HABER MERKEZ –
Öz savunma birimleri alanların koşullarına göre kendini örgütlemelidir. Kürdistan gençliği; artık bir PKK kadrosunun gelip tek tek alanları örgütleyip, öz savunma birimlerinin örgütlemesini beklememelidir. Kürt gençliği bulunduğu alanda insiyatifli olmalıdır. Üniversite gençliği kendi öz savunmasını oluşturabilmelidir. Lise ve mahalle gençliği kendi öz savunma birimlerini oluşturabilmeliler. Bu 5 kişilik bir birim de olabilir, 3 kişilikte olabilir. Hatta tek kişilik bir birim de olabilir. Alanlar kendi durumlarına göre örgütlenebilirler. Sayı çok önemli değildir. Önemli olan pratiktir. Önemli olan iradeli, kararlı, cesaretli olmaktır. Ve en önemlisi de onurlu ve kahraman Kürdistan gençliğinin; yürütülen sadırılar karşısında örgütleyeceği öz savunma birimleriyle işgalci Türk devletinin kurumlarını, iş merkezlerini, fabrikalarını, sivil yerleşim alanlarını, vurup, yakarak cevap vermeleridir. Var olan işgal saldırılarını, ancak gençliğin savunma birimleri durdurabilir. Gençliğin savunma birimleri her zaman çok mükemmel askeri eylemler örgütlemesine gerek yoktur. Kuşkusuz bu tür eylemler anlamlı ve önemlidir. Ama bazen çok küçük bir eylem biçimi muazzam sonuçlar doğurabilir. Örneğin bir kişilik bir savunma birimi Türkiye’nin her yerinde binlerce araba yakabilir. yada 3-5 kişilik birimler onlarca market, fabrika ve iş merkezlerini yakabilirler. Ya da üniversite ve lise gençliğinin savunma birimleri kendi bulunduğu, sömürüldüğü, kimliksizleştirildiği ve öz benliğinden uzaklaştırıldığı faşist TC’nin okullarını yıkıp, yakabilirler. Kürdistan’daki öz savunma birimleri; işgalci TC’ye ait tek bir kurum bırakılmamalıdır. Kürdistan da faşist ve işgalci TC’nin zihniyetini savunan hiçbir memurun, doktorun, öğretmenin çalışmasına izin verilmemelidir. Bu tür kişilere ilişkin eylem tarzı ise, alanlardaki öz savunma birimlerinin insiyatifine bağlıdır. Topraklarımızı sömüren, işgal eden, bizi yok etmeye çalışan, her gün insanlarımızı hem fiziki hem de zihni olarak yok etmeye çalışan, bu kurum ve kişilere karşı yapılan her türlü eylem meşrudur. Bizi yok etmeye çalışanları biz yok edeceğiz. Bize yaşam alanı bırakmayanlara biz onu yaşatmayacağız.
Türkiye alanlarında bulunan öz savunma birimlerimiz ise kaos yaratmalılar. Yaşam alanlarını felç etmeliler. Öz savunma birimleri Türkiye metropol ve illerinde de yakıp yıkma eylemleriyle beraber korku yaratmalılar. Örneğin; öz savunma birimler kendilerine belirleyeceği her hangi bir faşist sokağında bulunan tüm evleri taşlayabilirler. Ve atacakları her taşın üstüne’’ her an yakabilir, yıkabilir, vurabiliriz’’ yazısıyla korku salabilirler. Ya da birimler her sokağa korkutmak amacıyla ses bombalarını patlatıp slogan atabilirler, imkanları olmayan birimler birkaç torpil birbirine bağlayıp patlatabilirler. Her yere sahte bomba paketlerini bırakıp üzerine de ‘’her an patlatabiliriz’’ yazısını yazabilirler. Bütün alanlarda korkutmak amacıyla yazılama yapabilirler. Öz savunma birimleri, Türkiye’nin her yerinde elektrik trafolarını patlatıp elektriksiz bırakabilirler. Ulaşım alanlarını hedefleyip yakabilirler. Faşistlerin sık sık uğradığı kafeler, kahvehaneler, sosyal aktivite gibi alanlar hedeflenip, yakılabilinir. Bu tarz eylemleri çoğaltıp, zenginleştirebilirler. Dile getirdiğimiz eylem biçimleri basit olmakla birlikte etkilidir. Bu eylemleri profesyonel birimlerde yapabilir, tek kişilik birimlerde yapabilirler. Kürdistan işgalciliğinin öncülüğünü yapan AKP’liler hedeflenebilmelidir. Öz savunma birimleri, Kürdistan da bulunan AKP yönetici ve üyelerini tespit edip cezalandırabilmeliler. Tek bir AKP yöneticisi Kürdistan da rahat dolaşmamalıdır. Kısacası Kürdistan ve Türkiye de oluşturulan öz savunma birimleri, eylemleriyle her yere korku salmalı, yaşam alanlarını ferç etmeliler.
Öz savunma birimlerimiz; her şeyden önce gizliliğe dikkat etmelidir. Yani illegal çalışmalıdır. Gizlenmeyi iyi bilmeliler. Eylem yapacakları alanları, deyim yerindeyse avucunun içi gibi bilmeliler. Nerede mobese, kamera var bilmeli. Kimliğinin açığa çıkmaması için kendini kamufle etmelidir. Gece gündüz temkinli olmalı, yürürken aceleci ve panik olmamalıdır. En kötü şartlarda bile soğukkanlılığını korumalı, geride tek bir iz bile bırakmamalıdır. Öz savunma birimleri illegaliteyi kendi yaşam tarzı haline getirmeliler. Yanındaki en iyi arkadaşına bile yaptığı eylemler hakkında bilgi vermemelidir. Öz savunma birimleri, halk içinde kaybolmayı iyi bilmelidir. Eylemden sonra normal bir vatandaş, bir işçi, bir öğrenci gibi olabilmelidir.
Sonuç olarak; TC’nin Kürdistan üzerinde yürüttüğü işgal politikalarını, kahraman Kürt gençliğinin her alanda oluşturacağı öz savunma birimleri durdurabilir. Kürdistan gençliği yakılan yıkılan binlerce Kürt köylerini, unutmamalıdır. Roboski katliamını unutmamalıdır. Cizre başta olmak üzere Kürdistan’da yürüttüğü vahşeti unutmamalıdır. Her gün katlettiği Kürdistan çocuklarını ve kadınlarını unutmamalıdır. Şehit düşürüp zırhlı araçların arkasına bağlayıp, dolaştırdıkları gerilla yoldaşlarını unutmamalıdır. Kürdistan gençliğin kanıyla özgürleştirdiği Efrin’in işgal edildiğini unutmamalıdır. En önemlisi de Önder Apo’nun üzerinde yürüttüğü ağır tecriti unutmamalıdır. Çünkü unutmak, cevap vermemek, sessiz kalmak ihanettir. Onun için öz savunma birimleri işgalciliğe karşı en aktif bir şekilde cevap vermelidir. İşgalci türk devleti bir kere saldırırsa, gençliğin on misliyle cevap vermesi gerekir. Geçmişte olduğu gibi bugünde kahraman Kürt gençliğinin direnişçiliğiyle, mücadeleciliğiyle, eylemleriyle kazanacağımıza inanıyoruz.
Mawa Tori