HABER MERKEZİ –
Kürdistan’da son yıllarda önemli savaşlar yaşandı. Başta Kobane olmak üzere Rojava kentlerinde, Şengal’de ve Cizre, Nusaybin, Sur gibi Kuzey Kürdistan kentlerinde yaşanan her savaş kendi başına bir destan niteliğinde olan savaşlardı. Bir Paris Komünü üzerine 200 yıldır yazılıyor, konuşuluyor. Kürt halkının daha şimdiden birkaç komün direnişi oldu diyebiliriz. Bu savaşlardan bir tanesi bir halkın tarihinde yüzyılda bir yaşanır herhalde. Bu da Kürt Halkının ve onun Özgürlük Hareketi’nin yürüttüğü mücadelenin hem ne kadar zor olduğunu hem de ne kadar büyük olduğunu gösteriyor aynı zamanda. Komün direnişçilerinin Fransız halkı ve insanlık için temsil ettiği özgürlük, adalet gibi değerleri bugün Kürt direnişçiler insanlık adına temsil etmektedir.
Her direniş sürecinin kendine has bir karakteri ve ruhu vardır. Özyönetim direnişleri sürecinde de sürecin direniş karakterini ortaya çıkaran önemli yoldaşlar ve öncüler oldu. Amed de bu direniş karakterini oluşturan arkadaşların başında da Berfin Cizre arkadaş geliyordu. Amed’in ilk komutanıydı. Her şeyin ilk heyecanı, anlamı farklıdır. Çünkü ‘ilk’lerin öncesi yoktur. Ve sonrayı da belirleyen ilklerdir. ’İlk’’ olmanın öneminin ve ağırlığının farkındaydı Berfin arkadaş. Ve bu farkındalıkla Amed’in ilk komutanı, ilk örgütleyeni ve fedaice direnen ilk direnişçisi olmanın heyecanını ve onurunu yaşadı Berfin arkadaş.
Berfin Heval özyönetim direnişi sürecinin başında şehre ilk gelen arkadaşlardan biriydi. Amed eyaletinde öz savunma çalışmalarını yürüttüğü ve yerel birlikleri tanıdığı için düzenlemesi şehre olmuştu. Şehre ilk geldiğinde düzenlemesi sur komutanlığına olmuştu. Ş.Faraşin Sidar ve Xemgin Roj arkadaşlarla beraber komutanlık görevini yürüttüler. Heval Berfin gelir gelmez hemen şehirdeki örgütleme çalışmalarına aktif bir şekilde katıldı. Şehirde Leyla kodunu kullanıyordu. Sur halkı onu leyla olarak tanıdı. Ve oldukça etkilendi ondan. Bir bakıyorduk Heval Berfin bir evde Sur’un gençleriyle toplantı alıyor, Sur’un nasıl tutulacağını anlatıyor bir bakıyorduk Sur’un tarihi sokaklarında bir kadınla konuşuyor bir de bakıyorduk gece çıkmış Mardin Kapı’dan Saray Kapı’ya kadar alanı keşfediyor. Yerinde duramıyordu. Zaten her görüştüğümüzde hemen başlıyordu başlattığımızda halkın tepkisi nasıl olacak? Katılacaklar mı? Cephane yeter mi? Arkadaşlar hazır mı? Gibi sorular sormaya. Direnişin ilk hazırlık sürecinde her şey ile en ince ayrıntısına kadar ile ilgileniyordu.
21 Ağustos gecesi Sur direnişi Berfin hevalin komutasında Xemgin, Faraşin ve Şilan arkadaşların öncülüğünde başlamıştı. Gece boyunca şiddetli çatışmalar yaşanmıştı. Berfin Heval bütün arkadaşları mevzilerine kendisi yerleştirmişti. Kendisi de sabaha kadar sürekli o cepheden o cepheye koşuyor durmadan. Düşmanın yönelimi kapsamlı olmuştu. Alan tutulamamıştı. Sabaha doğru saray kapı tarafında Berxwedan Karker arkadaş şehit olmuştu. Arkadaşlar mecburen geri çekilme kararı almışlardı. Berfin Heval yine bütün arkadaşları dağıtıyor evlere sabaha doğru. Nasıl olduğunu anlayamadan bir bakıyor ki bir sokakta tek başına kalmış. Sura yeni geldiği için bildiği birkaç evin olduğu tarafta düşmanın olduğunu görüyor. Bildiği başka evler olmadığı için mecburen olduğu sokakta kalıyor. Sokakta gidip geliyor ve sonunda bir kaldırımda oturup bekliyor. Düşmanın sesinin yaklaştığını duyuyor. Silahını sıkıca tutuyor olduğu yerde olası bir çatışma durumu olabilir diyerek. O anda oturduğu kaldırımın tam karşısında olan pencerenin kenarından yaşlı bir ananın ona baktığını görüyor. Ana ona zazaca ‘’ne yapıyorsun kızım orada?’’ diye soruyor. Berfin Hevalde gülerek sadece boynunu büküyor. Kısa bir bakışmadan sonra ana sessizce gelip kapıyı açarak Berfin Hevali evine alıyor. O gün bu şekilde kıl payı kurtulmuştu. Buna benzer birçok olay yaşamıştı Berfin Heval. Sabah Xemgin Heval onlarla bir araya gelmiştik. Faraşin arkadaşta gelmişti komutanlıktan. Berfin Heval nerde diye sordum. Bilmediklerini söylediler. Kaldığı evlere gidip sordu arkadaşlar. Oralarda da yoktu. Herkes şaşkındı. Herkes diyordu akşam o bizi gönderdi evlere ama onun nereye gittiğini gören ya da bilen yoktu. Biz onu ararken o bize haber yolladı kaldığı evin çocuğuyla beraber. Ana, Berfin hevali bırakmamış sabah. İlla bizimle kahvaltı edeceksin yoksa bırakmam demişti. Bütün aile kısa bir sürede onu çok sevmişti. Bizde hemen onun yanına gittik. Eve girince bizi görür görmez ilk tepkisi ‘’Berxwedan arkadaşın şehadeti kesinlikle düşmanın başarısı değil. Bireysel hataların sonucudur. Ben ona kendi ellerimle mevzi yaptım ve çıkma dememe rağmen çıkmış ve vurulmuş. Çok öfkeliyim’’ dedi gözleri dolarak. Zaten herkes çok duygusaldı Berxwedan arkadaşın şehadetinden kaynaklı. Surdaki ilk şehidimizdi. Beklemediğimiz ve hak etmediğimiz bir şehadetti. Alan o gün tutulamamıştı belki ama muazzam bir direnişin ilk temelleri de atılmıştı. Zaten kısa bir süre sonra düşman ciddi şekilde darbelenerek alan tutulmuştu. Ve uzun bir süre de arkadaşların denetiminde kalmıştı.
Amed merkez de Sur ilçesinde alan tutulmuştu. Yine Bağlarda da alan tutma girişimleri oluyordu. Her iki ilçede yürütülen çalışmaların daha sistematik ve örgütlü olması için il komutanlığı örgütlendirilmişti. Berfin hevalin düzenlemesi de il komutanlığına olmuştu. Delil Amed arkadaş ile beraber iki ay boyunca yürütülen direnişler bu iki arkadaşın komutasında oldu. Hem bağlar ile hem de sur ile yakından ilgilendiler. Bağlarda da alan tutma girişimleri çok oldu fakat hem bağların büyük olması hem de bizim sayımızın az olması nedeniyle alan tutulamadı. Ama her gece bağların merkezi caddeleri kapatılıyor ve ilçenin birçok yerinde çatışmalar oluyordu. Ya Delil ya da Berfin hevalden biri bağlarda kalıyordu direnişi koordine ediyordu. Biri de surda ki direnişi koordine ediyordu. Sürekli hareketliydiler. Yine şehir içinde nokta eylemlilikler yapılıyordu. Onların örgütlenmesi, keşfinin yapılmasından ve koordine edilmesine kadar her ayrıntı ile ilgilendiler. O süreçte bağlar da bir karakol tümden yanıp kül oldu, düşmanın zırhlı araçları bisiwinglerle vuruldu. Amed’in en merkezi yeri olan Ofisin ortasında çorbacılarda polisler öldürüldü. Öyle oldu ki Amed de düşman dışarda bir yerde oturup çay içemez hale geldi. Bunların hepsinde Berfin hevalin emekleri vardı.
Berfin Heval ile özyönetim sürecinde tanışmıştım. Berfin Heval Cizreliydi. Yanılmıyorsam Adana’dan harekete katıldığını söylemişti. Çok genç yaşlarda henüz 17 yaşında iken dağa geliyor. Güney alanlarından Zagroslara oradan Amede kadar birçok alanda kalmış mücadele etmişti. 3 aya yakın beraber çalışma yürüttük fakat sanki yıllardır tanıyormuşum hissi oluşmuştu ben de. Zor zamanlarda arkadaşlık, yoldaşlık yapmanın getirdiği bir yakınlık oluşmuştu. Yaptığı işi ciddiyetle ve inanarak yapıyordu. Önderliği özlü bir şekilde anlamıştı. Anladığını da hemen pratiğe geçiriyordu. Halkı ve arkadaşları etkileme gücü buradan geliyordu. Saf, sade bir arkadaştı. Berfin hevalin gözlerinde çok derin bir anlam vardı. İnsan ona baktığı zaman hemen fark ediyordu. Arkadaşlar ile yakından ilgilenirdi. Çokta eleştireldi. Bir yanlış varsa sözünü sakınmaz hemen söylerdi. Ama her arkadaşı da düşünürdü. Birisinin tırnağına zarar gelse duygulanırdı, gözleri dolardı. Botan’ın asiliği de vardı karakterinde. Kızdığı zaman saçlarını savurarak dönüp helikoptere de ateş ederdi. Zaten düşmana karşı olan kini ve öfkesi çok büyüktü. Bütün arkadaşlar da onu çok severdi. Surda bir keresinde düşman öğlen ortası alana saldırmıştı. Berfin Heval de düşmanın saldırdığı alana koşarken düşman sokağın köşesine çok yoğun bomba atar atmıştı. Arkadaşlar da ona parça değmesin diye hepsi kendini onun üzerine atmıştı. Yani o kadar seviliyordu.
O süreçte bir süre sonra bağlarda bazı arkadaşlar deşifre olup yakalanmışlardı. Berfin Heval de kıl payı kurtulmuştu. Bazı arkadaşların da bağlantısı kopmuştu. Berfin Heval bağlarda kalmaması gerekirken sırf o arkadaşları bulmak için bağlarda kalmak için ısrar etmişti. Şehit olduğu gün bir arkadaşa yazdığı notta ‘’ bugünlerde önemli tehlikeler atlattım. Bir dahakini de atlatırım’’ diye yazmıştı. Berfin Heval aradığı arkadaşları bulunca onlarla görüşme yaparken düşman kaldığı evi tespit edip evin etrafını sarmıştı. Berfin Heval düşmanı pencereden görünce yanındaki arkadaşlara düşman geliyor hazırlanın diyerek kendisi de mutfağa geçerek yanında olan örgütsel notları yakıyor soğukkanlı bir şekilde. Diğer odada kalan 3 erkek düşman gelir gelmez direnmeden evin kapısını açıyorlar düşmana. Berfin Heval mutfaktan çıkınca koridorda düşmanla karşı karşıya geliyor. Tabancasını çekip düşmanla çatışmaya giriyor. Düşmanı vuruyor. Kendisi de vurularak mutfağa düşüyor. Düşman teslim ol çağrısı yapınca ‘’İstediğim tek bir şey var oda ailenin evden çıkmasıdır. Ben direneceğim’’ diyor. O evde yatalak bir ana ve iki kızı kalıyordu. Onları çıkarmak istemiş. Düşman tekrar teslim ol çağrısı yaptığında yine ‘’Ben Direneceğim’’ cevabını almış. Düşman ondan sonra mutfağa gaz bombaları atmaya başlayınca Berfin Heval ‘’Biji Serok APO’’ sloganı atarak bombasını patlatarak şehit oluyor. Berfin hevalin şehadetiyle beraber Amed de özyönetim sürecinde bir dönem bitti demek yanlış olmayacaktır.
Berfin Heval Zilanların, Beritanların fedai çizgisinde direnerek şehit oldu. Yıldızlara koşarken bile halkı, arkadaşları düşündü. Kahramanca olan direnişi ile hep gurur duyduk arkadaşları olarak ama erken gidişi de hep bir yara oldu içimizde. Yüreğimizden, ruhumuzdan parçalar aldı götürdü kendisiyle beraber. Sur’un muhteşem direniş günlerini göremedi diye hep hayıflanıyordum. En çok o hak etmişti görmeyi. Ama Sur’un efsane komutanı Ş.Çiyagerinde dediği gibi muhteşem direniş zamanlarına berfin hevalin açtığı direniş hattı ile gelindi. Dönemin direniş hattını o belirledi. Verdiği emeklerin ve bedelin boşa gitmediğini görmek en azından teselli ediyor insanı. Muhtemelen oda yıldızların tepesinde gurur duyarak izlemiştir muhteşem zamanları…