BEHDINAN – HPG Basın İrtibat Merkezi, Bedlîs doğumlu Zinar Raperîn (Mücahit Güngör) ile Mêrdîn doğumlu Akif Tolhildan’ın (Mehmet Emin Atuğ) işgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırıları sonucu 13 Temmuz 2023 tarihinde şehit düştüğünü açıkladı.
HPG Basın İrtibat Merkezi’nin yazılı açıklaması şöyle:
Şehîd Delîl Zagros Batı Zap bölgesinde 13 Temmuz 2023 günü gerçekleşen düşman saldırısında mücadelemizin yılmaz savaşçıları Zinar Raperîn ve Akif Tolhildan yoldaşlarımız şehadete ulaştı.
Fedailiği bir yaşam biçimi olarak benimseyen ve her anlarını militanca yaşayan Zinar ve Akif yoldaşlarımız, en zorlu süreçlerde zoru başarmanın iddia ve kararlılığı ile mücadelelerini büyüttü. Düşmanı Kurdistan’da yaşatmamayı en temel hedeflerinden biri olarak belirleyen yoldaşlarımız, bunun işgalcilere karşı amansız bir savaştan geçtiğinin bilinciyle bir an bile tereddüt etmeden yüzlerini savaş alanına döndü. Kurdistan’da onurlu ve özgür bir yaşamın ancak Apocu ideoloji ve kişilikle mümkün olduğu gerçeğini düstur edinen yoldaşlarımız, bu uğurda amansız bir mücadele yürüterek özünde özgür düşünce ve sosyalistçe yaşam olan Demokratik Modernite kişiliğine ulaşmayı başardı.
Başta Zinar ve Akif yoldaşlarımızın değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, yoldaşlarımızın şahsında tüm şehitlerimizin hayallerini gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Zinar Raperîn
Adı Soyadı: Mücahit Güngör
Doğum Yeri: Bedlîs
Anne – Baba Adı: Sitî – Hacı Fadıl
Şehadet Tarihi ve Yeri: 13 Temmuz 2023 / Zap
Kod Adı: Akif Tolhildan
Adı Soyadı: Mehmet Emin Atuğ
Doğum Yeri: Mêrdîn
Anne – Baba Adı: Aynur – Ramazan
Şehadet Tarihi ve Yeri: 13 Temmuz 2023 / Zap
DÜŞMANIN, SAVAŞ TÜNELLERİNE YAKLAŞMASINA İZİN VERMEDİ
Zinar yoldaşımız, Bedlîs’in Hîzan ilçesinde yurtsever bir ailede doğdu. Köy ortamında doğup büyüyen yoldaşımız, sistemden çok fazla etkilenmedi ve özünü korumayı başardı. Özü gereği son derece doğal ve sade bir kişilik olan Zinar yoldaşımız, emekçi özellikleri ile çevresinde sevilen biri oldu. Zinar yoldaşımız her ne kadar partimiz PKK öncülüğünde sürdürülen özgürlük mücadelemizi duysa da yakından tanıma imkanı bulamadı. Partimiz ve Önderliğimiz hakkındaki bilgileri sınırlı olsa da, mücadelemizle tanışır tanışmaz bağlanmakta zorlanmadı. PKK’nin, Kürt halkının binlerce yıllık özgürlük özleminin müjdeleyicisi olduğu gerçekliğine inanan yoldaşımız, bu gerçekliği hiçbir zaman aklından ve yüreğinden çıkarmadı. 2013 yılında ailesinden gerilla saflarına katılımın olması, Zinar yoldaşımız için milat oldu. Bu tarihten sonra özgürlük mücadelesine daha fazla ilgi duymaya başladı. Özellikle Rojava Özgürlük Devrimi ile açığa çıkan özgürlük ruhundan derinden etkilendi. Yine Önderliğimizin bu süreçte geliştirdiği perspektifler, Zinar yoldaşımızda kimi arayışların gelişmesini sağladı. Bir Kürt genci olarak devrimin en sıcak zamanlarının yaşandığı bu süreçte daha fazla kendi gücünü gördüğü ve halkımız için mücadele etmesi gerektiğine inandığı için ilk elden gençlik çalışmalarına dahil olmak istedi. Bu yönlü çabaları olsa da yaşanan kimi aksaklıklar nedeniyle amacını gerçekleştiremedi. 2015 yılına doğru düşmanın “Çözüm Süreci” adı altında halkımızı ve Hareketimizi tasfiye etme girişimlerinin farkına varan yoldaşımız, buna en iyi gerilla saflarına katılarak cevap verilebileceğine inandı. Bu temelde 2015 yılı başlarında gerilla saflarına katılmak üzere yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve Amed’den gerilla saflarına katıldı.
İlk eğitimini Amed’de gören yoldaşımız, burada gerillacılığa dair ilk bilgileri edindi. Daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçip akademik düzeyde yeni savaşçı eğitimi aldı. Bu eğitim sürecinde halk gerçekliğimizden kendi gerçekliğine, askeri ve ideolojik eğitimlere kadar birçok konuda kendisini eğitti. Yine dağ ve gerilla yaşamının her ayrıntısını öğrenme imkanı bulan Zinar yoldaşımız, büyük bir heyecan, moral ve coşku ile yaşama katıldı. Bu özellikleri sayesinde yoldaşlarını etkileyerek onlara da motivasyon kazandırdı. Eğitim sürecinde Türk devletinin saldırılarına yeniden başlayarak “Çöktürme Planı’nı” devreye koyması nedeniyle düşman ve savaş gerçekliğine bizzat tanık olan Zinar yoldaşımız, özellikle askeri eğitimlere daha fazla ağırlık verdi. Düşman saldırılarına karşı ancak gerillacılıkta yetkinleşerek cevap verilebileceğine inanan yoldaşımız, bu amaçla daha fazla yoğunlaştı. Eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayan Zinar yoldaşımız, sahip olduğu militanca duruş ve dürüstlüğü sayesinde güven gerektiren çalışmalara dahil oldu. Bu çalışmalarda bir süre kaldıktan sonra Êzidî halkımızın DAİŞ çetelerinden kurtarılması ve Şengal’in özgürleştirilmesi hamlesine katılmak üzere Şengal bölgesine geçti. Burada gerçekleştirilen birçok hamleye katılan yoldaşımız, Êzidî halkımızın özgürleştirilmesinde emek sahibi oldu. Şengal bölgesinde savaşın en yoğun olduğu süreçte yaşanan güçlü yoldaşlık ilişkilerinden etkilenen Zinar yoldaşımız, devrimci yaşamı boyunca yoldaşlığın hakkını vermek için mücadelesini daha da büyütme arayışında oldu. Yine bu süreçte bir yandan çetelere karşı savaşırken bir yandan da Önderliğimizi daha yakından tanımak için Önderlik savunmalarını okumaya ağırlık verdi. Önderliğimizi tanıdıkça ve fikirleri üzerinde yoğunlaştıkça manevi olarak daha da güçlendiğini ifade eden Zinar yoldaşımız, Önderlik hakikatinde erimek için arayışlarını daha da artırdı. Şengal alanındaki görevini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra tekrar yüzünü dağlara dönen yoldaşımız, yeni dönem gerilla tarz ve taktiklerinde derinleşmek için büyük bir çaba gösterdi. Özellikle yeni dönem savaşımızda önemli roller oynayan ve uzmanlık gerektiren kimi branşlarda kendisini geliştiren yoldaşımız, onlarca yoldaşını da eğiterek, bugün açığa çıkan yüksek gerilla performansında emek sahibi oldu.
HAKİKAT ARAYIŞINDAKİ SAMİMİYETİ VE DÜRÜSTLÜĞÜ İLE HATIRLANACAK
Önderliğimiz üzerinde her geçen gün ağırlaştırılan tecride karşı Apocu bir militan olarak tahammül göstermeyen Zinar yoldaşımız, halkımızı yok oluştan özgürlük mücadelesinin öncüsü konumuna getiren Rêber Apo’ya karşı görev ve sorumluluklarını mutlaka yerine getirmesi gerektiğinin farkında oldu. Mutlak tecride karşı halkımızın yediden yetmişe mücadele içinde olması ve Önderliğimize her geçen gün daha fazla sahip çıkması, Zinar yoldaşımızın da mücadelesini büyütmesinin gerekçesi haline geldi. Yine halkımızın özgürlüğü için bir an bile tereddüt etmeden fedaice şehadete yürüyen yoldaşlarımızın anısına doğru sahip çıkmanın da onların mücadelesini büyütmekten geçtiğine inanarak fedai bir katılım gösterdi.
Bu amaçla işgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarına karşı cevap olabilmek için Şehîd Delîl Zagros Eyaleti’ne geçen Zinar yoldaşımız, burada düşmana karşı gerçekleştirilen birçok eylemde yer aldı. Düşmanın savaş tünellerine yaklaşmasını gerçekleştirdiği başarılı eylemlerle engelleyen yoldaşımız, yeni dönem taktiklerinin başarılı bir şekilde uygulanmasında rolü oldu. Mütevazı duruşu, gerillacılıktaki yetkinliği ve güçlü yoldaşlığı ile bulunduğu her alanda yoldaşlarınca sevilen ve örnek alındı. Fedai yaşam tarzıyla hep en önde olmayı başardı. 13 Temmuz günü gerçekleşen düşman saldırısında Akif Tolhildan yoldaşımızla birlikte şehadete ulaşan Zinar yoldaşımız, hakikat arayışındaki samimiyeti ve dürüstlüğü ile her zaman hatırlanacak ve devrim yürüyüşümüzde bize ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Yoldaşları olarak Zinar yoldaşımızın anısını mücadelemizde yaşatacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.
PARTİ AHLAKI İLE HER ORTAMA CANLILIK KATTI, MORAL AŞILADI
Akif yoldaşımız Nisêbîn’de Kürtlük bilincine sahip, toplumsal ahlakı güçlü ve yurtsever bir ailede doğdu. Ailesinin bu yapısından dolayı aynı özelliklerle büyüyen yoldaşımız, erkenden partimiz PKK öncülüğünde yürütülen özgürlük mücadelemizi tanıdı. Yakın çevresinden ve akrabalarından gerilla saflarına katılımların ve şehitlerin olması, daha küçük yaştayken kendisini etkiledi. Yaşanan mücadeleyi anlamaya çalışan yoldaşımız, bu süreçte Türk devletinin soykırımcı yüzünü daha yakından tanıma imkanı buldu. Nisêbîn’de doğup büyüyen her çocuk gibi düşmana karşı büyük bir öfke ile yetişen Akif yoldaşımız, düşmanın halkımıza yönelik baskı ve işkencelerine ve soykırım siyasetine karşı aktif mücadele edeceği günü sabırsızlıkla bekledi. Düşmanın neredeyse her gün yurtsever ailesine baskı yapması, Akif yoldaşımızın erkenden mücadele içine girmesine neden oldu. Yurtsever-devrimci gençlik çalışmalarına katılan yoldaşımız, aktif bir mücadelenin sahibi oldu. Birkaç kez gözaltına alındığı süreçlerde düşmanı daha yakından tanıdı. Temiz bir yüreği olan ve bu sayede doğru ile yanlışı birbirinden kolayca ayırt edebilen Akif yoldaşımız, tanıdığı şehit yoldaşlarımız şahsında özgürlük mücadelemizi daha fazla bilince çıkardı. Şehitlerimizin anısına sahip çıkmayı en temel yurtseverlik ve devrimcilik görevi olarak ele alan yoldaşımız, bunun ancak gerilla saflarına katılmaktan geçtiğini düşündü. Fakat binlerce şehidin ve yurtsever halkımızın eşsiz emekleri ile yaratılan Rojava Özgürlük Devrimi’ne yönelik saldırıların en üst boyuta çıktığı dönemlerde halkımızın yanında direnişe katılmak isteyen Akif yoldaşımız, bir süre bu alanda mücadele etti; çetelere ve işgalci Türk devletine karşı savaştı. Bu savaş sürecinde soykırımcı Türk devletine karşı olan öfkesini mücadelesini büyütme gerekçesi yapan Akif yoldaşımız, kendisini askeri anlamda geliştirme imkanı buldu. Ancak yüzü ve yüreği her zaman Kurdistan dağlarına dönük olan Akif yoldaşımız, daha etkili mücadele edebileceği yer olarak gördüğü Kurdistan dağlarına gelerek gerilla saflarına katıldı.
Gerillaya katılır katılmaz yaşanan yoğun savaş sürecinin yakıcılığını yakından hisseden Akif yoldaşımız, bu süreçte ancak fedai bir duruşla başarının elde edilebileceğinin bilinciyle kahramanlık destanlarının yazıldığı direniş sürecindeki yerini aldı. Bu temelde hareketli gerilla timlerinde yer alarak aktif bir mücadelenin sahibi oldu. En büyük iddiası ve hedefi düşmanı Kurdistan’da yaşatmamak olan Akif yoldaşımız, yüksek askeri yetenekleri ile düşmana karşı birçok etkili eylemin geliştirilmesinde rol oynadı. Akif yoldaşımızın cesaretli, soğukkanlı ve askeri hakimiyeti, yanında bulunan yoldaşlarına da güven verdi. Bu anlamıyla adeta insanın sırtını dayayabileceği koca bir dağ gibi sağlam ve güvenilir bir yoldaş oldu. Askeri alandaki yetkinliğinin yanı sıra küçüklüğünden itibaren kişiliğinde oluşturduğu Parti kültürü ve ahlakı, doğal, temiz ve samimi kişiliği ile bulunduğu her ortama canlılık ve moral aşıladı. Bu anlamda kişiliğini kapitalist sistemin etkilerine kapatan Akif yoldaşımız, doğal toplumun özelliklerini taşıyan ender insanlardan biri olarak tanındı. Bu özellikleri sayesinde kadın yoldaşlarıyla özgürlük temelinde doğru bir yoldaşlık kurabilme bilinç ve ahlakına sahip olarak her zaman örnek alınan Apocu militanlardan oldu. Direniş sürecinde şehadete ulaşan yoldaşlarının intikamını almak için gecesini gündüzüne katan ve bir an bile durmak bilmez temposuyla mücadele eden yoldaşımız, bir düşman saldırısında yaralanmasına rağmen yine de mücadelede ısrar ederek savaş alanında kaldı. Bu duruşu ile güçlü yoldaşlığını bir kez daha ispat eden Akif yoldaşımız, aynı zamanda tüm yoldaşlarına da moral kaynağı olmayı başardı.
13 Temmuz 2023 günü gelişen düşman saldırısında Zinar yoldaşımızla birlikte şehadete ulaşan Akif yoldaşımız, sahip olduğu yüce amaçları ve bu amaçlar için yürüttüğü fedaice mücadelesi ile, yaşanan varlık yokluk savaşında zaferi kazananın halkımız olacağı iddiasının en somut ifadesi oldu. Akif yoldaşımız, fedailik çizgisinde yürüyen Apocu militanlar oldukça mücadelemizin asla yenilmeyeceğini kişiliğinde kanıtladı. Bu nedenle yaşamı ve savaşıyla tüm yoldaşlarının kendisine rehber edineceği güzel özellikleriyle her zaman mücadelemizde anılacak ve zaferin gerekçesi olacaktır.