HABER MERKEZİ-15 Ağustos 1984. Dihê ve Şemzînan eylemleriyle PKK’nın silahlı mücadeleye başladığı gün. Bu tarih, bu gün aynı zamanda yeniden dirilişten kurtuluşa ilk adımdı… O günden bu yana 39 yıl geçti. O ilk kurşunla başlayan özgürlük mücadelesi giderek ilerledi, büyüdü ve her yere yayıldı. Dihê’de, Kobanê’de, Şengal’de, Kerkük’te, Garê’de, Metina’da, Zap’ta başlayan destansı bir direniş geleneğine dönüştü. Bugün bu her geçen gün gelişiyor.
Ama ilk kurşunun atılmadan önceki o yıllar, PKK ve Kürt halkı için 1980’ler nasıl geçti? 12 Eylül faşizmi, başta Diyarbakır Zindanı olmak üzere tüm ülkeyi bir hapishaneye ve işkence odasına çevirdi. Faşist rejim işkencelerle, hapishanelerle, infazlarla tüm Kürt halkını teslim almak istedi. Bu koşullarda ilk kurşun 15 Ağustos’ta Dihê de atıldı. Dihê’deki eylemin ardından gerilla ordusu Şehit Egîd komutasındaki Kürdistan Kurtuluş Güçleri HRK olarak ilan edildi.
Eylem günü; 15 Ağustos, Kürdistan’da gece yarısı saat 9’du. Bir grup gerilla kendini Çirâv Dağı’ndan Dihê ilçesine bıraktı Eylem roket fırlatmayla başladı.
Roket hedefini buldu ve askeri karakola çarptı. Roket saldırısının ardından bir grup gerilla karakolu, bir grup garnizonu ve üçüncü grup da cezaevini hedef aldı. Bir başka gerilla grubu da ilçe camisinde 15 Ağustos Atılımı duyurusunu okudu. İstasyondaki tüm askerler yakalandı. Gerillalar karakoldaki silah ve mühimmat ele geçirdi. Bir saat içinde ilçeden sağ salim ayrıldılar.
Faşist rejim bu eylem karşısında şoka girmiş, bir süre sonra kendine gelmiş ve önceki direnişler gibi bu direnişi de bastıracağına inanmıştır. Ancak bu sadece kendini kandırmaydı. Çünkü bu direniş bir öncekilerden birçok yönden farklıydı. Önder APO ve PKK öncülüğünde geliştirilen bu direniş, geçmişteki klasik direnişlere pek benzemiyordu. İlk atılım için büyük hazırlıklar, planlar, taktikler ve stratejiler hazırlandı. 12 Eylül faşist darbesinden önce bile Önder APO Ortadoğu’ya gitmiş ve orada büyük hazırlıklara başlamıştı. Ayrıca Diyarbakır Zindanındaki direniş, özellikle 12 Eylül faşizmine karşı 14 Temmuz direnişi, 15 Ağustos Atılımına sahne oldu ve buna zemin hazırladı.
Önder APO, o zor günleri şu sözlerle anlattı: “Varoluş ve hayat tamamen yok olma tehdidi altındaydı. Bu yokluğun önüne geçmek için 15 Ağustos hamlesi başlatıldı. Büyük bir hazırlık ve büyük bir emekle geliştirildi. Bu adım, cezaevi direniş hareketini canlandırmak ve cezaevi şehitleriyle bağ kurmak için atıldı. Ve elbette bu adım, Kürt ulusunun son nefesini vermemesi için atılmalıydı. Bu adımı atmaktan çekinmedik.” 15 Ağustos adımı Kürt halkının direnişiydi ve bu halk bu adımı kendi gücüyle attı. Öyle etkili bir direnişti ki dört parça Kürdistan sahip çıktı.”