HABER MERKEZİ
Her tarihsel çıkışın altında tarihsel kişilikler bulunduğu gibi tarihi bir zaman dilimini de temsil ederler. O zaman diliminin anlamı tarihsel kişiliklerle özdeşleşir ve simgesel bir niteliğe ulaşırlar. Tarihin rutin akışını bozan, yön veren bir niteliğe de sahiptirler aynı zamanda. Toplumsal mücadele yürüten hareketlerin tarihinde böylesi kişilikler ve zaman dilimleri tarihte çoktur. Bunlardan bir tanesi de özgürlük mücadelemizdeki 1 Haziran hamlesidir. Bu hamlenin oluşum koşulları ve etkenlerine baktığımızda tarihi önemini de anlamış olacağız.
Ortadoğu’da ve Dünya’da PKK, Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla umutsuzluğa kapılan sosyalizim inancını taşıyan halklar Önder Apo’nun tarihsel tahlilleriyle sosyalizim hakikatinin tekrardan doğru temellerde yapılmasıyla yeni Dünya dizaynına kalkışan kapitalist güçlere büyük engeller teşkil eden bir durumdaydı. Sosyalizimin kara propagandasının yapıldığı, inançsızlığın yayıldığı bir dönemde Önder Apo, ‘Sosyalizimde Israr İnsan Olmakta Isrardır’ deyip sisteme bir daha meydan okumuştur. Körfez savaşıyla birlikte yapılmak istenen Ortadoğu’nun yeniden dizaynı hareketimizin stratejik konumundan kaynaklı yapılamamış, hareketimizi tasfiye etme konseptleri devreye girmiştir. NATO’nun desteğiyle TC faşist devletinin hareketimize yönelik bir çok büyük ölçekte saldırılar gerçekleştirdiği gibi halkımıza da tüm ahlak dışı yöntemlerle yönelmekteydi. Bu zaman ve olaylar silsilesin de Önder Apo’ya yönelik komplo dinamikleri sürekli devredeydi. En son işbirlikçi, ihanetçi güruhların ve levihatanlaşmış kapitalist modernite güçleri tarihte eşine rastlanmayan sinsilik ve yalanlarla kurgulanmış olan 15 Şubat komplosunu gerçekleştirmiş, tarihe lekesi silinemeyecek bir iz bırakmışlardır. Gerçekleşen komploya karşı halk ve Özgürlük Hareketi Önder Apo çevresinde ateşten bir çember oluşturmuşlardır. Önder Apo gerçekleşen bu komploya karşı ilk günden tarihsel bir cevap olmayı kendisine esas almış ve buna göre politika belirlemiştir. Gerçekleşen komploya karşı demokratik siyaset yollarıyla kalıcı bir çözümün oluşabilmesi için her türlü fedakarlığı yapmıştır. Doğru temellerde demokratik siyasetle bir çözümün oluşabilmesi ve iyi niyet gösterimi açısından 1999’da ateşkes çağrısında bulunup tüm gerilla güçlerinin medya savunma alanlarına çekilmesini istemiştir.
Bu süre zarflarında komplo mekaniği sürekli işlemiştir. Önder Apo ve hareketimizin arasını açma, ideolojik kaymaların yaşanmasının siyasetini sürekli yürütmüşlerdir. Geri çekilmeden sonra bir fiil işbirlikçi, ihanetçi, tasfiyeci güruhlarla ABD, İngiltere öncülüğünde hareketimiz içinde de tasfiye gerçekleştirmek istemişlerdir. Tüm bu saldırılara karşı parti içinde de güçlü bir ideolojik mücadele verilmiştir. Önder Apo’nun müdahaleleriyle yeni hamlesel çıkışlar gerçekleştirmiştir. İç tasfiyeciliğin sosyal reform projeleriyle çizgisinden saptırılmak istenen gerilla mücadelesi tarihsel rolünün sorumluluğuyla 1 Haziran atılımını gerçekleştirmiş ve dosta düşmana onurlu mücadele cevabını vermiştir. Taşıdığı tarihsel zamanın açısından hareketimiz tarafından ikinci 15 Ağustos hamlesi olarak tanımlanmış yeni dirilişin simgelerinden birisi olmuştur. Yeni paradigma ekseninde meşru savunma stratejisiyle, aktif savunma rolüyle Kurdistan dağlarında tekrardan her türlü gericiliğe ve işbirlikçiliğe karşı mücadele etmiştir.
Önder Apo’nun o süreçte, ‘Bana bağlı olanlar yüzünü Botan’a dönsün’ çağrısıyla fedai komutanlar Şehîd Reşit Serdar, Adıl, Nuda, Erdal, Kemal yoldaşların öncülüğünde binlerce gerilla Önder Apo’ya bağlılığın göstergesi olarak yönünü Botan’a vermiş ve yeni bir direniş sayfasını açmışlardır.
Şehit Reşit Serdarların komutasında gelişen 1 Haziran hamlesi ruhu kendisini sürekli yaşatmış her bir dönemde üst bir noktaya evrilmiştir. Ruhun kişiyle bütünleşmesi zamanın her anında kendisini tarihsel hamleler haline getirmiştir. 2008’de Zap’a yönelik gelişen saldırısı 1 Haziran ruhunun taşıyıcı komutanı olan Şehîd Reşit Serdar yoldaş öncülüğüyle büyük bir hezimete uğratılmış faşist Türk ordusuna ağır darbeler vurmuştur. Aynı ruh, kararlılık ve atılım kendisini 2012 Devrimci Halk Savaşı hamlesinde göstermiş ve düşmanın gölgesinin bile Kurdistan’da bırakılmayacağının kararlılığını ortaya koymuştur. 1 Haziran hamlesinin büyük komutanlarından olan Şehîd Reşit aktif mücadele içerisindeyken 2012’de şehit düşmüş ruhu ise bugünlere kadar gelmiştir.
Devrimci Halk Savaşı’nın büyük komutanın ruhu yine aynı mekanlarda büyük bir iradeyle komplolar silsilesinin son versiyonu olan Medya Savunma Alanlarına, Kürt ve özgürlüğün bahsi geçilen her yerdeki saldırılara fedai 1 Haziran ruhuyla direnmekte işbirlikçi, ihanetçi KDP ve kapitalist güçlerin oyunlarını bozmakta, özgürlük ruhuyla tüm halklara büyük bir umut olmaktadır. 2008’de Zap’ta Şehîd Reşit Serdar komutasında yenilgiye uğrayan faşist TC bugün tekrar Şehîd Reşit ruhunu taşıyan kahraman gerillalar tarafından Zap’ta yeni bir sendrom yaşatılmaktadır.
Devrimci Halk Savaşı’nın dinamik gücü olan gerilla ve gençlik diyalektiği bu gün her zamandan daha büyük bir önemdedir. Gençliğin aktif katılımı, bu özgürlük savaşında yer alması tarihsel sorumluluğu ve birinci dereceden görevidir. Şehîd Reşitlerin ruhuyla gençlik tarihsel sorumluluğunu yerine getirmeli faşist sömürgeci güçlerin gölgesini dahi kürdistan da bırakmamalıdır.
NC// Firat Zîlan