HABER MERKEZİ – Önder APO, Özgürlük Hareketi’nin inşasında, özgür bir insanın inşasında, kölelik ve boyun eğme bilincinin aşılmasında en fazla kişilik oluşumu üzerinde durdu. Bu bağlamda kararlılığın ve başarının gücünü inşa etmek için binlerce PKK kadrosunu Mahsum Korkmaz ve PKK merkez Akademilerinde yetiştirdi. Hesen Koçer, Önder APO’nun mücadele yöntemlerini ve eğitimini anlatmak amacıyla Önder APO’nun hayatındaki anılarından bahsetti.
“Önder APO’nun yaşam tarzından, Önder APO’nun arkadaşlara olan yaklaşımından ve Önder APO’nun eğitim tarzını anlatmak istiyorum.
ÖNDERLİK OLMADAN PARTİ VAR OLAMAZ
Önder APO yaptığı işin yaklaşık yüzde 190’ını eğitime, kadronun yetiştirilmesine, kadronun mücadeleye hazırlanmasına harcadı. Bunun için Önderlik Akademisine de gittik. Eğitim tarzı, yaşam tarzı, sözü ve uygulaması aynıydı. Kelimeleri ve pratiği bir araya getirmek çok fazla güç gerektirir, Önder APO böyle yaşadı, Önderliğin sözleri ve pratiği birdi. Eğitimden sonra ülkeye gittiğimizde mutlaka arkadaşlardan söz alırdı. Arkadaşlara şunu sorardı: “Kendini savunabilecek misin? Sözünü tutabilir misin? Bizi orada temsil edebilir misiniz, orada partiyi temsil edebilir misiniz? Bundan ne elde ettin? Eğitimden ne elde ettiniz? Sonuçları aldın mı? Kişiliğini geliştirdin mi?” Bunlar Başkanın sorularının çoğunluğuydu. Bütün arkadaşlara “Ne tür derslerden etkilendiniz?” diye sorardı. Dersten ne öğrendiniz? Hangi dersi iyi anlamadın?” Çoğunluk bu bağlamdaydı. Bana sorduğunda “Parti tarihinin beni çok etkiledi Başkanım” dedim. “Ne oldu, bu seni ne anlamda etkiledi?” diye sordu. Ben de o zaman şunu söylemiştim: “Ne zaman partinin başı belaya girse, Önderlik her zaman partiyi bu beladan kurtarmak için müdahale etti.” Şöyle dedi: “Bu doğru. PKK, Önderlik olmadan fusasifodur.” Yani Önderlik olmadan parti, parti olmadan Önderlik de olamaz.
2 APO VARDIR
Birgün bize eğitimde “2 APO var” dedi. Tabii biz tüm arkadaşlar şaşırdık. “Nasıl olur da 2 APO olur, APO yanımızda, gözümüzün önünde, nasıl 2 APO olur?” dedik. “Şu an sizinle olan APO ikinci APO’dur. Bu mevcut APO sizlerle, fiziği her şey ilk APO’nun hizmetinde.” dedi. Tabii onun diyalektik yönünü, felsefi yönünü anlamadık. Burada, “Burası Önderlik Kurumudur, ben de onun hizmetinde çalışıyorum.” Yani, “Fizik ve beyin, her gün buna hizmet eder, benim yaşamım da her gün Önderlik hizmetindedir” dedi. Yani Önderlik kurumunun düşüncesi felsefikti, diyalektikti. Yani, “Birinci APO felsefedir, Önderlik paradigması, Önderlik elsefesi, yaşamın felsefesidir, ikinci APO ise fizik olarak, benim fiziğim olarak onun hizmetindedir. Ona hizmet etmek için bir parça ekmek yiyorum”. Bu bağlamda yorum yapıyordu. O zamanlar bunu arkadaşlar olarak çok anlamamıştık elbette. “Nasıl?” dedik. Başkan çoğunlukla felsefeden bahsetti. “APO, Başkanın ilk felsefesi, yaşam biçimi, Başkan’ın paradigması; “Herkes ona hizmet etmeli, ben de onun hizmetindeyim. Kendimde bir hata olsa bile bunu kabul etmem. Sen de ona hizmet etmelisin.” bunu anladık.
YOLDAŞLIK ÖLÇÜLERİM VAR
Önderlik daha çok yoldaşlığa odaklanırdı, dedi ki: “Benim için en önemli şey arkadaşlıktır, dostluk ruhu, söz verdiniz, yoldaşlığınızı başarılı yapmalısınız.” derdi. Şehit Kemal Pir’in yoldaşlığını örnek verdi. “Kendisiyle yarım saat konuştum, yolda arkadaşım, mücadelemde arkadaşım oldu. Şehadete gidene kadar dostluğundan vazgeçmedi, sizinki de öyle olmalı, yoldaşlarını bırakma, yoldaşlarını korumalısın, yoldaşlık ruhu içinizde olsun. Bizimle yoldaş olan da öyle olmalıdır.” Yoldaşlığın bir diğer örneğini, Şehit Kemal ve Şehit Hayri’nin zindandaki yoldaşlıklarından verdi. “Arkadaşlığınız bu temele dayanmalı, o temelde mücadele etmelisiniz. PKK hareketi, bilmek isterseniz, dostluk üzerine kurulmuştur. Yani onun doğası dostluktur.” Bu temelde Başkan yoldaşlığı böyle tanımlıyordu. Elbette Başkanın samimi üslubu gerçekten insanların rahat ettiği bir üslup. İnsanların güç aldığı biri. Yani evet belki Önderliğin yanında heyecanlanıyorduk ama insanlar ondan her zaman pozitif enerji alıyordu. Yani Önder APO’nun yanında olduğumuzda kimseden korkmazdık, Önder APO halkın gücüdür. Bu yüzden insanlar her zaman onunla birlikte olmayı severler. İnsanlara güç verirdi. Yani eleştirirdi, doğru, Başkan’ın bir eleştiri tarzı var; eleştiriyi gelişmemiz için, gerçek dost olmamız için, gerçek dostluk kurmamız için yapardı. Hatta bazen bize şöyle diyordu: “Ruhunuz parçalanmış bırakın düşünmeyi ruhunuz parçalanmış. Halkımızla gerçek bir dostluk kurmak için büyük çaba göstermelisiniz. Bana bu temelde yaklaşmalısınız.”
KADIN ARKADAŞLARA HER ZAMAN ÖNCELİK VERİRDİ
Bir kadın arkadaşımız vardı, o arkadaşımız şehit oldu. Efrinliydi. Çok iyi futbol oynuyordu. Başkan her zaman onu kendi takımına alırdı. “Kadınlar yanımda olmalı” derdi. Bir erkek arkadaş vardı, kadın arkadaşın bacağından topu almak istiyordu, o kadın arkadaş da gerçekten çok güzel oynuyordu. Koştu topu bacağından çıkarmak için topu kendisine doğru çevirdi ve erkek arkadaş yere düştü. Erkek arkadaş kocamandı 2 metreye yakın boyu vardı ve yapılıydı. Başkan güldü, hepimiz güldük. Kadın arkadaş kısa boylu, adam uzun boyluydu, yere düştü ve Başkan gülümseyerek “Şu adama bakın,” dedi. Başkan her zaman kadınları ön planda tutmak istedi, kadınların kendilerine inanmaları, güçlerine güvenmeleri için her zaman ön planda tuttu.”