BEHDÎNAN – Kurdistan coğrafyası parçalandı, her parçadaki faşist rejimler eliyle Türkleştirme, Araplaştırma ve Farslaştırma politikaları vahşice uygulandı. Sistemli bir katliam zinciri oluşturuldu. En büyük görev, işgalciliği ve barbarlığıyla bilinen Türk devletine verildi. Cumhuriyetin ilanından hemen sonra inkar, imha ve zorunlu göç dayatıldı. Her gelen iktidar da tek tipleştirme ve imha konseptini sonuna kadar yürütmeyi, temel görev edindi.
Suriye’deki BAAS rejimi, Rojava’da ‘Arap Kemeri’ adı verilen bir projeyle Kürt halkını birbirinden ayrıştırmaya çalıştı. Aynı politikayı Irak’taki BAAS rejimi de Başûr halkı üzerinde yürüttü. Bakur’a katliamlara nüfus yapısını değiştirme operasyonları eşlik etti; Özbekler bile Kurdistan’a yerleştirildi.
Kurdistan coğrafyası, sömürgecilerce her taraftan kuşatıldı ve sivil alanların çoğu askeri alanlara dönüştürüldü. Bugün Bakurê Kurdistan’ın birçok kentine gittiğinizde askeri alanların sivil yerleşim alanlarından daha büyük olduğunu görürsünüz. Bu bir strateji haline getirildi. Hem içte hem de dışta, yani parçalar arasındaki sınırlarda askeri bölgeler gittikçe derinleştirildi. Ne yazık kı aynı durum şu anda Başûrê Kurdistan’da yaşanıyor. Birçok bölge, bizzat KDP eliyle işgalci Türk güçlerinin yerleşmesi için yıllar içerisinde tamamen insansızlaştırıldı. 90’lı yıllardan itibaren sistematik bir şekilde Başûrê Kurdistan Türklere açıldı.
Erdoğan yönetimindeki Türk devleti, Kürt soykırımını tamamlamak için son 8 yıldır imha saldırılarını en üst düzeye çıkardı. Türk devleti, gerilla alanlarına yönelik aralıksız işgal saldırılarını sürdürürken aynı zamanda Bakurê Kurdistan’dan Rojhilatê Kurdistan sınırına kadar uzanan bir tampon bölge oluşturmayı da planladı. Bunun için bölge halkını sindirme ve kapsamlı bir saldırı dalgasıyla göçerterek tamamen askeri alan haline getirmeyi hedefledi. Yüzlerce kilometre duvar ördü ve 30 km’lik bir tampon bölge oluşturmak için yüzlerce saldırı gerçekleştirdi. Bu temeldeki saldırılar devam ediyor. Gerilla, gösterdiği direnişle bu saldırıları büyük oranda boşa çıkardı ama işbirlikçi çizgi her seferinde Türk ordusunun yapamadığını altın tepside sunmaktan geri durmadı. Son üç yıl içerisinde bizzat KDP güçleri, Türk askerlerine öncülük ederek gerilla alanlarına girmelerini sağladı. Behdînan’dan başlayarak işgalci Türk ordusu için onlarca üs bölgesi inşa eden KDP, halkı bu bölgelerden göçertmeye başladı. Özellikle gerilla alanlarına yakın olan köyler bizzat hedef alındı.
YÜZLERCE KÖY BOŞALTILDI
İşgalci Türk devletinin bu sivil alanlara gerçekleştirdiği saldırılarda 100’e yakın sivil şehit edildi. Yüzlerce köy boşaltıldı ve işgalci Türk askerlerinin konuşlandığı bölgeler haline getirildi. Bu alanlar sivil halka yasaklanmış durumda. Bu bölgelerin yüzlerce metre yakınına bile ne siviller ne de hayvanlarının girmesine izin veriliyor. En utanç verici olanı da bu alanlara insanların girmesini engelleyen ve Türk üslerinin güvenliğini sağlayanların KDP güçleri olması. Bölgede bağ ve bahçecilik işleriyle geçimini sağlayan halk, yokluğa terk ediliyor. Bahçelerine gidişlere izin verilmiyor. Zaten ekonomik açıdan oldukça zor bir durumda olan bölge halkı bundan dolayı daha zorlanıyor. Bazıları şehirlere göç ederken gençler Avrupa’ya çıkmaya çalışıyor. Birçoğu yollarda hayatını kaybediyor. Başûrê Kurdistan’ın her karışını sonuna kadar Türk devletine peşkeş çeken KDP ve Barzani Ailesi gün geçtikçe zenginleşip semirirken, Başûr halkı açlığa ve sefalete mahkum ediliyor.
BEHDÎNAN’DAN BRADOST’A KADAR
Özellikle son iki yıl içerisinde işgalci Türk devleti, KDP eliyle sivillerden boşalttığı birçok alanı birbirine bağlamak ve Bakurê Kurdistan sınırı boyunca Behdînan’dan Bradost bölgesine kadar uzanan bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor. Amediyê hattında birçok üs inşa ettiler. Bunlar görünüşte KDP güçlerinin olsa da içerisinde Türk askerleri barınıyor. En son Bradost bölgesinde yeni bir üs bölgesi oluşturan Türk ordusunun, bu bölgede de etkinliğini son hızla arttırmaya çalıştığı kamuoyuna net görüntülerle yansıdı. Balekayetî bölgesinde birçok yeni üs bölgesi inşa ettiler. Bunun bütün hazırlığını da KDP güçleri yaptı. Yine Zaxo ve Batûfa sınırları ve Başûrê Kurdistan’ın Rojava sınırlarında bulunan Mehmudiyê bölgesinde yeni üs noktaları kuran işgalci Türk devleti, hem bu tampon bölgeyi daha fazla derinleştirmek hem de Rojaya’ya yönelik yeni işgal harekatlarına zemin hazırlamak istiyor. İşgale karşı çıkanlar, bizzat KDP güçlerinin sağladığı istihbarat neticesinde saldırıya uğruyor ve şehit ediliyor.
KDP, BAŞÛR’U KURBAN EDİYOR
Halihazırda hem önceki dönemlerde yapılan hem de yeni yapılan üs noktalarıyla Medya Savunma Alanlarının Başûrê Kurdistan topraklarından tamamen kuşatmaya alınması ve bölgedeki halk göçertilerek bir askeri tampon bölge oluşturulmaya çalışılıyor. Son iki yıllık süreçte KDP denetimindeki bölgelerde işgalci Türk devletinin keşif uçakları için pistler yapıldığı biliniyor. Bununla birlikte birçok askeri hava ve kara unsuru bu alanlardan sevk ediliyor ve gerilla alanlarına yönelik yürütülen işgal saldırılarında kullanılıyor. Böyle bir tablo içerisinde görülüyor ki; KDP, sırf gerilla mücadelesi zarar görsün diye Başûr’u tamamen Türk işgaline kurban ediyor. Bu yüzden Kurdistan Özgürlük Gerillalarının fedaice yürüttükleri özgürlük mücadelesine, tüm Başûr halkının ortak olması ve rol alması hayatidir.