İSTANBUL – Kürt gençliğinin, anadilde eğitim hakkı gibi en temel haklarından dahi yoksun olduğuna dikkat çeken Devrimci Gençlik Birliğinden Yaren Sarısaltık, “Bunun karşısında Devrimci Gençlik Hareketi birlikte hareket edebilmeli. Kürt gençlerinin yaşadığı ulusal baskı, anadilde eğitim sorunu ve faşist zorbalık ancak gençliğin devrimci, birleşik mücadelesiyle aşılabilir” dedi.
ANF’ye konuşan Devrimci Gençlik Birliğinden Yaren Sarısaltık, Türkiye’de gençliğin durumunu anlamak için Zeren Ertaş’a, Sibel Ünli’ye, Enes Kara’ya ve son iki haftada intihara sürüklenen dört gence bakmanın yeterli olacağını söyledi.
Türkiye’deki tüm krizlerden gençliğin de doğrudan etkilendiğini kaydeden Sarısaltık, şöyle devam etti: “Paralı eğitimle gençliğin eğitim hakkı gasp ediliyor. Kimi zaman yurtta bozuk asansörde, kimi zaman bir iş yerinde yaşam hakkı çalınıyor. Gençlik eğitim hakkının en temel bileşenlerinden olan parasız, nitelikli, ulaşılabilir barınma hakkına erişemiyor. Gençlik büyük bir geleceksizleştirme saldırısı altında. Dinci milliyetçi iktidarın gençliği hedef alan baskıları da bunun üstüne ekleniyor. Tüm bunların yarattığı diğer bir sorun ise gençlik içerisinde ideolojik kültürel anlamda yozlaşma-değersizleşme gibi sorunların derinleşmesidir. Bunlara bakarken Zeren Ertaş’ın yaşamını yitirmesinin ardından onlarca şehirde başlayan binlerce öğrencinin yer aldığı eylemleri de görebilmek gerekiyor. Gençlik bu toplumun en dinamik kesimi. Gençlik hareketi bugün politik gençlik örgütleri sınırlarına daralmış olsa da gençlik her zaman hareketli çıkışlara gebe bir vaziyette.”
EN GERİ DÖNEMLERİNDEN BİRİ
Bugün devrimci bir gençlik hareketinden bahsetmenin zor olduğunu savunan Sarısaltık, “Hatta denebilir ki gençlik hareketi tarihsel olarak en geri dönemlerinden birini yaşıyor. Kuşkusuz bunda 12 Eylül darbesinden bugüne gençliğe dönük ideolojik-kültürel saldırıların ve baskıların yeri büyüktür. Diğer bir yanı da 12 Eylül sonrası kurulu düzen ile barışık, devrim fikrinden pratikte ve ideolojik olarak uzaklaşmış reformist sol hareketin toplumsal mücadelede bir yer tutmasıdır. Gençlik hareketi, bugün devrimci ilerici reformist gençlik örgütlerinin pratiğine daralmış durumdadır. Ancak geçtiğimiz yıllarda Boğaziçi Direnişi’nde de gördüğümüz gibi gençlik yer yer önemli politik çıkışlar gerçekleştirmektedir. Yahut Zeren’in katledilmesi sonucu açığa çıkan öfke gibi eylemsel süreçlere gebedir” şeklinde konuştu.
PARÇALI VE DAĞINIK BİR TABLO VAR
Dinamik gençlik öznelerinin, esasında bir dizi toplumsal gündem ve sorun karşısında en ön saflarda yer aldığını teslim etmek gerektiğini belirten Sarısaltık, şunları söyledi: “Bu kimi zaman bir kadın cinayeti, kimi zaman emperyalist savaş politikaları, kimi zaman ekonomik kriz, dinci gerici iktidarın faşist saldırıları vb. olabiliyor. Ancak gençlik hareketi açısından bir o kadar da parçalı, dağınık bir tablo karşımızda duruyor. Türkiye Devrimci Gençlik Hareketi’nin en büyük sorumluluklarından birisi örgütlenme seferberliğidir. Tıpkı Denizler, Mahirler ve İbrahimler gibi ‘Düzene karşı devrim!’ şiarını yükselterek, yani kurulu düzeni karşısına alarak gençliği mücadeleye kazanabilmesi gerekir. Birleşik, kitlesel ve militan bir devrimci gençlik mücadelesini var etme sorumluluğu da bu coğrafyada gençliğe dair söz söyleyen her devrimci gençlik örgütünün omuzlarında duran ciddi bir sorumluluktur. Devrimci Gençlik Birliği olarak birleşik, kitlesel ve militan bir gençlik mücadelesi vurgusunu Boğaziçi Direnişi sürecinde de bulunduğumuz her alanda güçlü bir şekilde dile getirdik.”
BİRLİKTE MÜCADELE ZORUNLUDUR
Türkiye Devrimci Gençlik Hareketi’nin, Kurdistan Yurtsever Gençlik Hareketi ile birlikte hareket etmesi gerektiğini söyleyen Sarısaltık, şunları ekledi: “Bugün sermaye düzeni ve onun dümenindeki dinci faşist iktidar, Kürt halkına karşı imha, inkar ve asimilasyon politikasına en barbar haliyle devam ediyor. Kürt gençliği de bu saldırılardan payına düşeni alıyor. Ana dilde eğitim hakkı gibi en temel haklarından dahi yoksun. Bunun karşısında Devrimci Gençlik Hareketi birlikte hareket edebilmeli. Kürt gençlerinin yaşadığı ulusal baskı, anadilde eğitim sorunu ve faşist zorbalık ancak gençliğin devrimci, birleşik mücadelesiyle aşılabilir. Bütün devrimci gençlik özneleri bir arada mücadeleyi yükseltmelidir.”