BEHDÎNAN – PKK’nin 45’inci yıldönümü vesilesiyle KJK Koordinasyonu üyesi Ayten Dersim, Medya Haber televizyonuna bir demeç verdi. PKK’nin 45’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan Ayten Dersim, “Kadın özgürlük çizgisinin temsilcisi olan Heval Sara’yı ve bu hareketin özünü ifade eden tüm şehitleri ve en son PKK ruhunu temsil eden, Mersin’de kendi bedenlerini düşmana patlatarak, düşmana korku ve panik salarak, Heval Sara ve Heval Ruken’i ve en son Ankara’da düşmanı beyninde ve yüreğinde vurarak, Heval Rojhat ve Heval Erdal’ı anıyor ve bir kez daha anıları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
Ayten Dersim’in konuşması şöyle:
MÜCADELEDE ÖZ SAVUNMANIN GELİŞTİRİLMESİ
PKK hareketi bir şehitler hareketi, PKK hareketi aynı zamanda bir kadın partisi. Önderliğimiz PKK’yi böyle tanımlarken 45 yıllık mücadele tarihimizde şunu ispatladı ki bu hareket Ortadoğu coğrafyasında, Ortadoğu’nun zengin topraklarında özgürlüğü ekerek günümüze kadar geldi. O anlamda Önderliğimiz PKK’yi şöyle de tanımladı. PKK hareketi üç doğuş olarak kendi şahsında ele alarak birinci doğuş, biyolojik olarak Önderliğimizin dünyaya gelmesi, ikinci doğuş olarak PKK hareketini inşa ederek, kurarak ideolojisini, stratejisini, paradigmasını ve uzun yıllar öz sormaya dayalı ve bu halkın, Kürt halkların ve kadınlarının öz savunmayla kendilerini koruyabilecek, kendilerini, örgütlü geleceklerini ve sömürgecilik karşısında kendi öz savunmalarını geliştirebilecekleri garantisini oluşturarak mücadeleyi yürüttük.
Ve üçüncü doğuş olarak İmralı süreci, Önderliğimiz İmralı sürecinin bir soykırım sistemi olduğunu, bir kırım sistemi olduğunu ve uluslararası güçlerin bu kırım ve soykırım sistemi içinde bu hareketi boğmak, tasfiye etmek, ortadan kaldırmak ve tüm halklara bir kez daha şunu göstermek istediler: halklar kendi öz iradelerine dayalı olarak kendi mücadelelerini yürütemeyeceklerini planladılar. Önderliğimiz bunu fark ederek ve şunu ifade etti; sizin bir halkı özgürlüğe kalkmış ve yıllarca kendi öz iradesine dayanarak kendi öz savunmasını yapan bir halkı ortada kaldırmanız mümkün değil. Ve bunun karşısında mücadele tarihimizde elde edilen mirası, tecrübeyi, birikimi ve şehitler geleneğine dayanarak, paradigmayı yeniden oluşturarak ve özgürlük felsefesini, demokratik ulusu, demokratik konfederal sistemi ve kapitalist modernite karşısında demokratik moderniteyi paradigmasını oluşturarak tüm halklara ve kadınlara, insanlığa armağan etti.
ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜ SAĞLAMIŞ BİR TOPLUMU KİMSE YENEMEZ
45 yıllık mücadele tarihimiz şunu adım adım ispatladı ki Kürdistan’da gelişen bu hareket Ortadoğulaştı. Ortadoğu’yu da aşarak evrenselleşti. Bugün tüm dünyada Önderliğimiz etrafında, Önderliğimizin felsefesi etrafında Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamak için binlerce halklar, kadınlar, gençler özgürlük kampanyasını yürütmektedir. Bu şunun ispatıdır: bir hareket kendi öz dinamiklerine dayalı olarak kendi mücadelesini inşa ediyorsa, bir hareket halkların istem ve taleplerini dile getiriyorsa ve buna dayalı olarak da kendi öz örgütlülüğünü oluşturuyorsa, bu hareketi hiçbir güç yenemez.
Bu özgür dağlarımızda yürüttüğümüz özgürlük mücadelesiyle ispatlandı. Yıllardır bu özgürlük dağlarımızda faşizm tüm NATO’nun en modern tekniğini alarak gerillayı, HPG ve YJA Star şahsında tüm yönelimini, tüm vahşetini, tüm tekniğini ve kimyasalı da kullanarak yok etmek istedi. Ve Zap, Avaşin, Metina, Haftanin tüm dağlarımızda ve Dersim’de Zagros’da Serhatlarda Botan’da yenemediğini bir kez daha ispatladı.
İşte bu ruh PKK’nin, Önderliğimizin oluşturduğu özgür ruhtur. Bu ruh kendi kaderini, kendi öz örgütlülüğünü geliştirerek başaracağının inancını oluşturdu. O anlamda faşizmin bu halkların direnişi karşısında ne dün ne bugün yenemeyeceğinin ispatını gösterdi. Bir kez daha tüm halklar ve tüm kadınlar şunu görmeli ki, bir hareket kırk beş yıldır hiç ara vermeden kendi özgürlük mücadelesini yürüterek bu tüm halklara mal oldu.
KADINLAR KENDİLERİNİ ÖRGÜTLEDİKÇE BAŞARACAK
Demek ki halklar ve kadınlar kendini örgütledikçe başarı elde eder. Kendini bilinçlendirerek zafere yürür. Kendini amaca kilitledikçe kendi özgürlük mücadelesinin garantisini elde edebilir. Tabi PKK’nin diğer bir özü de kadındır. Emperyalist güçler, hegemonik güçler hep şunu söylediler: önce kadını vurun ve toplumu teslim alırsınız. Bunu, bizim şahsımıza yürüttüğümüz özgürlük mücadelesi şahsında başaramadılar. Çünkü kadın, ilk özgürlük mücadelesine çekilmesi gereken kadının ilk örgütlenmesi gereken olduğunu Önderliğimiz ilk PKKnin oluşumunda bunu görerek oluşturdu. O anlamda PKK’nin garantisi onun kadın özüdür. Özgür Kadın Hareketi olarak da ilk Kürdistan’da kendi örgütlülüğünü geliştirdik ve bunu aşarak Ortadoğululaştık ve bunu aşarak en son yapılan Berlin’deki tüm kadınların bir araya gelerek kendi örgütlerinin nasıl olabileceklerini, kadınlar olarak kendi öz örgütlülüğünü nasıl geliştirebileceğimiz tartışmasını yürüttük. Yürüterek de ortak örgütlülüğü geliştirmek için ilk adımı attık. İşte bu ilk adımla kadınların demokratik konfederal sistemde bir araya gelebileceğinin ispatını gösterdik. Bugün tüm her yerde özgür kadın hareketimizin yürüttüğü mücadeleden ilham aldılar. Bir Rojava kadın devrimiyle biz uluslararası halklara kendimizi ulaştırdık ve bu halklar, bu kadınlar da bu özgürlük mücadelesi etrafında gerçekten mücadele edebileceğinin inancını aşıladık, inşa ettik ve ektik. O anlamda PKK hareketinin özünü kadın özü olarak tanımlayarak ve bunu da örgütlülüğe kavuşturarak gerçekleştirdik. İlk örgütlülüğümüz kadın ordulaşmasıydı. Arkasından kadın ordulaşmasını tüm topluma yayarak YAJK’ı geliştirdik. YAJK her yerde kadının kendi örgütlü etrafında bilinçlendi ve gerilla mücadelesiyle düşmana darbeler vurarak en sağlam adımlarını attı. Ve onunla birlikte Önderliğimiz şunu söyledi: Neden kadın partisi olmasın? Birçok kadınlar, halklar büyük bir şaşkınlıkla karşıladı. Çünkü ilk örnektir, ilk ispatdır, ilk adımdır ve kadın partileşmesini oluşturarak kadın kurtuluş ideolojisini toplumsallaştırdık.
BÜYÜK BEDELLER ÖDEYEREK BUGÜNE GELDİK
Bugün milyonlarca kadın, kadın kurtuluş ideolojisi etrafında kendini bilinçlendiriyor. Kadının öz örgütlülüğünün nasıl olabilirini tartışıyor. Kadının özgür iradesi nelere dayanmalı, hangi bilince dayanmalıyı tartışıyor. O anlamda Ortadoğu’da ikinci bir kadın devrimine soyunduk.
Soyunurken bunun elbetteki güçlü örgütlülüğünü geliştirdik. Örgütlülük halkların özgürlüğünün garantisidir ve bunun garantisi elbette ki öz savunmaya dayalıdır. PKK ilk adımını atarken, sömürgecilikle mücadele ederken öz savunma ile bunu geliştirdi ve günümüze kadar da biz öz savunma etrafında kendimizi her sahada örgütleyerek elli yıllık mücadele tarihimizi ilmek ilmek örerek bugünlere geldik. Ve tabi ki büyük bedeller ödeyerek.
Şunu biz kadınlar olarak bilmeliyiz ki mücadele büyük bedeller ister. Özgürlük yolunda yürümek çok büyük bilinç ister. Çünkü kadınlarda en temelinde yok edilmek istenen onun kendi öz bilincidir, öz iradesidir, öz ahlakıdır. Biz bunlara ulaştık. Ulaşarak da bunun tüm kadınların en temel ihtiyacı olarak da gördük. O yüzden biz yalnız Kürt kadın hareketiyle sınırlı kalmadık. O yüzden biz 21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağının bilincini ve onun etrafındaki örgütlülüğünü geliştirdik. O anlamda bu hareketin ulaşılan düzeyini tüm kadınlarla başaracağımızın inancına ulaştık. O yüzden tüm kadın hareketleri de kendi öz savunmasını güçlü kılarak sağladık. Öz savunma binbir çeşitle örgütlendirilebilecek bir stratejidir. Tüm erkek egemenliğine karşı her yerde kendisini savunabilecek, kendisini koruyabilecek, kendisini güçlü iradeye karşı durabilecek en temel strateji savunma aracıdır. O anlamda bizim elde ettiğimiz tecrübe, bizim elde ettiğimiz birikim, bizim kazanımlarımız, tüm kadınların kazanımlarıdır.
Çünkü biz de bir mirasa dayalı olarak geliştik. O anlamda PKK hareketinin özü olan özgürlüğü, PKK hareketinin özü olan tüm halkları kapsayan demokratik konfederal sistemini, PKK hareketinin özü olan demokratik ulus felsefesini, PKK hareketinin özü olan demokratik konfederal sistemini daha güçlü yayarak biz bu erkek aklını tüm dünyada yenebileceğimizin inancını geliştirdik.
21’İNCİ YÜZYILI KADIN DEVRİMİYLE TAÇLANDIRACAĞIZ
Tabi bir de burada bu erkek aklının toplum üzerinde bu faşizmi uygulayarak en dinamik gücümüz olan, en öncü gücümüz olan genç kadındır. Genç kadın hareketimizin en dinamik gücüdür. PKK hareketi genç başladı, genç devam edecek ve genç ruhla başaracaktır. Biz bu dağlarda, bu özgürlük mücadelesi içinde kendi öz kimliğimizi oluşturarak sürekli genç, dinamik ve o coşku ruhuyla hep var olduk. O anlamda biz kadın hareketi olarak ulaştığımız düzeyi daha yayarak bu kadın devrimini, bu kadın özgürlük hareketini 21’inci yüzyılı kadın devrimiyle taçlandıracağımızın kesinlikle bilincindeyiz.
Nasıl ki 25 Kasım’da tüm dünyada kadınlar kendi özgürlüklerini sağlamak için meydanlara, sokaklara akın ettiler ve gerçekten attıkları slogan, attıkları şiar ve kırdıkları isyan bir kez daha bu günün vesilesiyle ispatladılar. Elbetteki bizim mücadelemiz bir güne sığdırılan bir mücadele değil. Bizim mücadelemiz tüm günlerde kendimizi bilinçlendirerek bu erkek aklını bin yıllardan beridir toplumlar üzerinde estirilen faşizmi yıkabileceğimizin bilincini adım adım örerek gösterdik. O yüzden PKK hareketimizin kadın özünü esas alarak, kadın direnişini esas alarak, kadın özgürlük çizgisini esas alarak PKK hareketinin etrafında kenetlenen tüm kadınları özgürlüğe susamış, demokratik sistemde kendisini ifade etmek isteyen, sosyalist kültürle yarınları garantileyen tüm kadınları bu mücadelede yer alarak direnişini yükselteceklerine inanıyor ve onların direnişini selamlıyoruz.