AMED
Gençleri dinlemeyi 90’lı yıllardan sonra tamamen siyasi sebeplerle şehir olmuş ve Amed’e katılmış Bağlar’dan başlıyoruz. Bağlar’dan da bir dönem Kürt Siyasi Hareketinin desteklediği siyasetçilerin bağımsız girdiği dönemde iki vekil çıkartan 5 Nisan Mahallesinden başlıyoruz. Başlamadan önce kısa da olsa 5 Nisan nasıl mahalle diye sorup birkaç kısa cevaptan sonra yolculuğumuza başlıyoruz.
Başlamadan önce Bağlar’ın birçok Kürt serhildanlarına ev sahipliği yaptığını öğreniyoruz. 2006 yılında şehit düşen PKK Gerillalarını kitlesel sahiplenerek Mart serhildanlığa dönüştüğüne, dönemsel olarak devlet ile halk arasında çatışmaların da yaşandığını öğrendiklerimize ekliyoruz.
Yolculuğumuz boğucu bir sıcaklık ile başlıyor. Amed’i bilenler bilir. Küçük bir bakkala giriyoruz. Sınava hazırlanan 22 yaşlarında bir genç karşılıyoruz. Hemen fark ettiriyoruz müşteri olmadığımızı. Sohbet etmeye başlıyoruz. Bir şart koşuyor. Tabiki demeden ne adımı veririm ne de kayıt isterim o zamn size her şeyi açık açık söylerim diyor. Ve başladı. Ankara’da Hukuk okumak istediğini söylüyor gülerek. Seçim diyoruz. Amed deyişiyle fasa fiso işler diyor. Ama partimiz seçime girdiği için çalıştık ve barajı geçtik. Bundan sonrası silah çözer.
Genç aslında okumanın çok fazla bir öneminin kalmadığını ama dağda gerilla varsa üniversitelerde, onların şehirlerinde de onları desteleyecekler olması önemli olduğuna vurgu yapıyor. Gencin epeyce bir okuduğu gözümüze çarpıyor. Bugünü görmenin zor olmadığına dikkat çekerek, devlet kendini yeniliyor, bu devlet yapısı içerisinde Kürd’ün yeri yok. En iyi Kürt ölü Kürt düşüncesi bu iktidar ve devlette hakim diyor. Mücadele sürecek, bu halk özyönetim direnişlerinde daha fazla bir direniş sergileseydi bugün ki durum çok farklı olacağını ifade ediyor.
Biraz yürüyüp gençlerin yoğun olduğu bir kahveye giriyoruz. Üç gencin oturup çay içtiği masaya bir selam verip oturduk. Anlıyorlar hemen gazeteci olduğumuzu. Onlarda güvenlik kaygısı taşıyorlar. Hemencecik sadece sohbet diyoruz. 24 yaşındaki genç, abê bu seçimler sadece derin devletin kendini yeni bir rejimle yenilemesidir diyerek bizi epeyce şaşırtıyor. Ne iş yapıyorsun diye sormamızla, üniversite mezunu olduğunu mühendislik bitirdiğini ama örgüt üyeliğinden dosyasının olduğundan bir iş yapmadığını aktardı. Diğer gençlerde, Sur’daki özyönetim direnişinde birçok arkadaşlarını kaybettiğini o dönem bir halk direnişine dönüşseydi belki bugün yönetimin halk olduklarına vurgu yapıyorlar. Seçimlerin bir gaz alma olduğunu, iktidarların yanlışlarını örtme ve HDP’yi baraj altına itme olarak gördüklerini belirtiyor gençler. Gençler, her şeye rağmen 67 vekilin yine her şeye rağmen Ankara gitmesinin önemli olduğuna vurgu yapılıyor.
Ayrılıyoruz Bağlardan, Ofise geçiyoruz meşhur Yüksek kahveye. Artık anlıyoruz kayıt ve isim sorma yok. Oturup çay istiyoruz. Bir genç getiriyor hemen oturmaya davet ediyoruz. Seçim dedik. Cevabı hazırdı. Abê bu seçim Kürt halkı için korkuları yıkma seçimiydi. Her korkularını yıktı hem de barajları. Özyönetim direnişlerinden sonra Kürtlerin korktuğunu düşünenlere ve devlete büyük bir cevap verdi Kürt halkı. Kürtler 24 Haziran’dan sonra yine direniş pozisyonuna geçti. Devletin yapacağı hamleleri bekliyor. Ve gülerek kendinden emince kalkıp gidiyor.
Yan masalara kulak kesiyoruz. Gündem seçim ve Kürt sorunu. Şüphesiz diyor bir genç bir gence. Dağda gerilla varsa artık bu devlet ne yaparsa yapsın sonuç alamayacak ve her gün büyüyecek Kürdün direnişi.
Ve Amed turuna çıkıyoruz. Konuşuyor selam veriyoruz gençlere. İşsizler, parasızlar ve işgal altındalar. Ama umut, direniş ve öfke görüyoruz. Efrin’i, Rojava’yı, özyönetim direnişlerini unutmamışlar. Şimdilerde de Kandil gündemde. Birçoğu nerede olduğunu bile bilmez belki ama abê devlet orada darbe yer. Gidemez oraya diyor.
Amed’de büyük bir fırtına öncesi sessizliğine bürünmüş gibi. Ne zaman patlayacağı neye paylayacağı ve sonunun ne olacağı belli değil.