PKK’nin ‘terör listesine’ karşı Adalet Divanı’nda açtığı davanın kararını değerlendiren Avukat Mahmut Şakar, PKK’nin 2018 listesinden çıkarılması için başvuru yapacaklarını söyledi. Kazanan tarafın PKK olduğunu söyleyen Şakar “Kürt kurumlarının yasak kararlarının kaldırılıp, yaşanan mağduriyetlerden kaynaklı tazminat almasının da önünü açmıştır” dedi.
HABER MERKEZİ – PKK’nin 2001’de dahil edildiği, AB Konseyi tarafından altı ayda bir yenilenen AB ‘terör örgütleri listesi’ne ilişkin Avrupa Adalet Divanı tarihi bir karar verdi. 2014-2017 yılları arasında ilan edilen tüm listelerde, PKK’nin ‘terör örgütü’ olarak listeye dahil edilme gerekçelerini geçersiz bulan mahkeme, başvurucu PKK Yürütme Konseyi üyeleri Murat Karayılan ve Duran Kalkan’ın lehine karar vererek, davayı sonuçlandırdı.
Dava kararı açıklandığı andan itibaren Türk medyasında kararı önemsiz gösteren haberler yapılsa da, oldukça önemli sonuçları olacak olan bir karar ile karşı karşıyayız. AB’nin en üst yargı kurumu Adalet Divanı’nın kazananın PKK, kaybedeninin ise AB, ABD, İngiltere ve Fransa olduğunu kaydeden Avukat Mahmut Şakar, PKK’nin 2018 listesinden çıkarılması için başvuruya hazırlanıldığını söyledi. “Alınan kararın 2018 için de uygulanmasını talep edeceğiz” diyen Şakar, ekledi: “Bu karar 2014-2017 yılları arasında açılan davaları hatta öncesinde açılmış davaları hükümsüz bırakacaktır. Aynı şekilde bu gerekçeyle kapatılan Kürt kurumlarının yasak kararlarının kaldırılıp, yaşanan mağduriyetlerden kaynaklı tazminat almasının da önünü açmıştır.”
Hukuki karşılığı kalmadı
Konuya ilişkin olarak Avukat Mahmut Şakar şunları kaydetti:“Karar oldukça tarihi bir karardır. AB’nin PKK’yi ‘terör örgütleri listesi’ne alması ve bu gerekçeyle açılan tüm davaların hukuki bir karşılığının kalmadığını ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Listeye alma gerekçelerine baktığımızda PKK’nin yapmadığı hatta AİHM tarafından Türk devletinin mahkum olduğu olayların bile PKK’ye mal edildiğini gördük. Ayrıca ABD, İngiltere ve Fransa’nın bazı kararları da doğrudan PKK ile ilişkilendirilmişti. Tüm bu gerekçelere karşı savunmalar yapıldı ve her bir gerekçe tek tek çürütüldü. Adalet Divanı da bu gerekçeleri haklı görerek, bu kararın hukuki bir karşılığının olmadığına ve PKK’nin bu gerekçelerle listeye alınamayacağına hükmetti.”
2018 gerekçeleri de benzer
“Davayı karara bağlamak için Adalet Divanının talep ettiği süre sınırı o günlerde son listeye de yapılan itirazla belirlendi” hatırlatmasını yapan Şakar, “Bu nedenle de 2014-2017 yılları arasındaki listeler hükümsüz kılındı. Ama 2018 listelerinin de aynı gerekçelerle açıldığını biliyoruz. Bu anlamda da başvurumuzu gerçekleştirip, alınan kararın 2018 için de uygulanmasını talep edeceğiz.”
Diğer davaları da etkileyecek
Adalet Divanı’nın kararının Avrupa ülkelerinde liste gerekçe edilerek açılan ve daha önce görülen davaları hükümsüz bıraktığını dile getiren Şakar şunlara dikkati çekti: “Tüm bu süreçlerin dışında Adalet Divanı kararı, AB liste gerekçelerinin, ABD, İngiltere ve Fransa kararlarının hukuki olmadığını, siyasi saiklerle alınan kararlar olduğunu da ortaya koymaktadır. Karar ile birlikte bu gerekçeyle kapatılan Kürt kurumlarının yasak kararlarının kaldırılıp, yaşanan mağduriyetlerden kaynaklı tazminat almasının da önünü açmıştır.”
PKK bir halk hareketidir
PKK’nin son yıllarda DAİŞ’e karşı mücadelesinin gözardı edilemeyeceğine dikkat çeken Şakar, PKK’nin terör örgütü olarak adladırılmayacağı savunmasını Adalet Divanı tarafından kabul edildiğini söyledi ve konuya ilişkin şunları söyledi: “Kararın temel olarak PKK’ye yaklaşımda kategorik bir farklılaşmanın yaşanıp, yaşanmadığını bugünden söylemek zor. Ancak PKK’nin DAİŞ’e karşı mücadelesi, Ezîdîleri katliamdan kurtarması, Ortadoğu’daki barışçıl rolü, diyaloğa açık olması ve barış süreçlerine kapı kapatmaması ve daha birçok gerekçe ile zaten terör örgütü olarak adlandırılmayacağını da ortaya koymaktadır. Avukatların bu anlamda Adalet Divanına yaptıkları savunmaların ve sundukları verilerin, Adalet Divanı tarafından kabul edildiği de görülüyor.”
ABD’nin kararının hukuksuzluğu ortaya çıktı
Adalet Divanı’nın kararının ABD’nin PKK öncülerine ilişkin son karırının hukuksuz olduğunu ortaya çıkardığını söyleyen Şakar, “PKK adına başvuru yapan Murat Karayılan ve Duran Kalkan lehine karara vermesi de, ABD’nin geçtiğimiz günlerde Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan için verdiği kararın da hukuki olmadığını ortaya koyması bakımından da oldukça önemlidir. Çünkü davaya gerekçe edilen ABD, İngiltere ve Fransa kararları da hükümsüz bırakılmıştır.”
Emsal teşkil edecek bir karar
Kararın emsal netiliğinde olup olmadığı konusuna ilişkin olarak da Avukat Mahmut Şakar şu izahatı yaptı: “Bu anlamda elimizde artık emsal teşkil edecek bir karar bulunuyor. Bundan sonra AB’nin ve bağlı ülkelerin PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak tanımlayabilmesi oldukça zordur. Çünkü PKK’nin savaşın bir tarafı olarak BM insancıl hukukunu tanıması, savaşan kanadı olan HPG’nin BM 1949 kararları ve 1977 I ve II nolu protokollere taraf olması, kendi içinde bir yargılama mekanizması olması, yaptığı eylemleri üstlenmesi, barışçıl bir güç olarak konumlanmasına daha fazla kayıtsız kalınamayacağını da net şekilde görüyoruz.
Önümüzdeki günlerde ne tür sonuçların doğacağını göreceğiz ama karar oldukça tarihi bir karar olması bakımından önemlidir, asla gözardı edilemeyecek bir karar olarak tarihe not düşmüştür.”