Başta HDP olmak üzere demokratik kurum ve kuruluşlara tehdit açıklamaları görevi verilen AKP-MHP hükümetinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kaçırma planı olduğu iddia edildi. MİT ile CIA ortaklaşa yapılacak olan bu Soylu’yu kaçırma planıyla olayı PKK’nin üzerine yıkarak, HDP’nin PKK ile bağlantılı olduğu algısı yaratmak ve bununla Bakur Kürdistan kentlerinden umudunu kesen AKP-MHP yerel seçimlerde milliyetçi oylarını almaya çalışacakları ortaya çıktı.
HABER MERKEZİ – Başta HDP olmak üzere demokratik kurum ve kuruluşlara tehdit açıklamaları görevi verilen AKP-MHP hükümetinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kaçırma planı olduğu iddia edildi. MİT ile CIA ortaklaşa yapılacak olan bu Soylu’yu kaçırma planıyla olayı PKK’nin üzerine yıkarak, HDP’nin PKK ile bağlantılı olduğu algısı yaratmak ve bununla Bakur Kürdistan kentlerinden umudunu kesen AKP-MHP yerel seçimlerde milliyetçi oylarını almaya çalışacakları ortaya çıktı.
Son dönemlerde sık sık başta HDP olmak üzere demokratik ve özgürlükçü kurum ve kuruluşları açık bir şekilde tehditleriyle gündeme gelen AKP-MHP hükümetinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçimlerin yaklaşmasıyla bu tehditleri üst seviyeye çıkarttı. AKP-MHP, özellikle AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Soylu’ya son şans olarak böyle bir görevin verildiği AKP kullislerinde konuşuluyor. Ancak Soylu üzerinden MİT ve CIA’nin ortaklaşa yapılacak bir kaçırılma planı olduğu ortaya çıktı.
Soylu’yu kaçırma planıyla ne amaçlanıyor?
Cumartesi Anneleri oturma eylemlerinin 700. Haftasında 1990’lı yıllarda failli meçhul ile kaybedilenlerin yakınlarını tehdit ve hakaret ederek polislerini üzerlerine saldırtması, yine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a telefonla açık bir şekilde tehdit ederek bunu da açıklamalarında açık bir şekilde ifade etmesi, en son Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması için Leyla Güven’in 100. Gününe ulaştığı açlık grevine destek vermek amacıyla İstanbul Taksim Meydanı’nda yapılacak yürüyüşe “Yürütürsem onları adam değilim” açıklamasıyla tehdit eden, yine yıl içinde birçok kez demokratik kurum ve kuruluşları tehdit eden açıklamalarıyla gündeme gelen Soylu’yu kaçırma planı olduğu ortaya çıktı. MİT ve CIA’nin ortaklaşa yapılacak Soylu’yu kaçırma planının amacı olayı PKK’nin üzerine yıkarak PKK HPD ile ilişkili olduğu algısı yaratmak, yine 31 Mart belediye seçimlerinde son dönemde düşüşe geçen oylarını bu algı üzerinden geri kazanmayı amaçladığı öğrenildi.
Soylu’nun nereden, nasıl, ne zaman kaçırılacağı ve kendisinin bu plandan bilgisi olup olmadığı bilinmediği ancak, halkların lehine olan bu dönemde böyle bir planın hem varolan gündemin değiştirilmesi hem de yerel seçimlere AKP-MHP iktidarının her zaman yaptığı gibi mağduriyet ve faşist, ayırımcı politikasıyla oy toplama peşinde olduğu belirtildi.
AKP’liler: Soylu’nun CIA ajanı olduğundan eminiz!
AKP kullislerinde ise Süleyman Soylu ile ilgili bir kazan kaynadığını ve farklı görüşler olsa da ağırlıklı olarak 90’ların Kontrgerilla Valisi Mehmet Ağar ve İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek gibi CIA ajanı olduğu değerlendirmeleri doğru olduğu konuşuluyor. AKP’liler kendi aralarında, “Hatta doğrudan Soylu’nun CIA ajanı olduğundan eminiz ve bir şekilde partiyi yönlendiriyor. Çünkü parti içinde hatırı sayılır Soylu kadrolaşmasının olduğu ve bu kadronun özgüvenin çok yüksek olduğu belirlemesi doğrudur” şeklinde ifade ediliyor.
Soylu MHP’nin eski kadrosu mu?
Kulislerde AKP’nin eskisi gibi kendi kadrolarına sahip çıkmadığını ve hiç partili olmayan bazı kişilerin partide etkili olmaya başladığı belirtilirken, Soylu’nun bu durumu fırsat bilerek son dönemlerde açık şekilde HDP ve diğer demokrat kurumları tehdit açıklamalarını sıklaştırdığını ve parti içinde bu nedenle sempati toplamaya çalıştığı söyleniyor.
CIA tarafından Soylu’ya verilen eğitim çerçevesinde yıllardır Doğru Yol Partisi (DYP) ve DP’nden ziyade MHP’nin milliyetçi iddeolojisini kendine esas aldığından kaynaklı MHP kadrosu olduğuna dair söylenti yayıldığı belirtildi.
Süleyman Soylu Kimdir?
Aslen Trabzonlu olan Süleyman Soylu, 21 Kasım 1969’da İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta okulu İstanbul Gaziosmanpaşa’da tamamladıktan sonra lisede Plevne Lisesi’ne gitti ve sonrasında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.
Meslek hayatına 1990’da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası aracı kurumlarında başladı. 1989′da ise okul arkadaşlarıyla bir şirket kurarak ticaret hayatına atıldı. 1989 ve 95 yılları arasında iş adı altında ABD’ye gidiş gelişler yapan Soylu 1995’te kendi şirketini kurdu.
DYP Gençliğindeydi ama Ülkü Ocakları’na gidiyordu
Süleyman Soylu, siyasete 1987’de Doğru Yol Partisi’nin (DYP) Gençlik Kolları’nda başladı. DYP gençliğinde olmasına rağmen Ülkü Ocakları’na gidip çalışmalara katılarak, DYP ile MHP arasında hiç bir fark olmadığı algısını aşılamaya çalıştığı iddia edildi. 1999’da ise DYP İstanbul il başkanlığı görevine geldi ve 2002 genel seçimleri öncesi milletvekili adayı oldu. Soylu bu dönemde, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller´in parti gözdelerindendi.
Soylu, 2007’de DYP’nin Demokrat Parti (DP) ismini alarak girdiği seçimlerde baraj altında kalması sonrası genel başkanlığa seçildi. Kasım 2008’de DP 9. Olağan Kongresi’nde genel başkanlığa yeniden seçildi.
12 Eylül Referandumu’nda Türkiye’yi dolaşarak “evet” için çalışmalar yapan Soylu, Hüsamettin Cindoruk’un genel başkan olduğu DP’den ihraç edildi. Soylu ihraç sonrası Tayyip Erdoğan’ın davetiyle AKP’ye katıldı.
Kasım 2015’teki seçimlerde AKP Trabzon adayı oldu ve meclise girdi. Ahmet Davutoğlu döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Soylu, Binali Yıldırım döneminde de aynı göreve devam etti. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, Süleyman Soylu’nun bakanlık yaptığı 2016 yılının ilk 7 ayında 1049 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Ağustos 2016’da ise İçişleri Bakanlığından istifa eden Efkan Ala’nın yerine göreve geldi.
Bu göreve getirilmesinde “FETÖ ile mücadelede” aktif olmasının etkili olduğu iddia edildi. Ayrıca göreve geldiği andan itibaren bölgede yaşanan çatışmalar şiddetlendi, onlarca sivil vatandaş çatışmalarda hayatını kaybetti, HDP Eş Genel Başkanları tutuklandı, belediye başkanları görevden alındı, yerlerine kayyımlar atandı.
Kaynak: Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi