Krefeld Mahkemesi önünde bedenini ateşe veren Uğur Şakar’ın durumu ciddiyetini korurken, Kürdistanlılar Duisburg’da hastane önünde toplanıyor. Hastane önünde yapılan basın açıklamasında halka Şakar’ı sahiplenme ve eylem gerekçesi olan tecridin kırılması için mücadele çağrıları yapıldı.
DUISBURG – Sağlık durumu ciddiyetini koruyan Uğur Şakar’a sahip çıkan Kürdistanlılar Unfallklinik Duisburg önünde toplanmaya devam ediyor. Hastane önünde bir araya gelen kitle bir basın açıklaması yaptı. Uğur Şakar’ın, tecridi ve Alman hükümetinin AKP-MHP çetelerini aratmayan şiddet ve baskı politikalarını protesto etmek amacı ile gerçekleştirdiği vurgulandı. Açıklamalarda, Şakar’ın Krefeld Mahkemesi önünde bedenini ateşe vererek açlık grevleri ile tecride karşı üç maymunu oynayan Avrupa ülkeleri, kurumları ve basınını sorumlu tuttuğu belirtildi. Besime Konca ise konuşmasında, Şakar’ın eyleminin aynı zamanda gençlere de bir mesaj içerdiğini ve örgütlü bir şekilde gençlerin tepkilerini ortaya koymaları gerektiğini ifade etti. Besime Konca, “hepimiz, bu Avrupa ülkelerinin, özellikle Almanya’nın sessizliğine tepkimizi koymalıyız. Herkes bu eylemin hangi gerekçelerle ortaya konduğunu duyurabilmelidir Avrupa kamuoyuna” dedi. Tüm Kürdistanlıları Leyla Güven öncülüğünde 106. gününe giren açlık grevlerine ses vermeye ve taleplerini Avrupa kamuoyuna hatırlatmaya çağırdı. Besime Konca, Uğur Şakar’a şifa dileğinde bulundu ve ailenin acısını paylaştıklarını belirtti ve halkı ailenin yanında olmaya çağırdı.
Besime Konca’nın açıklamaları şöyle:
“Tepkisini öfkesini bu biçimde ortaya koyuyor. Ama biz Kürt halkı olarak, kadınlar ve gençler özellikle, bu mesaj aynı zamanda gençleredir, gençlik olarak tepkimizi Leyla Güven’in talepleri etrafında kitlesel ortaya koyarsak, örgütlenirsek, uluslararası kurumları harekete geçirirsek, umarım bu arkadaşımızı da yaşatmış oluruz. Umarım bu arkadaşımızın tepkisine daha farklı eylem biçimleriyle cevap olmuş oluruz. Ve sağlığına en kısa zamanda kavuşur dileğinde bulunuyoruz. Biz hepimiz, bu Avrupa ülkelerinin, özellikle Almanya’nın sessizliğine tepkimizi koymalıyız. Herkes bu eylemin hangi gerekçelerle ortaya konduğunu duyurabilmelidir Avrupa kamuoyuna. Almanya kamuoyuna duyurabilmelidir. Çünkü bu arkadaş bedenini yakarken, bu yakma eyleminden Almanya hükümetinin sorumlu olduğunu da ortaya koymuş oluyor. Bu sorumluluğu bu ülkelere, uluslararası kurumlara hatırlatmamız gerekiyor. Ama yine de çağrımız bütün kitlemize, halkımıza, duyarlı kamuoyuna ve kadınlara gençlere; lütfen, açlık grevi eylemi bugün 106. günündedir, bu eyleme cevap olalım ki bu tür durumlar yaşanmasın. İnsanlar öfkesini tepkisini, bedenini yakarak ortaya koymasın. Bu 21. yüzyılın ayıbıdır. Bu 21. yüzyılın Kürtler üzerinde uyguladığı trajedinin sonuçlarıdır. Ve bu trajedi, bu gençlerin bedenini mahkeme önünde diri diri yakmasına kadar götürebiliyor. Bunu bütün dünya kamuoyu görmeli bilmeli, artık duymalı. Bu kadar soykırım bu kadar katliam, bu kadar topyekün bütün güçlerin bunu bir arada birlikte yapması böyle eylemlere böyle tepkilere itiyor halkımızı, gençlerimizi, insanlarımızı. Biz bunu daha örgütlü daha farklı bir biçimde tepkimizi ortaya koyuyoruz. Tekrar şifa diliyoruz, halkımız ailenin yanında olmalı, sahiplenmeli. Üzgündür ailemiz, acısını paylaşıyoruz, aile de burada. Umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur.”