Leyla Güven: Bu direniş, Kürt halkının direnişi ve talebidir. Milyonların istemidir. Bu direnişin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Bir halkın önderi tecrit altında tutulamaz. Onun için tecrit kırılana kadar bu direniş devam edecektir.”
HABER MERKEZİ – Açlık grevinin 81’nci gününü geride bırakan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Strasbourg eylemcileriyle görüştü. Skype aracılığıyla yapılan görüşmede Güven, Strasbourg, Hewlêr, Galler’de eylemde bulunanları selamlayarak, “Her ne kadar beni Amed zindanın maneviyatından koparsalar bile tecridi kırana kadar eylemde olacağım” mesajını verdi.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi kırılması için 7 Kasım 2018 yılında Amed zindanında açlık grevine başlayan Leyla Güven, tahliye edilmesinin ardından Amed’deki evinde açlık grevini sürdürüyor. Güven, dün akşam, 42 gündür açlık grevinde bulunan Strasbourg eylemcileriyle Skype üzeri bir görüşme gerçekleştirdi.
Mustafa Sarıkaya, Gülistan Çiya İke, Dilek Öcalan, Nurgül Başaran, Yüksel Koç, Mehmet Nimet Sevim, Ramazan İmir, Kardo Bokani, Kerem Solhan, Deniz Sürgüt, Ayvaz Ece, Mohamad Ghaderi, Agit Ural ve Ekrem Yılmaz ile yaklaşık 15 dakika görüşme yapan Leyla Güven, kendisiyle yapılan dayanışmadan memnun olduğunu söyledi. Güven, aslında eylemini 14 Temmuz tarihinde mahkeme salonunda bunu başlatmak istediğini ancak mahkemeye çıkartılamadığı için geç kaldığını ve amacına ulaşana kadar da eylemini sürdüreceğini vurguladı.
‘14 TEMMUZ’DA MAHKEMEDE ONLARIN YÜZÜNE HAYKIRMAK İSTEDİM’
Amed zindanındaki tutsakların Strasbourg eylemcilerine selamlarını getirdiğini söyleyen Güven, “Direnişte bulunan bütün arkadaşların size selamları vardı. Her ne kadar Amed zindanının maneviyatından uzaklaştırılmış olsam da ben iyiyim. Sizleri selamlıyor, tek tek kucaklıyorum. Hepinizi yanımda hissediyorum” dedi.
Açlık grevini eylemini daha önce planladığının ifade eden Güven şunları söyledi: ”Ben daha önce bu grevi, Amed zindanında 14 Temmuz tarihinde başlatmayı planmışım. Ancak o tarihte cezaevi idaresi beni mahkemeye çıkarmadılar. Bende bir mektup ile başlamak istemedim. Çünkü ben o tarihte onlara karşı durarak, haykırmak istiyordum. Yer ve göğü inleterek… Maalesef olmadı, onun için bu tarih biraz gecikti.”
‘TECRİT BİZİM İÇİN UTANÇTIR’
Amaçlarının 14 Temmuz direniş ruhunu yeniden canlandırmak olduğunun altını çizen Güven, ” Ben cezaevinde açlık grevini başlarken bazı arkadaşlar, ‘yaşın büyük, yapamasın’ diyordu. Ama 80 gün oldu ben hala çok iyiyim. Bu da gösteriyor ki, bu işler yaş ile fizik ile olmuyor. İrade ve inançla bağlantılıdır. Bu da 14 Temmuz ruhunun yeniden Amed zindanında ortaya çıktığını gösteriyor. Mehmet Tunç, Asya Yüksel, bu direnişi yeniden ispatladılar. Demek ki bu yeterince yetmemiş. Onun için bu direniş bu ruhun hala diri ve ayakta olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Leyla Güven, Strasbourg, Hewler ve Galler’den sürekli haberler aldığını ve bu kendisine moral verdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu direniş, Kürt halkının direnişi ve talebidir. Milyonların istemidir. Bu direnişin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Hayatım boyunca hiçbir zaman bu kadar mutlu ve huzurlu olmamıştım. Bir halkın önderi tecrit altında tutulamaz, cezaevinde disiplin cezasına çarpıtılamaz. Bu bizim için onur kırıcı bir davranış ve utançtır. Onun için tecrit kırılana kadar bu direniş devam edecektir.”
‘UMUTLUYUZ VE KARARLIYIZ’
Strasbourg açlık grevi eylemcileri adına konuşan Gülistan Çiya İke ise şunları söyledi: ”80 gün önce Sara, Kemal, Hayri, Mazlum’ın mekanında, 14 Temmuz direniş ruhuyla yeni bir dönem başlattınız. Bizde o ruh ile 41 gün önce bu direnişe katıldık. Bu direniş sizin ve kadınların öncülüğünde başladı. Bu eylem ile başımız diktir. Her zaman seni içimizde hissettik. İstedi ki burada sesin olalım, dünyanın dört tarafına yayalım. Tek amacımız var, tecridin kırılması ve önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamamızdır. Bu amaçla yola çıktık, umutlayız, inançlıyız ve kararlıyız.”
‘SENİN İSMİN LEYLA’DIR’
Dilek Öcalan da, Leyla Güven’e hitaben duygularını şu sözlerle dile getirdi: ”Ben inancını, kararlığını iyi biliyorum. Bir Kürt kadını olarak, bu direnişin öncülüğünü yaptın. Çünkü senin ismin Leyla’dır.”