Nusaybin Özyönetim tutsakları :”Yargılanmamız adil bir hukuk zemininde gerçekleşmemekte, despot ve faşizan bir yargılanma durumu söz konusudur.”
HABER MERKEZİ – Nusaybin’de Özyönetim direnişin de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın 6’ncı duruşması yarın görülecek. Kendileri şahsında bir halkın yargılandığını belirten tutsaklardan Erkan Benli, “Bu yargılama tamamen hukuk dışıdır. Dolayısıyla meşru olmadığını düşünüyorum. Mahkemenin aldığı talimatlarla karar vereceğini biliyoruz” dedi.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları esnasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 53 kişinin 19 ayrı suçtan “ağırlaştırılmış müebbet” ile yargılandığı davanın 6’ncı duruşması yarın Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) binası konferans salonunda görülecek. Duruşmanın 5 gün sürmesi bekleniyor.
Aralık ayında görülen 5’inci duruşmaya sadece 13 tutsak getirilirken, yarın görülecek olan duruşma için farklı cezaevlerinden onlarca tutsağın getirildiği gelen bilgiler arasında bulunuyor. Geçtiğimiz duruşmada savunmalarında, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması talebiyle açlık grevine giren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemini destekleyen tutsaklar, yarın duruşma salonunda hazır edilecek.
Dosyadan yargılanan Erkan Benli, duruşma öncesi yakınları aracığıyla gönderdiği mesajda, kendileri şahsında bir halkın yargılandığını belirterek, bu nedenle savunmalarının iyi anlaşılması gerektiği vurgusunda bulundu.
‘Bu mahkeme meşru değil’
Erkan, mesajında şunlara yer verdi: “Yargılandığımız bu davada aslında şahsımızda bir halk yargılanıyor. Mahkeme bize kişisel olarak yaklaşıyor olabilir. Ama bu sadece şahsımızla ilgili bir yargılama değil, bir halkın yani Kürtlerin geçmişi ile tarihi ile yargılanmasıdır. Bu nedenle mevcut meşru olmayan yasalarla yargılama nedeniyle savunmalarımızı anlamaları mümkün olmadığı gibi, bu mahkemenin muhakeme gücünün buna müsait olmadığı ve dolayısıyla meşru olmadığını düşünüyorum. Adil bir yargılama olmadığının çok iyi farkındayız. Kürt halkının var olan Anayasal ve yasal düzlemde haklarından yoksun bırakılması, siyasal iktidarın temel amacı olduğundan adil ve hukuka uygun bir yargılama bu davada da gerçekleşmeyecektir. Bunun bilincinde ve idrakındayız.
‘Talimatlarla karar verileceğini biliyoruz’
Bu nedenle bu yargılama tamamen hukuk dışıdır. Böylesi bir zeminde savunmalarımızın ne kadar anlamlı olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Mahkemenin bilinç ve etik yönünden ahlaki bir yargılama yapamadığını ve bu savunmalarımızı görmezden geleceğini biliyoruz. Tamamen iktidar güdümünde gerçekleşen yargılama süreci ve yargılamayı yapan mahkemenin talimatlarla karar vereceğini biliyoruz. Ancak gelecekte asıl mahkûm olanların bu sistem ve mahkemeleri olacaktır. Hukuk ve yargılamaya yapılabilecek en büyük kötülük gerçeğin duyusunu ve onu anlama yeteneğini yitirmektir. Bizi yargılananlar şahsında halkımıza bu kötülük yapılmaktadır. Yargılanmamız adil bir hukuk zemininde gerçekleşmemekte, despot ve faşizan bir yargılanma durumu söz konusudur.”