YETER Kİ SEN DİRENMESİNİ BİL…
HABER MERKEZİ–
08.06.2015
Karanlıklar içinde boğulduğumu sanarken bir yol, bir ışık göründü sanki… Yoldaşlarımın meşaleleriyle, benim için aydınlattığı bir yol. O daralmışlıkdan, çaresizlikten nasıl çıkacağımı bilmezken bunu fark eden ışıklı gözler yine yaptılar yapacaklarını; yol oldular siyahtan beyaza götüren… Hani en beklenmedik anda (elin kolun bağlıymış gibi hissettiğin anlar) sana yaklaşan adımlar olur. Kurumuş otların gıcırtısını kulaklarına nakşeden yoldaşının emin adımlarıdır onlar. O yürüdükçe yüreğinde buz kütlelerine dönüşen donmuş anlam veremediğin şeyler,acılar bir bir çözülür, erir gider. Bunu “yoldaşın gücü” olarak yorumluyorum. Peki ya yoldaşın yanında değilse? İşte o zaman her şeye tanıklık etmiş bedenin kalıyor. Beyninde ise derinliklere itinayla işleye bildiysen eğer Önderlik kalıyor. O halde beynin ve hatıranda kalanlar yoldaşlık ediyor sana. Klavuzun oluyor sana Önderlik. Tıpkı yeni gittiğin bir şehirde noktana gidebilmen için bir pusula bir rehber gibi…
20.06.2015
Hayaliyle heyecan içine kapıldığımız resimler de gördüğümüz kareleri burada yasamak ne büyük bir tutku bir şans…Demek istediğim o ki resimlerde kırmızının her tonunu barındıran bir ateş… Ve bir ahtapot misali kollarını çaydanlığın dört etrafına saran alevler, birde buna eşlik eden çaydanlıklar ,ayların yorgunluğuyla is tutmuş kararmış çaydanlıklar . O resimlere her baktığım da oradaki ateş yüreğimi ısıtıyordu. Şimdi ise buradayım ateş ise yüreğimi ısıtmakla yetinmiyor, tüm bedenimi ısıtıyor. Sadece beni değil, gökkuşağının her tonunun yeryüzünde ki temsiliyeti olan kadınları da ısıtıyor.Haydı yoldaşım kalk doğrul yerinden Kürdistan’ın çoğu yerini dolaşıp yorgun düşmüş akan bu suyu bir çaydanlık da dinlenmeye bırakalım. Ve bir avuç dem atalım üzerine. Oturalım karşıda ki kayaların üzerıne sohbetimize eşlik eden sıcacık çayla güneşi batıralım bugün yarının tekrar dogması üzerine…
12.11.2015
Şitla Azadi ,her biji Di nav dile Kurda da diji.
Dağlarımıza karlar düşmeye başlamışken ,Kürdistan yanıyor.Mazlum’un ,Sema’nın ateşini bugün Amed ,Cizre,Van devralıyor. Kar kitleleri eritir mi yüreklerdeki yangını. Uzun süredir süreçten kopuk yaşıyordum eğitimler nedeniyle simdi gelişmeleri ani anına takip ediyorum.Masum bir çocuğun babasının şahadeti ardından intikamını alacağım ,demesini hangi tarih yazacak ,kimlere ders olarak okutulacak.
Umutluyum kişi şahsında toplum sonsuz bir roman olacak ..
YETER Kİ KARARMASIN KOCA YÜREK… KARANLIK DEDİĞİN KAĞIT PERDE… YETER Kİ SEN DİRENMESİNİ BİL…
13.11.2015
En buyuk sessizlikte bile susmuyor yüreğim. Her gün ilk gün ki heyecanı ,merakı yaşamak istiyorum .Eskimemek gerekir bu dağlarda ilk gün ki gibi taze kalmak üzere her gün yol almak.. Baharın uçsuz bucaksız yeşilliğe, kışın ise ufuğu belirsiz karın temizliğine göz alışsa bile her kar tanesi bir hakikati temsil etmeli yüreğinde .Bazen de kar tanelerine eşlik eden sararmış yapraklar olmalı. Ben ise umut dolu olmalıyım . Öyle bir umut ki her sarının yeşereceği, günü iple , azimle, çeken bir umut…Sonra da bir kervansaray kurmalıyım yüreğime. Her cansızlığı sararmışlığı ağırlayacak kadar büyük olmalı bu kervansaray. Öyle ki her giren filizlenip canlanıp çıkmalı buradan.Ya da hiç çıkmamalı herkesi ağırlayacak kadar büyük olmalı demiştim. Cesaret gerekir buna.Cesaret ki her ruhtan bir evren oluşturabilen. Ve eğer bir gün şehit düşersem de her insanla bir sonsuzluğa giden…
Zerya Bagok