MERSİN- Önder Apo’ya dönük komploya karşı başlatılan “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemcilerinden Ali Bilen, bir şeylerin değişmesi için eylem kararı aldığını söyledi.
Uluslararası Komplo’ya ilk cevap, “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleri oldu. Tutsak Mehmet Halit Oral’ın bedenini ateşe vererek başlattığı eylemler, cezaevlerinden Kurdistan’a, Türkiye’den dünyaya yayılarak devam etti. Adana Kürkçüler Cezaevi’nde tutulduğu 2003’te bedenini ateşe vererek yaralanan Ali Bilen, MA’ya konuştu.
Devletin baskı politikaları nedeniyle 1990’lı yıllarda Mêrdîn’in Qoser ilçesinden Mersin’e göç eden bir ailenin çocuğu olan Ali Bilen, henüz 12 yaşında olduğu 2003’te “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Mersin E Tipi Cezaevi’nde 8 ay tutulan Bilen, daha sonra Adana Kürkçüler E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Bilen, Uluslararası Komplo’yla başlayan ve İmralı tecridine karşı devam eden eylemler kapsamında 13 yaşında bedenini ateşe verdi. Bilen, “Bu saldırıların komplonun devamı olduğunu herkes biliyordu. Küresel ve bölgesel güçlerin Kürtleri tasfiye etmeye dönük çok kapsamlı saldırılarının olduğu dönemdi. Kürt halkı bunu çok derinden hissediyordu. Öcalan’a yönelik İmralı’da kapsamlı bir saldırı, katı ve mutlak bir tecrit uygulanmaktaydı. Bu saldırılar diğer cezaevlerinde de hissediliyordu. Kürt Özgürlük Hareketi’ni parçalamak ve sisteme entegre etmeye çalışan bir saldırı vardı. Adana Kürkçüler Cezaevi’nde de gece gündüz işkenceler yapılıyor, koğuşlara saldırıyorlardı” dedi.
Değişim için eylem kararı
97 gün boyunca tutulduğu hücrede eylem kararı aldığını ifade eden Bilen, şöyle devam etti: “97 günün sonunda hücreden çıkarıldıktan sonra göz ve eklemlerinde ciddi rahatsızlıklar oluşmuştu. O dönem tüm cezaevlerine sirayet eden bu sistemli saldırılara karşı bir şeylerin değişmesi için ses getirebilecek eylem kararı aldım. 13 Temmuz gecesi bedenimi ateşe verdim. Verdiğim karara dair bir mektup bıraktım. Mektubumda; ideolojime olan bağlılığım ve Sayın Öcalan’ın bir barış insanı olduğunu, bu topraklara barışı getirecek aktörün o olduğunu belirtmiştim. Kürt halkının yaşamış olduğu acılardan ve Öcalan’a yönelik yapılan komploya cevap vermek istedim. O dönem ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ eylemleriyle bedenini ateşe verenler oldu. Bunun devamı sonrasında da geldi. Öcalan ve Kürt halkının etrafında ateşten çember olan arkadaşların yapmış olduğu eylemi devam ettirmek istedim. O an kendime bir söz vermiştim; slogan dışında hiçbir ses yükseltmeyeceğim. O döneme cevap olacak sloganları attığımda, koğuş arkadaşlarım sesimi duyup gelmişler. 2 dakikayı geçen bir eylemdi.”
Eylemden sonra koğuşlarında bir takım değişikliklerin olduğunu ve kendisine “pişmanlık” dayatmalarında bulunulduğunu kaydeden Bilen, pişmanlığı reddettiğini ve bedenini ateşe verme kararını tamamen özgür iradesiyle yaparak direnişi sahiplendiğini söyledi.
Komplo devam ediyor
Komplo sürecinin günümüzde katı ve mutlak tecritle devam ettiğini vurgulayan Bilen, şunları ifade etti: “1998’de başlayan bu komplo halen devam ediyor. Komplo, Kürt halkı nezdinde tüm halklara yapılmıştı. KDP ve küresel güçlerin iş birliğiyle Öcalan’sız bir dünya yaratılmak istendi. AKP-MHP faşizmi bugün hala bu savaş konseptine devam ediyor. İmralı şahsında Ortadoğu halklarına, dünyaya model olacak bir ideoloji bastırılmaya çalışılıyor, komplo fiziki olarak ele alınmamalı. Yapılan tüm saldırılar, Demokratik Modernite ve onun yayılma gücünedir. Hiçbir bedelden kaçınmayan bunun savunucuları, paradigmanın yaygınlaşması için bedeller veriyor.”
Kaynak: Yeni Özgür Politika