Toplumsallığın ilk evrelerinde yaş olarak genç olan kadınlar toplum öncülüğünde kutsallaşan kadın imgesi ile ön planda yer almışlardır.
HABER MERKEZİ-“Eğer devrim, kaybetmek istemiyorsa, devrim feodalizmin çitlerinde parçalanıp gitmek istemiyorsa, küçük-burjuvazinin karşı-devrimciliğinde, yozluğunda yitirilmek istenilmiyorsa, genç kızın devrimciliğini geliştirmek büyük özen ister.Tıpkı bir ülkenin bağımsızlığı gibi, tıpkı bir halkın özgürlüğünü sağlar gibi, genç kızın özgürlüğünü duru tutmaya çalışacağız.”
Kadınlık ve gençlik özelliklerinin bileşkesi olan genç kadın gerçekliği toplum içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Bu tarihsel olarak da böyledir. Bu yüzden üzerinde yoğunca durulması, tartışılması gereken bir konudur aslında genç kadın olmak. Genç kadın bir kimliktir. Hem kadın hem de genç olmanın kendine has yanlarının bütünleşmesini ifade eder. Kadının yaratıcı, kapsayıcı, öncü, bilge, toplumsallaştırıcı yanları ile gençliğin dinamik, her zaman arayış içerisinde olan, var olanı kolay kabul etmeyen ve değişime açık olan potansiyel yapısının bir araya gelmesi güçlü bir kimlik gerçeğiniifade eder. Kadın enerjisinin oldukça akışkan, kıpır kıpır ve yeni yaratımlara, arayışlara dönük çabaların yoğunlaştığı bir süreçtir aynı zamanda genç kadınlık. Sistemin kirliliklerine bulaşmamış bir masumiyeti, haksızlığa karşı tepkiyi kendi içinde barındırır.
Toplumsallığın ilk evrelerinde yaş olarak genç olan kadınlar toplum öncülüğünde kutsallaşan kadın imgesi ile ön planda yer almışlardır. Ancak devletli uygarlık sistemi ile bu gerçek alt üst edilmiş, hiyerarşik-iktidarcı yapılanma en fazla genç kadınlara saldırmıştır.Kadını, genç kadını ne kadar çok kendi denetimi altına alabilirse o kadar toplumu da kendi cevherinden uzaklaştırır, köleleştirir. Elbette ki bu durum karşısında kadın bir mücadele içerisinde olmuştur. Tarih içerisinde bunun örnekleri ile karşılaşıyoruz. Fakat şu da bir gerçek ki, günümüzde genç kadın kimliği büyük bir darbe almıştır. Hem kadın hem de genç olmasından ötürü kadın ve gençliği bastırma üzerinden uygulanan politikaların toplam bileşkesi genç kadınlar üzerinden uygulanmaktadır. Bu yüzden sisteme karşı en fazla mücadele içerisinde olması gerekenler genç kadınlardır. Ve kadınlar son üç yüzyıllık devrim geleneğinde bunu yapmıştır, devrimlerin tarihini incelersek birçok devrimci genç kadın ile karşılaşırız. Her devrimin sembolleşen kadın devrimcileri vardır. Yıllarını devrime adayan, en büyük zorlukları, tehlikeleri göze alan, büyük direnişlerin sahibi olan kahramanlardır onlar. Kadın ve genç olmanın inanılmaz enerjisi, yaratıcılığı büyük bir güce sahiptir ve bu güç örgütlülüğe dönüştü mü, rahatlıkla devrimlerde öncülük yapabilir. Yıllardır Kürdistan’da yaşananlar da bu geleneğin mirasıdır. Kadınlar bin yıllarca önce açığa çıkardıkları toplumsallaşma gücünü, şimdi de sistemin tüm baskılarına rağmen demokratik ulusu inşa ederek gösteriyorlar.
Sistem Çarkında Nefessiz Bırakılan Bir Kesim; Genç Kadınlar
Sistemin kendine göre bir kadın tanımlaması var. Bin yıllardır topluma düşünsel olarak da hükmeden bu duruma göre kadın pasif, akılsız, güçsüz, erkeğin malı-mülkü, çocuk doğurmaktan başka bir katkısı olmayan bir varlık olarak görülür. Kadının kendisi de kendini bu şekilde ele alır. Çaresizdir, eli kolu bağlıdır, efendisine hizmetten başka bir yolu yoktur algısı oluşturulur kadında. Bununla birlikte sistemin bir diğer saldırı hedefi gençliktir. Ana karnında belirlenen cinsiyetçilik düzenleri çocukluk aşamasında öğretilmeye başlar ve gençken kullanılan yöntemler daha da çeşitlenir. İnsanın gençlik dönemi aynı zamanda özgürlüğe en yakın olduğu dönemlerdir, arayışların en yoğun olduğu dönemlerdir. Doğru bir yön kazanırsa ulaşamayacağı hakikat yoktur. Bu gerçeği iyi tahlil eden sistem en etkili saldırılarını bu dönemde yapar. Gençler aynı zamanda toplumun geleceği olduğu için egemen sistem kendi zihniyet argümanları ile gençliğin beynini iyi yıkamalıdır. Gençler için kullanılan hayata atılma tabiri aslında günümüzde sistemin çarklarının arasında sıkıştırılmadır, sistem içine çekilmeleridir. Bu yüzden gençlerin gençliklerini yaşamalarına izin verilmez, hemen büyümeli, olgunlaşmalıdırlar.
Bu durumun genç kadınlar üzerindeki yansımaları daha yoğundur. Hakikati çarpıtmak için hedef seçilen genç kadınlardır. Jerontokrasi ve ataerkilliğin birleşmesidir genç kadın üzerinde yürütülen baskı sistemi. Hem cinsinden ötürü hem de yaşından ötürü sistemin bütün okları ona yöneltilmiştir. Sistem böylece hem kadının hem de gençliğin güçlü potansiyelinden yararlanarak kendi ömrünü daha çok uzatacaktır. Beraberinde gençlik içerisinde kadın kimliği silinmeye çalışılır. Genç denince akla nedense hep erkek gelir, delikanlı denince akla erkek gelir. Gençlik kavramı bile cinsiyetçi kılınır. Oysaki kadın toplumun kök hücresidir, temelidir, gelişen toplumsal form kadın aklıyla, eliyle olur. Bu yüzden sistemin ilk hedefi özgür toplumun kök hücresi kadındır. Kök hücrenin değişmesi genel dokunun da değişmesi, farklı bir kimliğe bürünmesi demektir. Zamanında yaşamın, toplumsallığın kutsallığını ifade eden kadın kimliği iktidarcı-hiyerarşik sistemin oluşması için çarpıtılarak, baskı altına alınır ve sistem kendine göre bir biçim verir.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan-Eşitlik ve Özgürlüğe Yürüyüş kitabından alınmıştır
Devam edecek…