AMED – Türk iktidarının, özellikle 2015’ten sonra bir yandan Kürt gençlerinin yurt dışına çıkmaya zorlayacak şartlar oluşturduğunu, diğer yandan da kalan gençler arasında uyuşturucu satışı ve kullanımını teşvik ettiğini belirten HEDEP Amed İl Eşbaşkanın Abbas Şahin, “Bilinçli bir politikadır; Kürt halkının siyasal duruşunun önüne geçmek, kontrol altına almak ve iradesiz hale getirmek içindir” dedi.
Amed, uyuşturucu kullanımının artış gösterdiği kentlerden biri. Kimi dönemlerde Emniyet tarafından “şüpheliler yakalandı” şeklinde açıklamalar yapılsa da kentteki uyuşturucu trafiği bitmek bilmiyor. Sokaklarda daha önceleri esrar satılırken son birkaç yıl içinde Metamfetamin(Kristal), Lyrica, Bonzai gibi daha çok dışarıdan gelen sentetik uyuşturuculara 8 ile 18 yaşlarındaki gençler kolaylıkla ulaşabiliyor. Kentte yükselen uyuşturucu sorununa dair ANF’ye konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, “Kurdistan coğrafyasında uyuşturucunun bu kadar artması kesinlikle tesadüf değildir. Kürt ilerinde, Kürt gençlerini sürekli uyuşturucuya teşvik edildiği bir ortamla karşı karşıyayız. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi özelikle bu gençlerin politik duruşlarından kaynaklı. Sürekli sorgulayan ve soranların, sistem için çokça muteber bir gençlik olmadığını görebiliyoruz. Özellikle 2015’ten sonra şehirlerimizde uyuşturucunun yaygınlaştırıldığını, buna yönelik devletin herhangi bir yaptırımının olmadığını kendi gözlerimizle gördük. Uyuşturucu, toplumsal yaşam içerisinde bilinçli bir şekilde yaygınlaştırılıyor” dedi.
İRADESİZ HALE GİRTİRMEK İÇİN
Kürt ilerinde kimyasal uyuşturucu kullanımının 8 yaşına kadar düştüğünü belirten Şahin, şöyle devam etti: “Kentlerde kimyasal uyuşturucu denilen metamfetamine çocuklar bile kolay bir şekilde ulaştığı bir ortamla karşı karşıyayız. Bu durum kesinlikle tesadüf değildir, bir politikanın ürünüdür. Bu politika, Kürt halkına yönelik yapılan bir politikadır. Uyuşturucuyla gençler zehirlenerek geleceğe dair herhangi bir planlama yapamaması için üretilen bilinçli bir çalışmadır. Özelikle 2015’te şehirler yıkıldıktan sonra ekonomik bunalımla birlikte gelecekle ilgili kaygılar artmaya başladı. Bu duruma baktığımız zaman orta gelir sınıfının ortadan kalktığını, fakirleşen halkın tamamen fakirleştiğini, zengin kesimin ise tamamen zenginleştiğini görebiliyoruz. Gelir dağılımındaki uçurumlar, uyuşturucu ve göç boyutunu ortaya çıkardı. Göç boyutuna baktığımızda zaman özellikle Kurdistan ilerinde gençlerin yurt dışına gönderilmeye teşvik edildiğini gördük. Uyuşturucu yaygınlaştırılıyor, bir yerden de toplum bir kesimine büyük cezalar verilerek toplumdan ve topraklarından uzaklaştırılmak isteniyor. Biz bunların neden yapıldığının farkındayız. Kürt illerine baktığımız zaman özelikle 18-24 yaş arası gençlerin büyük bir bölümünün gelecek kaygısı nedeniyle yurt dışına gittiğini gördük. Bu, on binlerce sayıyı geçiyor. Bunun dışında kalanlara baktığımızda birçoğu uyuşturucuya alıştırılmış durumda. Bilinçli bir politikadır, Kürt halkının siyasal duruşunun önüne geçmek, kontrol altına almak ve iradesiz hale getirmek için yapılan bir çalışmadır.”
UYUŞTURUCU BARONLARININ CENNETTİ
Kent giriş ve çıkışlarda onlara aramaya rağmen uyuşturucu maddelerinin Kürt kentlerine bilinçli ve planlı bir şekilde sokulduğuna dikkat çeken Şahin, “Dünyadaki uyuşturucu baronlarının büyük bir bölümünün Türkiye’ye yerleştiğini ve sistemle iç içe girdiğini gördük. Sistem bunu yaparken iki boyutlu düşünüyor; hem Kürt halkını ve gençlerini zehirliyor hem de kara para aklama yöntemiyle ekonomiyi besliyor” dedi.
HALK OLARAK UYUŞTURUCUYA KARŞI DURACAĞIZ
Uyuşturucu kullanımı ve satışına karşı durmak için önemli çalışmalar başlattıklarını belirten Şahin, şunları ifade etti: “Hem parti olarak hem de halk olarak büyük bir mücadele içerisindeyiz. Sokaklarımıza gençlerimize sahip çıkacağız, sokaklarımızın ve gençlerimizin sahipsiz olmadığını zamanla görecekler. Bu halk çok büyük badireler atlatmış olan bir halktır. 4 binden fazla köy boşaltılıp 800 binden fazla insanın yersiz yurtsuz kaldığı zaman ayakta kalıp politikleşen bir halka nasıl dönüştüğünü de yaşadık; onlarca işkence ve yakılıp yıkılmasından sonra kimliğine nasıl sahip çıkmak için mücadelenin içerisine girdiğini de gördük. Bizler, siyasetten şunu söylüyoruz; her alanda var olacağız. Gençlerimizi zehirleyen bu uyuşturucu tüccarları ve yapılara karşı her türlü yöntemle karşı duracağız. Halk olarak topyekun uyuşturucunun karşısında duracağız.”