WAN– Son dönemlerde tacizle gündeme gelen Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde teşhir etmeler arttıkça üniversitenin telaşı da artıyor. Bugün bir grup tarafından teşhir etmek ve tacize karşı yapılacak olan toplanma çağrılarına dair üniversite koridorları ve sınıflara bildiri asıldı. Bildiri şu şekilde:
“Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Dekanı Zeki Taştan
İlahiyat Fakültesi bölümü Başkanı Şakir Gözütok onlarca kadın arkadaşımızı ‘Yüksek Lisans’ bahaneleri ile taciz etmektedir. Tacizcilere, erkek egemen zihniyetine geçiş yok!
Asla Yalnız yürümeyeceksin.
Toplanma Çağrısı: İlahiyat fakültesi önü
Saat: 12.00 26 Aralık Perşembe”
ÖĞRENCİLERE ‘SESİNİZİ ÇIKARMAYIN’ UYARISI
Edebiyat Fakültesi Dekanı Zeki Taştan’ın teşhiri ve İlahiyat Fakültesinde yaşanan cinsel istismar olayının gündem haline gelmesi ardından üniversite tarafından öğrencilere mesajlar yolu ile tehdit edildi. Açık bir şekilde öğrenciler tehdit eden üniversite yönetiminin attığı mesajda yer alan, ‘Zaten fakülte yönetim gerekeni yapacaktır.’ cümlesi üzerine kapatmaya yönelik bir çalışmanın olacağına ve sessiz kalınması gerektiğini açıkça ifade edildi. Öğrencileri yurttan atmak ve burslarını kesmekle tehdit edildi. YYÜ İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şakir Gözütok’un birçok öğrenciye tacizde bulunduğu ortaya çıkmıştı. Yıllardır süren taciz olayları bir öğrencinin işgalci karakola başvurusuyla ortaya çıkmış, işgalci karakola başvuran kadın öğrencinin babası Şakir Gözütok tarafından tehdit edilmişti. Tehdit sonrası kadın öğrencinin babası da Gözütok hakkında şikayette bulunmuştu. Baba ve kızının suç duyurusu üzerine işgalci savcılık, taciz olayının gerçekleştiği fakültenin tüm kameralarının incelenmesini istemiş, işgalci polislerin üniversitede kamera kayıtlarına el koyduğu ortaya çıkmıştı. Bu olayın ardından öğrencilerin örgütlü bir şekilde tepki göstermelerini tehlikeli bulan üiversite sanal medya ve bilinmeyen numaralardan tehdit mesajları atıldığı öğrenildi. Asimilasyon ve taciz yuvası üniversitenin öğrencilere attığı tehdit mesajının tamamı ise şöyle:
“Olayın ehemmiyetine binaen!
Kişilerin Özel Hayatına ilişkin bilgileri ifşa eden kimse, Türk Ceza Kanunu’nun 134’üncü maddesine, 1,2 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılacaktır. Eğer bu fiil kamuoyuna duyurulsa verilecek ceza yarı oranda artırılacaktır. Bunun hem İlahiyat camiasında hemde bütün ilahiyat hocalarının yaralanmasına sebep olacağı açıktır.
Zaten fakülte yönetimi gerekli olanı yapacaktır. Daha fazla camiamızı yaralama ve suçlu düşmenin anlamı yoktur.
Olay bizzat yayanları ilgilendirmediği için Türk Ceza Kanunu’nun 268 sayılı kanuna göre iftira suçuna girdiğinden ve başkasının adına bu bilgiler kullanılmazsa cezalar artırılır, arkadaşlarımızın aklı selimle hareket etmeleri ve birileri tarafından kullanılmamalarını tavsiye ederim.”
Üniversitedeki gençliği susturmaya yönelik yapılan bu uygulamalar, üniversitede yaşanan taciz olaylarının üzerini kapatma ve sessizce kurtulma amacı güttüğü ise açıkça ortadadır.
Bir diğer mesaj ise şu şekilde: “Selamun Aleyküm. Yarın saat 12.00’da İlahiyat Fakültesi önünde bir yürüyüş yapılacakmış. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kesin talimatı var. Yürüyüşe katılanlar yurttan atılacaktır. Bilginize”
NC/Axin Mahir Dicle
AKP adayı ve İlahiyat Fakültesi Başkanı kadın öğrencilere cinsel saldırıda bulundu