1 Haziran hamlesi, mücadele tarihimiz açısından ve gerillalaşma gerçekliğimizde önemli bir yere ve içeriğe sahiptir. Mücadele tarihimizde bazı olaylar, dönemler, kişiler ve anlar vardır ki yeni başlangıçlara, büyük adımlara ve büyük kararlaşmalara yol açmıştır. Önderliğimizin 50 yıllık özgürlük yürüyüşü bunun sayısız örnekleri ile doludur. Önder Apo’nun nefes nefese geçtiğini belirttiği bu 50 yıllık amansız mücadele tarihi büyük kararlaşmaların , büyük amaçların ve büyük iddaların tarihidir. Ancak böyle bir tarz ve yoğunlaşma mevcut Kürt ve Kürdistan gerçekliğine büyük adımlar attırabilirdi. Yaprağın bile kıpırdamadığı adeta bir mezar sessizliğinin olduğu bu ülke gerçekliğinde örgüt kurmak ve var olan düşman saldırılarına ,yaşanan katliamlara şahadetlere doğru cevap verip mücadeleyi daha çok büyütmek Önderliğimizin hamleci ve radikal tarzı ile mümkün olmuştur. Önder Apo’nun cevap olma tarzı klasik tarzın çok ötesindedir. Gelişen her durum olay ve şahadet karşısında Önderlik tarzı mücadeleyi büyüterek karşılık vermiştir .
Önderliğimizin ‘Kürdistan sömürgedir’ tespitini yaptığında yaşadığı ruh hali ve girmiş olduğu arayış yine, Haki arkadaşın Antep’te şehid edilmesinden sonra aldığı partileşme kararı, H.Beritan’ın eylem çizgisinden sonra kadın ordulaşmasına gidilmesi, Egit arkadaşın anısına ARGK nin kuruluşu,bunlardan sadece birkaç tanesidir. Bu anlamda var olan gerçeklikler özünde birikmiş olan bu sürecin bir patlaması gibidir.
Bu temelde 1 Haziran hamlesinin hakikatini, içeriğinin önemini, yarattığı etkileri doğru anlamak istiyorsak ,öncelikle bu hamle sürecine nasıl gelindiğini bilmek ,hamle karekterinin ne olduğunu anlamak daha doğru olacaktır. Yine Önderliğimizin her zaman yenilenen ve yenileyen tarzını doğru anlamak da önemli olacaktır.
15 Şubat 1999 yılında, Önderliğimiz uluslararası İmralı işkence sistemine alınmıştı.Türk soykırım sistemine bu komplo sürecinde bir piyon rolü verilerek ,emperyalizm ortadoğuda daha güçlü konumlanmak istiyordu,bu açıdan önünde gördüğü en büyük engel Önderliğimiz ve Önderlik şahsında ise özgürlük hareketimiz olmaktaydı.Sömürgeci güçler özgürlük hareketimize 6 aylık bir zaman biçiyordu.
Komplo karşısında dört parça ve avrupada Apocu gençlik öncülüğünde serhıldanlar gelişiyor,’Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarı ile Xalıt Oral arkadaşlar şahsında ateşten bir çember çiziliyordu.Yanan bedenlerden çıkan intikam ateşi Kürdistan fedai Gerillasında cisimleşip,somutlaşarak fedai eylem amacı ile 5 bin arkadaş kendini partiye öneriyor ve dayatıyordu.Önderliksiz bir yaşamın olamayacağı vurgulanıyor, bunu halkımıza ve hareketimize dayatanlara karşı öfke ve intikam duyguları ile eylemler yapılıyordu. Özellikle Kürdistan gençliği bu anlamda tavrını ve duruşunu net olarak ortaya koymuş, Bakure Kürdistanda YCK öncülüğünde sınırsız bir eylem hattı izlenerek Önder Apo nun gençlik hareketi için ne anlama geldiği gösterilmiştir. Rojava Kürdistanı nda binlerce genç Gerilla saflarına katılmış, Rojhılat, Başur, Avrupa’da serhıldanlara öncülük etmiştir.
Bunun yanında ,içteki teslimiyetçi çizgi emperyalist ve ilkel milliyetçi kesime sırtlarını yaslayarak bu süreci kendileri için fırsat bilip Önderliğimizin ve şehitlerimizin yarattığı bunca emeğin üzerinde kendilerini yaşatma arayışındaydılar. Pervasızca Önderlik adına ,Önderliğin yarattığı partiyi ve fedai çizgisini bozmaya ,özünden çıkarmaya ve saptırmaya çalışıyorlardı .Sosyal reform projeleri altında PKK ‘nin mücadeleci ve radikal özünü boşaltarak sisteme yedekleme arayışındaydılar.
Halk ve hareket olarak hem dışta hem de içte çok yoğun saldırılar altında geçen bir süreç yaşanmaktaydı .Çok yoğun bir belirsizliğin olduğu parti çizgisi ve ölçülerinin darbelenmeye çalışıldığı bu dönem ,sırat köprüsünden geçmeye benziyordu.Kürdistan tarihsel gerçekliği bir kez daha tüm gerçekliği ile kendini dışa vuruyordu. Bir taraftan Önderlik ve şehitler gerçekliğinde temsilini bulan direniş çizgisi diğer yandan tasfiyeciler tarafından partiye dayatılan ihanet çizgisi bir kez daha açık bir şekilde gün yüzüne çıkmıştı.
Önder Apo nun İmralı tecrit ve işkence sistemi içerisinde insan üstü çabalar ile döneme müdahalesi olmuş ve PKK ile HPG’ nin bu anlamda yeniden inşası gündeme gelerek,bir arınma ,netleşme ve yeniden kararlaşma süreci başlamıştı.Önderlik İmralı çarmıhında o eşsiz direnişi ile daha önceden üzerinde kapsamlı yoğunlaştığı temellerini attığı yeni paradigmayı ete kemiğe büründürerek demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigması ile mücadele zeminini daha fazla geliştirerek özsavunma çizgisini daha fazla somutlaştırmıştı ,bu anlamda ARGK sisteminden HPG sistemine geçilmişti .Esas olarak Önderlik İmralı tecrit ve işkence sisteminde tarihi görev ve sorumluluklarından bir adım dahi geriye atmayarak hakikat arayışçılğını derinleştirerek sürdürmüş partimizin üçüncü doğuşunu gerçekleştirerek hem tasfiyeciliğe hem de küresel kapitalist sisteme en büyük darbeyi vurarak komployu boşa çıkarmıştır .
Komplo sürecinde Önderlik demokratik çözüm şansını bir kez daha türk devlet faşizmine vermek istemiş bu nedenle Önderliğin çağrısıyla Gerilla güçleri güney alanına geçerek ateşkes ilan edilmiştir. Önderliğin bu çözüm arayışçılığını bir zayıflık olarak ele alan faşist sistem geri çekilme sürecinde birçok arkadaşı şehit düşürmüş topyekun tasfiyeyi hem içte hem de dışta dayatmıştır.
Tasfiyeci eğilimin bu anlamda en çok zarar vermek istediği şeyin parti gücünün savaşma iradesini ortadan kaldırmak olduğunu söyleyebiliriz.Bu amaçlarına ulaşmak için binbir hile ve entrika ile kimi yöntemlere baş vurarak kısmi de olsa sonuç almışlardı. Böylesi bir dönemde 1 haziran hamlesinin kararını almak, savaşma iradesinin, netleşmenin, yenilenmenin, önderlik çizgisiyle buluşmanın kararını almak gibidir.Bundan dolayıdır ki 1 Haziran hamlesine ikinci 15 ağustos hamlesi de denilmektedir.Bu hamle ile PKK tarzının somut ifadesi olan ‘olmazı olur yaptıran tarz ‘bir kez daha ispatlanarak gerilla öncülüğünde düşmana sayısız darbeler vurularak ,düşmanda adeta bir şok etkisi yaratmıştır.Bir daha dosta ve düşmana göstermiştir ki ‘PKK bitti demeden hiçbir şey bitmez’. Düşmanın, başkalarının bitti öldü dediği yerde bizler yeniden ve daha güçlü doğar en büyük darbelerimizi indiririz. Bu tarz Önderliğimizin parti ve mücadele diyalektiğimize işleyen,uçurumun kenarından kanatlanma tarzıdır,bu tarzın en büyük ispatlarından biri de önderliğimizin İmralı işkence sistemindeki o görkemli direnişidir.Bir yudum nefesin bile zor alındığı yerde ,Önder Apo yeni paradigma ile mücadelemizi çok üst bir aşamaya taşımıştır.Diğer bir can alıcı örnek ise Ş.Zilan şahsında ortaya konulan fedai çizgi gerçekliğidir.96 yılında taktik anlamda tıkanmanın yaşandığı ve Önderliğe fiziki yönelimlerin olduğu bu dönemi Ş.Zilan, Apocu düşünce ve yoğunlaşma tarzıyla var olan tıkanmaları aşmış,mücadeleye yeni tarz ve başarı düzeyi kazandırarak tanrıçalaşmıştır.
1 haziran atılımıyla düşmana sıkılan kurşun sadece bir kurşun özelliği taşımamaktadır. Nasıl ki 15 Ağustos eylemiyle düşmana sıkılan kurşun özde köleliğe boyun eğmişliğe ve iradesizliğe sıkılmış ise, 1 Haziran atılımında sıkılan kurşun ise tasfiyeciliğe ,sosyal reformculuğa ve bozgunculuğa sıkılan kurşun olmuştur. Bu anlamda yeniden PKK ruhuyla doğup mücadele etmenin zafere yürümenin adıdır bu tarih. Özgürlük ağacını yeniden kan ile sulamanın adıdır bu tarih. Bu anlamıyla soysuzlaşmaya karşı, mücadelesizliğe karşı, pasifizme karşı bir duruştur, yeniden isyana çağrı intikam sözünün yenilenmesidir. Yenilenerek zafere yürümenin adıdır.
Bu anlamda Haziran ayı mücadelemiz için Apocu hamleler ayı olma özelliğini taşımaktadır.Hem 1 Haziran Gerilla atılımında hem de 30 Haziran da Ş.Zilan ın Dersim de yaptığı eylemde bu gerçeklik tüm çıplaklığı ile gözlerimizin önüne serilmektedir.
Apocu olmanın karekterinde hamleci olmak yatmaktadır.Zamanın ve dönemin ruhunu yakalamayanlarda bu gelişemez bu nedenle mevcut durumu aşamaz sonuç olarak aşılır ve unutulur.Başarısızlığın temelinde de bu durum gizlidir.Başarısız olmak Önderlik gerçekliğine karşı durmak anlamına gelmektedir.
Önderlik gerçekliği ve PKK,bir bütün başarı demektir.Bunu sağlayacak olan da doğru yoğunlaşma tarzı ile eskiyi hep sorgulamak,alışkanlıkların kölesi olmaktan kurtulmaktan geçmektedir.Devrimcilik ana cevap oluşturma halidir. Var olan fırsatları doğru görme ,fırsat ve olanak yaratma ,kendini başarıda kilitleme devrimciliğin ve hamleci olmanın esas şartıdır.Her devrimci hamleci olmalı yani yaratmalıdır ,var olan ile yaşama devrimcilik değil köleliktir ve biz de köleliğe başkaldıran bir hareketi temsil ediyoruz.Bu açıdan devrimci olup da hamleci olmamak bir sapma durumunu da ifade edecektir ki bu da en büyük gaflet olmaktadır.Özellikle gençlik kimliğinin esasını oluşturan yaratıcı , hamleci ve girişken olma ozellikleri damarda akan bir kan gibidir. Bu ozelliklerinden taviz veren bir gençlik kimliği ve mücadelesi de kan kaybından ölmeye mahkumdur.
1 Haziran hamlesi halkta da büyük moral yaratmış, uzun bir süre eylemsiz kalan Gerilla alanları Gerilla mermisiyle yeniden hareketlenmiş,büyük bir heyecan yaratılmıştır.Düşmanın özel ve psikolojik savaş yöntemleri ile yaymaya çalıştığı Gerillanın bittiğine dönük,artık Gerillanın kalmadığına dönük propogandalar çökmüş,halk Gerilla ile yeniden buluşarak adeta kuruyan toprağın su ile buluşması gibi bir gerçeklik yaşamıştır.
Gerilla boşalan alanlara yeniden yerleşmeye çalışırken düşman bu durumdan faydalanarak kapsamlı operasyonlar ile Gerilla alanlarını hedeflemiş,başlatılan bu hamle surecine müdahale etmek istemiştir. Böylesi kiritik bir süreçte gençlik hareketi başlatmış olduğu canlı kalkan eylemleri ile düşmanın bu yönelimlerini boşa çıkarmak amacı ile seferber olmuştur.Üniversitelerden Gerilla alanlarına geçen yüzlerce genç halka da öncülük ederek Gerilla için kendini siper etmiştir. Bu durum hem Gerillanın rahat alt yapı çalışmalarını yürütmesini sağlamış hem de gençlik hareketinin rol ve misyonunu daha iyi belirlemiştir.
Tasfiyecilik sürecinde yaşanan ideolojik sapma durumları gençlik mücadelesi üzerinde de uygulanmaya çalışılmış kısmi de olsa kimi noktalarda sonuçlar da alınmıştı.Gençlik hareketi bu dönemde hareketimize dönük saldırıları Önder Apo ve Gerilla etrafında yoğulaşarak aşmaya çalışmıştır.Şu durumun tespiti stratejik olmuştur,düşman Önder Apo ve Gerillayı esas hedef yapmıştır,bu anlamda en yoğun yönelim şu an Önder Apo ve Gerilla üzerinedir. Bu anlamda gençlik hareketi bu süreçte iki hamle ile yanıt olmaya çalışmıştır. Birincisi Önder Apo siyasi irademdir kampanyası ile geniş bir çalışma ağı kurarak Önderlik çizgisini korumak amaçlı geniş imza kampanyaları başlatmıştır.Bu hamle kısa sürede yaygınlaşarak bir duruşa dönüşmüş ve Bakur halkı ve gençliğinde büyük bir yankı bulmuştur.Diğer önemli bir hamle ise Gerillaya dönük olmuştur.Gerilla ve Gerillaşmaya dönük o süreçte yoğun saldırıların olduğu bilinmektedir.Tasfiyecilik eliyle yönün Gerillalaşmaktan çok legal zemine çekilmeye çalışıldığı bu dönemde başlatılan Gerillayı doğru sahiplenmek önemli olmaktaydı.Gerillayı sahiplenmek amacıyla başlatılan canlı kalkan eylemleri bu döneme damgasını vurmuştur.Yüzlerce öncü genç bu süreçte gençlik hareketinin duruşunu net olarak ortaya koymak amacı ile gerillaya katılım sağlamış, Gerillalaşmanın Kürdistan da zafer çizgisi olduğunu göstermiştir.Bu anlamda diyebiliriz ki 1 Haziran atılımına öncülük düzeyinde geliştirdiği hamleler ile gençlik hareketi de öncülük yapmış,önemli bir rol oynamıştır.
O döneme dair şu dersleri çıkarmak önemli olmaktadır. Gençlik hareketi ne zaman ki Önderlik ve Gerilla çizgisinde yoğunlaşmalarını derinleştirmiş ve pratikleşmişse doğru öncülük yapmış ve rolünü oynamıştır.Partisel gerçekliğimizin bu iki mihenk taşı adeta gençlik hareketinin kıblegahı gibidir.Bu anlamda kendini Önderlik ve Gerilla gerçekliğinde yoğunlaştırmak ,derinleştirmek ve gereklerini yapmak esas sorumluluklarımızdandır.
Dönem görevleri ve sorumlulukları bağlamında 1 Haziran hamleci ruhuyla kendimizden başlayarak bir yenilenmeye gitme ihtiyacı söz konusudur. En temiz ve sade olan madde yani su bile çok fazla yerinde kalır ve kendini yenilemez ise bozulma tehlikesiyle yüzyüze iken bir toplumsal kesim olan gençlik için bu durum daha fazla geçerli olmaktadır.Önder Apo, İmralı zindanında her gun 40 kez zihniyet devrimini yaptığını belirtiyorken,kendisini an ve an yeniliyorken ,Apocu gençlik hareketinin bunun dışında kalması düşünülemez.Kendini yenileme sorgulamayla gerçekleşir. Kendini Apocu hakikat karşısında her zaman sorgulayan,savaşın esasını kendinde başlatarak büyütüp ,yayan bir gençlik döneme cevap olabilir ve başarıyı yakalayabilir,APOCU RUH İLE YENİLENİP,ÖZGÜRLÜK SAVAŞINI KAZANMAK ,dönem gençliğinin esas şiarı olmalıdır.Bu temelde Ş.Baran Mawa, Ş.Baz Mordem, Ş.Axin Mahir Dicle, Ş.Nucan Serdoz, Ş.Rızgar Karasungur bu tarzın en büyük ispatlarıdırlar.
Mücadele tarihimiz, yukarıda belirttiğimiz ve çoğaltabileceğimiz yüzlerce örnek ile an ve an bunu ispatlamıştır.Bu anlamda en büyük dayanağımız ve rehberimiz Önderlik gerçekliğimiz ve mücadele tarihimizin büyük kahramanları olacaktır. Bu temelde her günü yeni bir doğuş gibi ele alıp yenilenelim, Apocu tarz ile zaferi garantileyelim.