İsyanla yoğurulur direnişle Leyla olurlar
HABER MERKEZİ – Leyla ismi Kürtler de özel bir yere sahiptir. Çünkü Leyla ismi Kürt tarihinde direnen kadınlarla sembolleşmiştir. Aileler kız çocuklarına adını verirken aslında yollarını da çizmiş oluyorlar. Direnmenin adını veriyorlar. Çünkü bir Kürt kadını ancak direnerek var olacaktır. Devlete, babaya ve erkeğe Leyla olup direniyorlar.
LEYLA QASIM
Ölümüm binlerce Kürdün uyanışı olacaktır
Güney Kürdistan’ın Xaneqîn şehrinde 1952 yılında doğan Leyla Qasım, ilk ve orta öğreniminden sonra ailesiyle beraber Bağdat’a göç ediyor. 1970’li yılların başında Bağdat’ta üniversite eğitimine başlayan Qasım, Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) ile tanışıyor ve bu oluşuma destek veriyor. Toplumsal eşitlik, kadın sorunu ve Kürt meselesiyle ilgilenen Leyla Qasım sonrasında ise peşmerge saflarına katılma kararı alıyor.
Qasım’ın peşmergeye katıldığı yıllar, Güney Kürdistan Kürtleri için zorlu yıllardı. Çünkü Baas Rejimi Kürtlere karşı savaş açmış ve Kürt ailelerini Bağdat’tan çıkarmıştı. Irak rejiminin Qeladize kentini bombaladığı, tarihin en kitlesel Kürt katliamlarından birinin Halepçe’nin yaşandığı yıllarda peşmergeye katılan Qasım, direnişiyle de Kürt tarihinin sembol isimlerinden oldu.
Baas rejimi ve Saddam Hüseyin tarafından idam edilen Leyla Qasım’ın son sözleri Kürt kadınlarının yıllardır akılarına kazınmış ve silinmeyecektir. Leyla Qasım’ın son sözleri: “Beni öldürerek yok edebilirsiniz ama benim ölümüm binlerce Kürdün uyanışı olacaktır.”
LEYLA HALİD
Ortadoğulu kadınların direniş yüzü olan Leyla
1944’de İngiliz yönetimi altındaki Hayfa’da doğdu. Araplar 1947 yılında BM bölünme planını geri çevirdiği zaman, Araplarla Yahudiler arasında çatışmalar başladı. Halid’in ailesi 1948’de babalarını geride bırakarak Lübnan’a gidiyor.
15 yaşındayken, kökleri 1940’lı yıllarda George Habaş tarafından oluşturulan Filistin Halk Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) katıldı. Daha sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde tıp eğitimine başladı. 1967 Altı Gün Savaşları’ndan sonra Filistin Halk Kurtuluş Örgütü’nün Filistin ayağında kendisini gösterdi.
1970 Eylül’ünde yaklaşık 8 bin kişinin öldüğü ve “Kara Eylül” olarak adlandırılan olayları takip eden yıl, üçü eşzamanlı olmak üzere dört uçak kaçırma eylemine katıldı, 1969 ve 1970 yıllarında katıldığı, liderleri Wadi Haddad tarafından planlanan eylemlerle dikkatleri büyük ölçüde üzerine çekti.
29 Ağustos 1969 günü, FKÖ üyesi Selim ile birlikte, Amerikan TWA uçağını kaçırarak Şam’a indirdi. Uçak yere indikten sonra uçuş ekibi ve yolcuları uçaktan boşalttıktan sonra Boeing 707 uçuş kabinini havaya uçurup Suriyeli yetkililere teslim oldular. 45 gün Suriye’de gözaltında tutulduktan sonra, iki İsrailli pilot karşılığında 31 Filistinli tutuklu ile birlikte serbest bırakıldılar.
İkinci yakalanması ise bir diğer uçak (Almanya’daki Filistinliler için TWA ve İsviçre’deki Filistinliler için Swissair havayolları uçağı) kaçırma eyleminde 6 eylül 1970’te gerçekleşir . Uçak Londra’ya indikten sonra tutuklanan Halid, 1 ay içerisinde Dubai’de çalışan başka bir Filistinli işçinin kaçırdığı uçak üzerinden yapılan pazarlıklar sayesinde, 1 Ekim 1970 günü serbest kaldı. Leyla Halid Arap kadınları için önemli bir simge halini almış ve Ortadoğulu kadın direnişçiler içinde yerini almıştır.
KANASÇI LEYLA
‘Peki komutan seni nerenden vurayım, alnından mı, göğsünden mi?’
Kanasçı Leyla, 90 lı yıllarda her türlü savaş kurallarının dışında, Türk işgalcileri Kuzey Kürdistan’da yapılan askeri işgaller, köy yakmalar, faili meçhuller, işkence ve zulmün dorukta olduğu dönemde; İstanbul Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Bölümü son sınıf öğrencisiyken okulu bırakıp gerilla saflarına katılır. Çeşitli dönemlerde farklı saha komutanlıklarında görev alır en çok Şırnak – Mardin ve Dêrsîm sahalarındaki eylemleriyle rütbeli komutanların bir numaralı korkusu olmuştur.
Kanascı Leyla Lakaplı PKK’li Kadın Gerilla İstanbul Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Bölümü Son Sınıf Öğrencisiyken PKK’ye Katılmıştır…
Leyla kendisinin iyi bir keskin nişancı olduğunu hem kendisi hem de diğer gerillalar fark eder ve Leyla’ya 2000 metre menzilli bir kanas silahı verirler, fakat Leyla kanas kullanırken bişey fark ediyor nefes alışverişi ve titreşimlerinin silahı engellediğini düşünerek ben bu halka canımı versem yetmez diyerek sağ göğsünü aldırıyor ve artık hiçbir hedefi şaşmadan nokta hedef olarak vurabiliyordu,
Leyla’nın bir diğer uzmanlık alanı ise telsiz frekanslarını çok iyi kırabiliyordu ve genelde komutanları kendine hedef seçerdi, çok sayıda rütbeli düşman askeri öldüren Leyla, bir gün Dêrsim’de bir çatışma sırasında bir kadın arkadaşı esir alınır ve helikoptere bindirilip götürülür, uzaktan helikopteri izleyen Leyla, telsize girerek komutana seslenir, ” bana bak işgalci komutan hemen arkadaşımı bırak yoksa sonun kötü olur ”işgalci komutan daha önce Leyla’nın namını duymuştur onlarca rütbeli işgalcileri tek kurşunla vurduğunu biliyordur fakat helikopterde olmasına güvenerek esir aldığı kadın gerillaya yaralı halde işkence eder ve inleme sesini Leyla’ya dinleterek küfürler etmeye başlar. Leyla işgalci komutana son kez arkadaşını bırakmasını söyler. İşgalci komutanda ” sen dur daha sıra sana da gelecek ” diyerek küfürler etmeye başlar, Leyla o sırada derki işgalci komutan dalga geçer ve derki , vuracaksan beni alnımdan vur der, Leyla cevap verir ”işgalci komutan hafif sağa dön hele ” işgalci komutan başını hafif sağa çevirir çevirmez ‘paaatt’ diye tek kurşunla alnından vurulur ve helikopterden düşerek ölür…
18 ağustos 1999 yılında çıkan bir pusu çatışmasında yaşamını yitiren Leyla, arkasında onlarca rütbeli ölü asker yığınağı.
Direnişin üç savaşçı Leyla’sı üç kadın. Kadının yok sayıldığı her alanda mücadele eden iradelerini yaşatmak savaşı veren üç kadın. Leylalar’ın direnişi bu haliyle sürer ve kendini yeniden yaratır kadınlar. İsyanla yoğurulur direnişle Leyla olurlar. İsimlerinde gizli bir sır vardır Leyla olmak direnmekle karşılığını bulur. Leylalar devam ederler direnişleri ve isyanları sürer…
NC/Faraşîn SÎDAR
Devamı gelecek…