; “Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi.” Ancak bu kafasızlığı ve yüreksizliği eken ise faşistlerdir. Peki, faşistler bunu kendi rejimlerini uzun ömürlü kılmak için yaparlarken neden biz faşistlerin karşısında olduğunu söyleyenler, insanların beyinlerine cesaret ve yüreklerine korkusuzluk niye ekemiyoruz? Ya da öyle bir görevimiz yok mudur?
Korkak haline getirilen büyük çoğunluk korkuyu içine sindirdiği için sessiz değildir. Korkak haline getirilen büyük çoğunluk kendisini tek gördüğü ve faşistleri çok gördükleri için içlerine kapalıdırlar. Kendilerini tek ve yalnız görüyorlar, onun için de hem korkuyorlar hem de ümitsiz ve çaresiz duruyorlar. Faşistleri güçlü ve kudretli gördükleri için de sessiz duruyorlar.
Ancak bilelim ki; “Korku nedir, utanma nedir bilen bir toplum için daima bir kurtuluş yolu vardır,” derler. Ve Türkiye toplumları böyle toplumlardır. Sessiz duruşları teslim olmuşluklarından değildir. Şimdilik çaresiz oluşlarındandır.
Şunu bilelim ki, Etrafa korku salanların kendileri de korkuyorlardır. Zaten korktukları için etrafa korku salıyorlar. Hâlbuki etrafa korku salanların sadece bir tükürüklük ömürleri vardır. Ve bunu bildikleri içindir ki, her ortamı korku duvarına çevirerek sıyrılmak isterler.
Ve yine bilelim ki; “Hiçbir şeyden korkmayan kimse, herkesin korktuğu adam kadar kudretlidir.”
Filozoflar; “Vücudu öldürenden korkmayınız. Ruhu öldürenden korkunuz” demiş. Faşizm ruhları öldürmeyi hedefleyen rejim olduğuna göre, o zaman yapmamız gerekli ilk iş ruh ekmedir, coşku ve heyecanla direniş ekmedir.
Evet, faşizme karşı tek çözüm DİRENİŞİ KESİNTİSİZ KILMAKTIR.
Direnişi kesintisiz kılarsak, direnişi tüm topluma yayarsak göreceğiz ki faşistlerin gerçekten de sadece ve sadece bir tükürüklü ömürleri vardır…
KASIM ENGİN/ LEKOLİN