HABER MERKEZİ
2019 yılı kadınların, emekçilerin, gençlerin, devrimci, demokratik ve özgürlükçü güçlerinin yılı oldu. Güney Amerika’dan, Güneydoğu Asya’ya, Kuzey Afrika’dan, Ortadoğu’ya, Avrupa’ya varıncaya kadar dünyanın her tarafında ayağa kalktılar, üzerlerindeki baskı ve sömürüye karşı özgürlük ve demokrasi dediler. Böylece Reel Sosyalizmin çözülmesinden sonraki süreçte, “dünyanın sonu”, “ideolojilerin sonu” diyerek “galibiyetlerini” ilan eden kapitalist modernite güçlerine “daha son sözümü söylemedik” diyerek gür sesleriyle anlamlı bir cevap verdiler.
Aslında kadınlar, gençler, emekçiler, devrimci, demokratik, özgürlükçü güçler bu şekilde uluslararası alanda örgütlü ve güçlü olarak seslerini daha önce de her fırsatta duyurmaya başlamışlardı. Bir süredir de hemen hemen dünyanı dört bir yanında bu doğrultuda harekete geçmişlerdi. Fakat bunlar bu kadar güçlü ve bir anda bu kadar örgütlü yaşanmıyorlardı. Daha çok parçalı ve tek tek ülkelerle sınırlı kalıyorlardı. Ancak bu daha sonra yavaş yavaş aşılmaya başlanıldı. Rojava Devrimi ise bunda belirleyici bir rol oynadı. Bir nevi ırmaklar şeklinde yaşanan akışı bir ana nehre dönüştürdü. Bu şekilde Rojava Devrimi, Reel Sosyalizmin çözülmesi sonrasında devrimci, demokratik ve özgürlükçü güçler için adeta yeni milat anlamına geldi. Rojava Devrimin de sadece Kürtlerin özgürlük ve demokrasi istemleri değil, tüm dünya halklarının küresel sermaye ve kapitalist modernite güçlerine karşı “komünal, demokratik, özgürlükçü yeni bir dünya” özlemleri dile geldi. O nedenle Rojava’da sadece Kürtler değil Amerikalısından, Kanadalısına, Japon’undan, Arjantinlisine, Araptan, Farsa, Türkiyelisine vb. varıncaya kadar herkes küresel sermaye ve onun öne sürdüğü çetelere, işbirlikçi devletlere karşı savaştı. 1 Kasım 2014’de uluslararası alanda ilan edilen “Dünya Kobané Günü”de bunun tescili anlamına geldi.
Böylece 1 Mayıs uluslararası alanda işçiler ve emekçiler için nasıl bir anlam ifade etmişse, Dünya Kobané Günü de tüm ezilenler, sömürülenler, mazlumlar, özgürlük ve demokrasiden yana olanlar için öyle bir anlam ifade etti. Kapitalist moderitenin en tortu halini temsil eden soykırımcı TC devletinin Rojava Kürdistan’ına yönelik işgaline karşı, 2019 yılının, 2 Kasım gününün, “Dünya Rojava Direniş Günü” olarak kabul edilmiş olması da bu gerçekliği daha ileri boyutlara taşıdı. Nasıl 1 Mayıs’lar da “Yaşasın 1 Mayıs”, “Birlik, Dayanışma, Mücadele” vb. sloganlar farklı dillerde ortak sloganlar olarak dile getiriliyorsa, o gün de dünyanın her tarafında aynı şekilde farklı dillerde “Yaşasın Rojava Direnişi” sloganı meydanlarda haykırıldı.
Tabii, 2019 yılına damgasını vuran sadece bu gerçeklik olmadı. Asıl olarak bununla birlikte, Şili’de başlayıp, dünyanın he yanına yayılan Kadına yönelik şiddete karşı direnişler, Avrupa İşçi Hareketleri, Kolombiya, İran, Irak, Lübnan vb. ülkelerde yaşanan demokrasi ve özgürlük eylemlerinin ortak bir noktada buluşarak birbirlerinin tamamlayarak 2019 yılına kazandırdıkları anlam oldu. Böylece uluslararası alanda kadınların, gençlerin, emekçilerin, devrimcilerin, demokratik, özgürlükçü güçlerin mücadele birliği, ortaklığı sadece bir istem ve söylem olmaktan çıkarak somut bir gerçekliğe dönüştü. Her türlü sömürüye, baskıya karşı, ezilenler, sömürülenler, mazlumlar bir bütünün parçaları olarak ortak mücadeledeki yerlerini almış oldular.
2019 bu yönüyle tarihe kadınların, gençlerin, emekçilerin, devrimci, demokratik ve özgürlükçü güçlerin yılı olarak geçti. Bu şekilde Demokratik Modernite güçlerinin kendi arasında sağladıkları birlik karşısında, Kapitalist Modernite güçleri 2020 yılına büyük bir yenilgiyi yaşayarak girmiş oldular. Sadece bununla da kalmadılar. Reel Sosyalizmin çözülmesinden sonra “tek kutuplu” hale gelen dünya gerçekliğinde kapitalist modernite içerisinde, küresel sermaye güçleri arasındaki çelişki daha da şiddetlenerek, ikinci güçler üzerinden süren sıcak çatışmalara/savaşlara dönüştü. Yaşadıkları toplumsal, siyasal ve mali kriz giderek daha fazla derinleşerek adeta bir iç kutuplaşma yaşar hale geldiler. Bu yönleriyle de demokratik modernite güçlerinin dünyada yaşanan gelişmelerin akışını belirlediği 2019 yılı, “Perşembenin gelişi, Çarşambadan belli olur” misali 2020 yılının da hangi mecrada yol alacağının bir göstergesi haline geldi.
Kadınlar, gençler, emekçiler, devrimci, demokratik ve özgürlükçü güçler elde ettikleri bu kazanımlarla 2020 yılını karşılamaktadırlar. Elde ettikleri bu kazanımlar temelinde 2020 yılını da kazanacaklardır. Nasıl 1848’de Avrupa ve 1917’de Rus devrimleri ile 1968 Avrupa gençlik hareketleri dünya ölçeğinde bir başlangıçlara vesile olmuşsa, 2019 yılında Demokratik Modernite Güçlerinin elde ettikleri kazanımlar, 2020’lerle birlikte daha da ileriye taşırılacak olan mücadeleler ile yeni başlangıçların önünü açacaktır. Rojava başta olmak üzere dünyanın her tarafında Demokratik Modernite güçlerinin elde edecekleri başarı ve kazanımlarda bunun somut bir ifadesi olacaktır.
Cemal ŞERİK
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi