HABER MERKEZİ – Hüseyin Çelebi 1967 yılında Dersimli bir ailenin ilk çocuğu olarak Almanya’da dünyaya gelir. 1938 Dersim Katliamı’ndan sonra İç Anadolu’ya sürgüne gönderilmiş, daha sonra İstanbula göç etmiş bir aileden geliyordu. Çelebi ailesinin Dersim’den başlayan sürgünlüğü yıllar sonra Almanya’da son buldu. Çocukluğundan itibaren yurtsever olan babasından çok etkilendi ve onun etkisiyle toplumsal gelişmelere ve politikaya ilgi duydu.
Belki de en belirgin özelliği asi biri kişiliğe sahip olmasıydı. Haksızlıkları yaşamının sonuna kadar hiçbir zaman içine sindiremedi ve hep karşı çıktı. Geçen yıllarla birlikte belirli politik bir birikime ulaşınca, degişik siyasi çevreler ve hatta babasıyla Sovyetler Birliğin geçmişine ilişkin kıyasıya tartışmaktan çekinmedi.
“Türküm, doğruyum, çalışkanım“ sözlerini tüm asiliğiyle tersten söyledi
Okulda en çok politika, tarih, fen bilimleri ve yabancı dillere ilgi duydu. Yabancı dillerden İngilizce ve İspanyolca öğrenmişti. O zaman Türkçe öğretmenin söylediği “Türküm, doğruyum, çalışkanım“ sözlerini tüm asiliğiyle tersini söyleyince tokat ile cezalandırılmıştı. Politik yaşamına önce SDAJ (Alman Sosyalist Işçi Gençliği) ve Sosyal Demokrat Parti’nin gençlik örgütü olan Jusos’a (Genç Sosyalistler) örgütüne ilgi duymuş, ancak önce kendi halkının sorunlarına yönelmesine dair bir bilinçlenmeden sonra 80’li yılların başında gençliği etkileyen sol-devrimci Türk örgütlerine yönelmişti. Türk Solu içerisinde Kürt sorununu tartışmaya başlamıştı. Sadece Kürtleri değil, aynı zamanda Latin Amerika ve Afrika’da acı çeken insanları da düşünmüştür.
Enternasyonalliğinden taviz vermeden şöyle diyordu: „Ben Kürt, Türk, Arap ya da Çinli olmam hiç önemli değil, önemli olan baskı görmem“. Liseli yılların sonlarına doğru edebiyata ilgi duymuş, Almanca ve Türkçe kısa hikayeler yazmaya başlamıştı.
80’lı yılların başında Hamburg’da bulunan Kürt derneğinin dış ilişkiler çalışmalarında yer almıştı. 80’li yılların ortasına doğru ise artık kendisini tamamen Kürt özgürlük hareketine vermeye başlamıştı. Ve 1985 yılında politik aktivitelerinden dolayı ilk defa tutuklanmış ve para cezasına çarptırılmıştı.
1986 yılında Dusseldorf Üniversitesi’nde Sosyoloji öğrenimi görmeye başladı. Üniversite yıllarında Kürdistan Report adındaki Almanca yayını çıkarmada önemli rol aldı. Bir süre sonra da Köln’de bulunan “Kürdistan Zentrum“ adındaki kurumda aktif olarak çalıştı. 25 Şubat 1988 yılında Almanya’nın PKK’yi izole etme çabaları çerçevesinde Hüseyin Çelebi Avrupa sorumlusu olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve iki yıl boyunca Wuppertal’da dış dünyadan tamamen izole edilerek hapis yattı.
Sosyalizm onun için güneş, hava ve yeryüzü gibiydi
Mahpusluk süresi içerisinde hukuki savunmalar üzerine yoğunlaştı. Hüseyin’in de belirleyici şekilde geliştirdiği savunmalar sayesinde diğer PKK tutsakları da kısa sürede serbest bırakılmak zorunda kaldı. 1990 yılının başında serbest bırakıldıktan sonra mücadeleye kaldığı yerden devam etti ve “Kürt Halkının Dostları“ derneğini kuruluşuna katıldı.
Alman Solcuları ile sürekli olarak Kürt özgürlük mücadelesi üzerine tartıştı ve birçok Alman bu sayede mücadeleye ilgi duymaya başladı. Sosyalizm onun için güneş, hava ve yeryüzü gibiydi, yani hayatın vazgeçilmezleri arasındaydı. Ancak bir süre sonra Alman sosyalist örgütlerinin bir çoğunu sosyal-şovenist olarak tanımladıktan sonra onlarla yollarını tamamen ayırdı.
Daha sonra 1992 yılında Güney Kürdistan’a gitti. Kuzeyden faşist Türk devleti Güney’den ise PDK ve YNK anlaşarak PKK’yi yok etmeye çalıştıkları bir dönemde gerilla olarak bu güçlere karşı savaştı. Çocukken resmini yatağına astığı Barzani’nin bir peşmergesinin kurşunu ile Güney Kürdistan’da şehadete ulaştı. Trajik olan şey, uğruna tüm yaşamını Kürt halkına adadığı halde bir Kürdün kurşunu ile şehadete ulaşması. Ona yapılabilecek en büyük kötülük buydu belki de. Tıpkı 1937 de Dersim İsyanının önde gelenlerinden Ali Şer’in bir Dersimli tarafından katledilmesi gibi.
Hüseyin Çelebi Aralık 1992 yılında yapılan YXK’nin ikinci kongresinde Avrupa’daki tüm öğrencilere örnek bir kişilik olduğu için fahri (onursal) Başkan olarak seçildi ve anısına her yıl şiir ve öykü etkinliği gerçekleştirilmeye başlandı.
Derin bir sessizlik kaplamış her tarafı
Bir karınca vızıltısı yarıyor bu sükuneti
Bir de nefes alıp verişin
Serin hava vücudunu dinç tutar
Şafak ha söktü ha sökecek
Son bir defi yoldaşına bakarsın
Elleriniz buluşur
Sonra silahına sarılırsın sımsıkı
Tetiğe gider parmağın
Karşındaki düşman mevzisi
Gelecek anın bilinçsiz sessizliği içinde
Birazdan sessizlik yarılacak
Aydın bir geleceğin gürültüsü kopacak
Hüseyin Çelebi
Hüseyin Çelebi 11 Ekim 1992 yılında Güney Kürdistan’da faşist Türk Devleti-KDP-YNK’nin anlaşmasıyla başlayan Güney Savaşı’nda ihanet ve işbirlikçi KDP peşmergelerinin kurşunu sonucunda şehadete ulaştı.
YXK’nin kurucularından olan Çelebi duruşu ve devrimci kişiliğiyle gençliğin yoluna ışık tutmaya devam ediyor. Avrupa’da yaşayan Kürt gençler onun anısına her sene şiir ve öykü etkinliği gerçekleştiriyor. Bu yıl da 29’uncusu gerçekleştirilen Hüseyin Çelebi Şiir ve Öykü Etkinliği büyük bir katılımla 3 Ekim tarihinde gerçekleşti.
Nuçe Ciwan Ajansı olarak etkinlikte yer alan katılımcılardan ve Şehit Hüseyin Çelebi’nin babası Rıfat Çelebi’den kısa röportajlar aldık. Şehit Hüseyin Çelebi’nin şehadet yıldönümünde etkinlikten bazı kesitleri sizlerle paylaşıyoruz.
Babası Rıfat Çelebi Şehit Hüseyin Çelebi’den bahsederken çocukluğundan beri devrimci, asi bir karakteri olduğunu ifade ediyor ve daha küçükken antifaşist karakterinin ön planda olduğunu vurguluyor.
Rıfat Çelebi
Hüseyin daha 6-7 yaşındayken Barzani’nin resmini duvarına asmıştı. Diyordu Kürdistan kurulursa benim baban kral ben de prens olacağım. Ben de dedim “hayır Kürdistan’da prenslik yok.” Daha 6 yaşındaydı. O, 7 yaşındayken ikimiz Hamburg’da Oswaltstrabe’de eylem yaptık. Ecevit 67 Kürdü Saddam’a teslim etmişti ve Saddam’da onları kurşuna dizdi. Biz ikimiz yalnız kiliseyi bastık 1974’de. O zaman Hüseyin 7 yaşındaydı. Daha sonra hiç bırakmadı ve devam etti.
Orta okula gittiğinde 12 yaşındayken yabancılar hakkında okul gazetesine yazı yazıyordu. Daha sonra Alman solu ve JUSOS (Genç Sosyalistler)’un gençlik kollarıyla hareket etmeye başladı.
‘Kürdistan’ı hep savundu’
Folklor öğrenmek için gitti ama sonra yapmadı. Sonra Alman sosyalist kesimine katıldı. Ama Kürdistanı hep savundu. Dünyayı savunsa da Kürdistan’ı hep savundu.
Daha sonra İzmir’e dedesi ve nenesini görmeye gittik. Kadifekale’ye gittik. Nereye gitsek de Türk soluyla çok aramız yoktu. Hep çatışıyorduk. Ama Hüseyin her zaman yurtseverdi. Annesi Türk’tür Kürt değil. Ama Hüseyin 16 yaşındayken gidip Alman soluyla kaldı. Her yere gidiyordu okulunu bitirdikten sonra. Daha küçükken de antifaşistti. Ona ‘Hüseyin komünisttir’ diyorlardı.
Lûqman Guldivê
29. Hüseyin Çelebi Edebiyat etkinliği gerçekleştirildi. Ben de Kürtçe öykü bölümünde yardımcı oldum. Bu sene Kürtçe dalında katılım geçen seneye göre azdı. 10 tane öykü geldi onlardan birkaçı da Türkiye’deki cezaevlerinden geldi. Öykülerin kalitesi, yaratımı yarıdan fazlası başarılıydı. Kürt toplumunu konu alıyordu. Değerlendirmelerimizi de ona göre yaptık. Ödüle değecek çalışmalar vardı. Teşvik içinde, iyiydi.
‘Onun bize bıraktığı mirası devam ettirmek gerekir’
Kutsal bir çalışma ve 29 yıldır devam ediyor. Hüseyin Çelebi’ye layık olacak bir çalışma çıkarmamız gerekir. Bu vesileyle Hüseyin Çelebi’yi anmak istiyorum. Hüseyin 90’lı yılların başında yönünü Kürdistan dağlarına verdi. Ve 1992 Ekim ayında şehit oldu. O da Kürt Hareketi’nde Almanya cezaevinde siyasi savunma yapan ilk kişilerden biridir. Kürt mücadelesinde ilk büyük siyasi dava olarak bilinen Dusseldorf Davası’nda siyasi savunma yaptı. Bu savunmanın okunması gerekir. Ümit ediyorum ki öğrenciler de onun zindandaki mektuplarını ve yazılarını dağıtacaklardır. Onun bize bıraktığı mirası devam ettirmek gerekir.
Bayram Balcı
25 yıldır Kürt basınında çalışıyorum, Özgür gündem’den itibaren. İsmim Bayram Balcı. Arkadaşlar bu ayki Hüseyin Çelebi Anma Etkinliği’nde öykü dalında jürilik görevi verdiler. Daha öncede basında çalışan biri olarak bir devrimci olarak Hüseyin Çelebi Etkinliğine katılan öyküleri, şiirleri takip ediyorduk, onlarla ilgili haberler yapıyorduk. Ama şunu söyleyebilirim; bu yılki etkinliğe az sayıda öykü gelmesine rağmen edebiyat ve sanat anlamında nitelik de değer yükselişine rastladım.
Daha önce ödül almış şiirleri, öyküleri de okumuştum. Bunu farkettim; 29 yıldır devam eden Hüseyin Çelebi etkinliklerinin Kürt edebiyatçılığının gelişmesinde, Kürt dilinin gelişmesinde çok olumlu katkıları oldu. Ama bundan önemlisi şunu söyleyebilirim; bu etkinliğin üzerinden 29 yıl geçmiş olmasına rağmen genç bir etkinlik. Kürdistanlı devrimcilerin, üniversite öğrencilerinin, Kürdistanlı öğrencilerin yapmış olduğu bir etkinlik. Bu bağlamda genç bir etkinlik. Tıpki Önder Apo’nun söylediği gibi “Genç Başladık Genç Bitireceğiz” sözünü de karşılayan bir etkinlik. Bu anlamda önemsediğim bir etkinlik. Bu etkinliği sürdüren ve emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Bu etkinlik sadece Şehit Hüseyin Çelebi Arkadaş şahsında, bütün Kürdistan Özgürlük Mücadelesi şehitlerini anma temelinde düzenlenmiş bir etkinlik değil, Kürt edebiyatına, Kürtçe diline; hem Kürtçe dilinde hem de Türkçe dilinde yazı yazan arkadaşların edebiyati anlamında da büyük bir gelişme sağlayacak bir çalışma.
Ama tabi bu etkinliğe Kürtçe öykü ve şiir dalında katılım daha fazla olmasını isterim. Bunun Kürt edebiyatının niteliğini arttıracağını düşünüyorum. Bu bakımdan desteklenmesi gerektiğini de belirtiyorum. Buradan bütün Kürdistanlı genç yazarlara, şairlere sesleniyorum; daha fazla bu etkinliklere daha fazla katılmalarını, desteklemelerini, güçlendirmelerini temenni ediyorum. Söyleyeceklerim bunlar.
Zilan
YXJ ve JXK adına bugün Stuttgart’ta 29. Hüseyin Çelebi Edebiyat Festivali’ni kutladık. Öğrenciler Almanya’nın dört bir yanından, İsviçre ve Avusturya’dan geldi. Türkçe, Almanca ve Kürtçe hikayeler gönderildi ve bugün onlara ödüller verdik.
Bu akşam büyük bir moral ve güç aldık. Kürt kültürü ve sanatında da bizi daha ileriye taşıdı. Heval Hüseyin’in babası da oradaydı ve bize gelecek için çok fazla motivasyon ve güç verdi. Biz de bu güç ve motivasyonla Kuzey Kürdistan’da özgürlük ve devrim için, Önder Apo’nun özgürlüğü için yola çıkmak istiyoruz. Bijî Serok Apo.
Bengin
Hüseyin Çelebi Etkinliği bugündü. Çok güzel ve sıcak bir etkinlikti. Hüseyin Çelebi’nin babası (Rıfat Çelebi) da buradaydı, hazırdı. Kürt gençlerinden isteğimiz, kendilerini unutmamaları, kültürlerini korumalı ve ülkelerini unutmamalarıdır.
Havin
Merhabalar, ben 29. olmasına rağmen ilk defa Hüseyin Çelebi Etkinliği’ne katıldım ve ilk defa Kürtler tarafından yapılan bir etkinliğe katılabildim. Çünkü Türkiye’deyken öyle bir imkanım yoktu. Kaç kişinin bir araya gelip gururla kim olduklarını söylemesi beni gerçekten çok etkiledi. Ve halên bunu yapabileceğimi düşünmüyorum, beynimde halen Kürtlüğün kötü bir şey olduğu ya da utanç verici bir şey olması var ve bundan kopmaya çalışıyorum. Bunun için ben de kültürümü öğrenmeye çalışıyorum. Böyle etkinliklerde bir sürü insan beni etkiledi. Çünkü kültürümü gerçekten öğrenebiliyorum bu beni çok etkilemişti. Özellikle Hüseyin Çelebi’nin babası (Rıfat Çelebi) ve onun söyledikleri farklı düşünmeme yardımcı oldu. Bir insan o kadar şey yaşamasına rağmen bir sürü insanın önünde durup umut verebiliyorsa gerçekten umudun olduğuna inanabiliyorum.
Etkinliğin tamamını çok etkileyici buldum ve eve gittiğim zaman düşünecek bir şeyim var artık bundan sonra ve geldiğim için de çok mutluyum.
NC// Seher Deniz