HABER MERKEZİ
Kürdistan’da 68 Kuşağının Yarattığı Gençlik; APOCULAR!
12 Mart sonrasında devrimci önderler katledilmiş, zindanlara atılmışken Önder APO devrimci sorumluluk duyarak bu gençleri örgütleme çabasına giriştiği süreçte, aslında Türkiye halkıyla Kürt halkının özgürlüğünü ve kurtuluşunu ortak mücadelede görmektedir. Daha o dönemde Önder APO’nun hedefinde ortak mücadele vardır. Ama THKP-C içindeki sosyal şoven eğilimin Kürt sorununa doğru yaklaşamama, Kürtlerin kendi öz örgütlenme iradeleriyle ortak mücadele içinde yer alma gereği ve gerçeğini görememe, Kürtleri kendi örgütlerinin eklentisi, mücadelenin destekçisi olarak düşünmesi nedeniyle Önder APO ayrı örgütlenme ve bağımsız bir mücadele yürütmek zorunda kalmıştır. Eğer o dönemde, 1970’lerin başında özellikle THKP-C içinde Kürt sorununa doğru bir yaklaşım olsa ve Kürtlerin kendi örgütleriyle, kendi iradeleriyle ortak örgütlenmenin, ortak iradenin içinde olma gerçeği görülebilseydi, Önder APO o durumda kesinlikle böyle bir ortak örgütlenme ve mücadele geliştirebilirdi. Ama ne Türkiye’deki solun sorumluluk düzeyi, Kürt sorununa yaklaşımı, ne Türkiye’nin siyasal koşulları, ne de o dönemde Kürtlerde var olan siyasi eğilimler böyle bir ortak örgütlenme ve mücadelenin gelişmesine imkan vermiştir.
Önder APO’nun 68 Kuşağının önderlerinden olduğu kesindir. Esas olarak da 68 Kuşağının anısına bağlı olarak 1970’lerde devrimci gençlik hareketini geliştirenlerdendir. Türkiye devrimci gençlik hareketini geliştirme sorumluluğu duyanlardandır. Önder APO gerçekliği budur.
Buna karşılık, Türkiye’deki örgütlerin hiçbirisi Önder APO’nun siyasi ufkuna sahip olamamıştır. Örgütlenme ufkuna olumlu yaklaşılmadığı için Önder APO 68 geleneğini Kürdistan’da ayrı bir örgütlenme ve mücadele hattıyla pratikleştirmiştir. Bu yönüyle APOCU grubun ortaya çıkmasını kesinlikle 68 Kuşağından bağımsız olarak görmemek gerekir. 68 Kuşağı Türkiye’de Denizler, Mahirler, İbrahimler şahsında devrimci örgütler ortaya çıkardığı gibi, aynı 68 Kuşağı Önder APO şahsında da -belki bir iki yıl gecikmeli olarak- APOCU’lar denen grubun ortaya çıkmasına zemin olmuştur. 1973’te Çubuk barajında kurulan APOCU’lar denen grup, aslında 68 Kuşağının Kürdistan’daki versiyonudur. 68 Kuşağının Kürdistan’da temsil edilmesidir. Tabii ki bu sadece bir gençlik hareketi değil, kültürel soykırımcı sömürgecilik altında olduğu için bir halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesini yürütme sorumluluğunu üstlenmiş bir hareket olmuştur. Nasıl ki Denizler, Mahirler, İbrahimler salt gençlik Önderleri olmaktan çıkıp bir devrimci hareket geliştirme Önderi olmuşlarsa, bu gerçekliği Kürdistan’da da Önder APO temsil etmiştir.
Diğer hareketler 12 Mart koşullarında yenilirken, Önder APO’nun onların deneyimlerinden çıkardığı dersler ve Mamak’ta verdiği sözle, öyle bir hareket başlatmalıyım ki sürekli olsun, düşmanın istediği koşullarda değil kendi yarattığımız koşullarda mücadele etsin, başarıyı sağlayacak sürekli mücadele ve bir hareket gelişsin düşüncesini 1973 Çubuk Barajındaki tutumuyla ortaya koymuştur. Aslında 1973’te Çubuk barajında ortaya konulan tutum ayrı bir Kürt örgütlenmesini ifade etmekte; öyle bir çekirdek oluşturmaktaydı. Buna karşın, Önder APO o süreçte hala Kürt örgütlenmesiyle Türkiye’deki devrimci mücadeleyi ortaklaştırma çabası içindeydi. Ortak örgütlenme, ortak hareket ve ortak mücadele geliştirme yaklaşımı vardır. Bu gerçekleşmediğinden Kürtlerin özgün örgütlenme ve öz iradelerini ortaya çıkarmaları çabası 1973 Çubuk Barajında ortaya çıkmıştır. Daha sonra ise tamamen bir ayrı örgütlenme ve mücadele gerçeği olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.
Kuşkusuz APOCU grubun bir gençlik hareketi olarak ortaya çıkmasında 68 Kuşağı ve hareketi ile Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin yürüttüğü mücadelenin etkisi kadar, o dönemde bütün dünyada büyük etkisi olan Vietnam kurtuluş mücadelesinin de büyük etkisi olmuştur. Bu iki olgu, Kültürel soykırımcı sömürgecilik altında yok edilmek istenen bir halkın devrimci gençleri olarak APOCU grubun bir gençlik hareketi olarak ortaya çıkmasında önemli moral değerler olmuş; önemli etkide bulunmuştur. Önder APO’nun siyasal düşünce ve tutumunun gelişmesinde 68’ler hareketi ile o dönemde Kürdistan’da belli bir popülerliği olan DDKO’nun etkisi de olmuştur. Esas olarak 68 Kuşağı, Vietnam hareketinden etkilenmiş, ama DDKO’nun da belirli düzeyde etkisiyle şekillenen bir hareketten söz etmek gerekir. APOCU Hareket devrimci ve mücadeleci karakteri ile özgürlük ruhunu 68 Kuşağı ve Vietnam ulusal kurtuluş hareketinden almıştır. Yine dünyadaki sosyalizmin etkisi vardır. Ama milli kimlik olarak Kürt genci ve grubu ortaya çıkması açısından da DDKO’nun kısmi etkisinden söz etmek mümkündür. Ama Önder APO’nun kimliğini, kişiliğini ortaya çıkaran 68 hareketi, onun yarattığı Türkiye devrimci gençlik hareketi, Vietnam ulusal kurtuluş savaşı ve dünyadaki reel sosyalizmin hala o dönemde süren etki gücü esastır.
APOCU gençlik grubu 68 Kuşağı ve onun temsilcileri olan Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin militan kişiliğiyle şekillenmiştir. Onların militanlığını kendisine örnek almıştır. Onların militanlığını ilk grup aşamasının moral değeri haline getirmiştir. Onların fedailiğini, başkaldırışını, yiğit duruşunu APOCU grubun militan kimliği haline getirmiş, moral değeri olarak ele almıştır. Kültürel soykırımcı sömürgeciliğe karşı ancak çok güçlü militan duygu ve duruşlarla mücadele edilebilirdi. Kültürel soykırımcı Türk sömürgeciliğine karşı sıradan mücadelelerle sonuç almak mümkün değildi. Türk devletine karşı büyük adanmışlık ve fedailik ancak Kürt halkının Özgürlük Mücadelesini geliştirebilirdi. Ancak böyle bir militanlık Kürdistan’daki sömürgeciliğe karşı koyabilir, bu sömürgeciliği geriletecek bir mücadele yürütülebilirdi. Bu açıdan da Türkiye’de 68 Kuşağı ve onun temsilcilerini örnek alırken, dünyada da büyük bir kahramanlık yürüten, fedai savaşı yürüten Vietnam’daki direnişçileri, Vietnam’daki ulusal kurtuluşçuların fedailiğini, militanlığını kendi grubunun mayası yapmaya çalışmıştır. Bu açıdan da hem 68 Kuşağı ve onun temsilcilerini hem de Vietnam’da Amerika’ya karşı büyük bir fedai ruhla direnen Vietnamlı devrimcileri, fedaileri de Kürt halkı her zaman anmak durumundadır.
Bugün ortaya çıkan PKK militanlığında, gerilla fedailiğinde böyle bir direnişçiliğin mayası bulunmaktadır. Kuşkusuz bugün gerilla yiğitliğinde, gerilla direnişinde Kürt’ün tarihteki savaşçı karakteri ve yiğitliği esas zemindir. Böyle bir zemin olmasaydı, Kürt toplumunda, Kürt gerçeğinde direnişe yatkınlık, savaşa yatkınlık, yiğitlik karakteri bulunmasaydı kuşkusuz Vietnam’daki ve Türkiye’deki bu yiğit devrimcilerin anıları, karakterleri ve duruşlarını kendi kimliğinde somutlaştıracak, kimliğinin parçası haline getirecek bir durum ortaya çıkmazdı. Var olan zeminde bu mayanın tutması, tarihteki Kürt yiğitliğinden payını alsa da, esas şekillendirenin, o mayayı, o zemini güçlü biçimde ortaya çıkaranın 68 Hareketi ve Vietnam’daki fedai direnişçilik olduğunu söylemek bir gerçekliği ifade etmektir.
APOCU gençlik hareketi böyle bir temelde tarih sahnesine çıktı. Tabii ki başta bir gençlik hareketi olarak ortaya çıktı. Ama esas olarak da Kürt halkının Özgürlük Mücadelesini geliştiren bir Özgürlük Hareketi olarak şekillendi. Önder APO’nun Genç başladık, genç başaracağız demesi, hareketin bir gençlik hareketi olarak başladığını, dolayısıyla bu hareketin mayasında bir gençlik ruhu olduğunu vurgulamaktadır. Bugün de hala PKK’deki o gençlik ruhu ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Eğer PKK’de biraz devrimci ruh kalmışsa, mücadele ruhu kalmışsa, başlangıçtaki o gençlik dinamizminin ortaya çıkardığı mücadele ruhudur, atılım ve atılganlık ruhudur. PKK zaten böyle gelişmiştir. APOCU grup gençlerle yola çıkmıştır, gençlerle örgütlenmesini geliştirmiştir. İlk önce Ankara’da bir grup genç olarak yola çıkmış, Ankara’da bir hareket oluşturacak düzeyde kendisini kadrolaştırdıktan hemen sonra da Kürdistan’a yönelmiştir. Ama Ankara’da oluşturduğu kadrolaşma çok anlamlı, çok değerlidir. Eğer bugün Kürdistan Özgürlük Hareketi bu noktaya gelmişse, Önder APO’nun bizzat eğittiği, örgütlediği ve Ankara’da bir grup olarak hazırladığı gençlerin, gençlik ruhunun ve onun ortaya çıkardığı mücadele azmi ve dinamizminin payı belirleyicidir. Hakiler, Kemaller, Hayriler, Mazlumlar hep bu grubu oluşturan genç militanların direnişçi ruhlarını, karakterlerini bu harekete vermesiyle PKK gerçeği, böyle bir Özgürlük Hareketi gerçeği ortaya çıkarmıştır. Kuşkusuz Hakilerin, Hayrilerin, Kemallerin, Mazlumların bu düzeyde dirençli olmalarını sağlatan, Önder APO’nun mücadeleci kimliği ve mücadeleci kişiliğidir. 68 Kuşağını, Mahirleri, Denizleri, İbrahimleri çok iyi temsil etmesidir. Yine sömürgeciliğe, kültürel soykırıma, dünyadaki emperyalizme, Türkiye’deki baskıcı düzene büyük bir öfke duymasıdır. Önder APO ve APOCU grup şahsında emperyalizme, Türk devletine, baskıcı ve sömürücü düzene büyük bir öfke vardır. Bir yönüyle APOCU grup gençliğin öfkesiyle, bir öfke hareketi olarak tarih sahnesine çıkmıştır.
Sömürgeciliğe, kapitalizme, emperyalizme, Türkiye’deki oligarşik faşist düzene büyük öfke duyulmasaydı gençliğin özünde, ruhunda, beyninde var olan o öfke ve Denizlere, Mahirlere, İbrahimlere, dünyadaki kurtuluş mücadelesi verenlerin anısına bağlılığın gereği olarak güçlü temsili yapılmasaydı, PKK Kürdistan’da özgürlük mücadelesinin öncü gücü haline gelemezdi. Ortadoğu’daki siyasal gelişmeleri bu kadar etkileyecek bir güce ulaşılmazdı. Demek ki bu güce ulaştıran kuruluşundaki gençlik mayasıdır. Gençlik ruhunu, dinamizmini taşımasıdır. Bu bağlamda APOCU grup bir gençlik grubu, bir gençlik hareketiydi denilebilir.
Mahirler, Denizler bir gençlik hareketi olarak başlamalarına rağmen, ağır olan Türkiye’nin sorunları karşısında gençlik hareketi düzeyini aşmış ve Türkiye’nin tüm sorunlarını çözecek bir hareket ortaya çıkarmış, bunun mücadelesini vermişlerse, APOCU Hareket de öyle olmaya özen göstermiştir. Kürdistan’daki sömürgecilik kültürel soykırımcı karakterdedir. Kürtleri tümden yok etme karakterinde olan Kürdistan’daki sömürgecilik, insanlık tarihindeki en ağır sömürgecilik, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir sömürgecilik gerçeği olduğundan, tabii ki böyle bir sömürgeciliğe karşı salt bir gençlik hareketi olarak karşılık vermek mümkün olmazdı. Bir gençlik hareketi olarak başlanmıştır, ama bu daha başından itibaren salt Kürt gençliğinin hareketi değil, bütün halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesi olarak tarih sahnesine çıkmıştır.
Yani gençliğin kendi toplumuna karşı sorumluluk duymasının en önemli örneğini APOCU grupta görebiliriz. Belki de tarihte hiçbir gençlik grubu APOCU grup kadar halkına, ülkesine bu düzeyde sorumluluk duymamıştır.
APOCU grup Ankara’da gençlerden oluşan militan, devrimci ruhlu gençlerden oluşan bir grup olduğu için hemen dinamizm ortaya çıkmıştır. Daha Ankara’dayken sayısı azdır, ama etkisi çoktur. Dikkate alınan bir gruptur. Sayısının çok ötesinde siyasi ve militan bir ağırlığı, saygınlığı vardır. Daha grup oluşum aşamasındayken, daha Kürdistan’a gelmeden Ankara’da faşistlere karşı mücadelede hiç geri durmamış, öncülük yapmıştır. Örneğin diğer Kürt örgütleri bize ne, burası Kürdistan değil, biz buradaki savaşın parçası olmayız derken, APOCU grup bunu dememiştir. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, bulunduğu her yerde Türkiye’deki devrimci gençlerle, sol gruplarla omuz omuza faşizme karşı mücadele etmiştir. Hem de aktif ve en önde mücadele etmiştir. Göğsünü siper ederek mücadele etmiştir. Bu da tabii ki APOCU grubun karakterinin şekillenmesinde etkili olmuştur.
Günümüzde APOCU Gençlik ve PKK Gerçekliği
Bugün de APOCU grup Türkiye’de de devrimci mücadeleyi geliştirmek istiyor, Türkiye’deki halkın sorunlarına ilgi ve sorumluluk duyuyorsa, bu durum Önder APO’nun çıkışı, duruşu ve APOCU grubun ortaya çıktığı dönemde Türkiye’deki devrimci mücadeleye karşı duyduğu sorumlulukla ilgilidir. Ankara’da bulunduğu müddetçe kesinlikle faşizme karşı mücadeleden geri durmamıştır. Bulunduğu her yerde etkin biçimde faşistlere karşı mücadele etmiştir. Bu gerçeklik APOCU hareketin en önemli özelliklerinden biridir. Başka Kürt grupları da olmuştur, ama hiçbirisi APOCU grubun takındığı bu tutumu takınmamıştır. Bulunduğumuz her yer bizim için mücadele alanıdır demiş ve faşistlere karşı mücadelede her zaman en önde olmuştur. Okullarda, fabrikalarda, her yerde faşistlere karşı direnişte en önde olmuştur. Bu konuda kesinlikle kendisini geri çekmemiştir. Örneğin, Siyasal Bilgiler Fakültesinde geliştirilen faşizme karşı ortak mücadele tartışmasında Önder APO, “faşizme karşı mücadelede omuz omuza biz de varız, bu mücadelenin parçasıyız diyerek tavrını ortaya koymuştur. Diğer Türk solu grupları böyle bir ortak tavrı takınamayıp parçalı bir tutum içinde olurken, kendilerini çeşitli gerekçelerle geri çekip faşizme karşı mücadele birliğinde yer almaz, tek başına hareket etme yaklaşımı gösterirken, Önder APO kesinlikle gençliğin faşizme karşı devrimci direnişinin olduğu her yerde olacağız diyerek tutumunu ortaya koymuştur. Bu da bir duruştur. Mahir Çayanların şehadetine karşı nasıl sorumluluk duymuş, o direnişi örgütlemiş, zindandan çıktıktan sonra nasıl ki Ankara’da devrimci gençliğin örgütlenmesinde birinci dereceden sorumluluk taşımışsa, Türkiye’deki devrimci gençliğin örgütlenmesinin en öndeki militanı, öncüsü olmuşsa; Ankarada faşizme karşı mücadelenin keskinleştiği bir dönemde de APOCU grup da bu mücadelenin etkin bir parçası olmuştur.
Tabii ki belirli gruplaşma belirli bir düzeyde oluşturulunca Kürdistan’a dönülmüştür. 1976 Şubat ayı Dikmen Toplantısıyla birlikte Kürdistan’a tam dönüş gerçekleştirilmiştir. Kuşkusuz ondan önce de 1974-75’te de Kürdistan’a gidişler olmuş, sınırlı çalışmalar yapılmıştır. Ama 76 Şubat toplantısıyla birlikte artık bütün kadroların Kürdistan’a gitmesi, Kürdistan’da mücadeleyi geliştirmesi kararlılığı ortaya çıkmış ve bu derhal pratikleştirilmiştir. Kürdistan’a gidilirken de hedef, gidilen yerde gençliğin örgütlendirilmesi, eğitilmesi ve kadrolaştırılması olmuştur. Bu nedenle de Ankara’dan Kürdistan’a dönüşte ilk gidilen yerler öğrenci gençliğin yoğun olduğu Antep, Amed; işçilerin yoğun olduğu Batman, Ceylanpınar; devrimci gençliğin yoğun olduğu Elazığ, Dersim, Serhat ve Urfadır. Bu açıdan hem öğrenci gençliğin, hem de işçilerin bulunduğu alanlar PKK’nin ilk örgütlenme ve mücadele alanları olmuştur. Buraların seçilmesinin temel nedeni ise gençlerden devrimci kadrolar çıkarmaktır. Bu yönüyle grup çalışmasını ilk başta da gençliğin ve işçilerin yoğun olduğu yerlerde başlatarak emekçilerden, emekçi çocuklarından militan çıkarma çalışmasıyla işe başlamıştır.
Kısa sürede de gittiği her yerde gençliği örgütlemiştir. Antep’te, Urfa’da, Batman’da, Amed’te, Dersim’de, Elazığ’da, Serhat’ta örgütlemiştir. Kürdistan’daki diğer tüm gruplardan farklı olarak gençliğe önem veren, gençlikten kadro çıkararak aktif mücadele eden bir hareket olmuştur. APOCU hareketin başta bir gençlik grubu olarak şekillenmesi, daha sonraki APOCU hareketin ve PKK’nin de çok genç, dinamik bir hareket ve parti olarak mücadeleye atılmasını beraberinde getirmiştir.
APOCU Hareket 1973’ten 78’e kadar esas olarak bir gençlik hareketidir. 1978’deki Hilvan mücadelesiyle birlikte durum değişmiş, köylere kadar yayılmıştır. Yine 1978’e gelindiğinde Batman’da, Ceylanpınar’da, Antep’te işçiler içinde de önemli bir gelişme sağlanmıştır. Ama esas olarak partinin kuruluşuna kadar çalışmanın ağırlıklı bölümünün gençleri örgütleme, genç kadroları ortaya çıkarma olarak değerlendirmek mümkündür. 1977’nin başında Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Birliği adında bir gençlik örgütünün kurulması da bu gerçekliğin kanıtıdır. Daha başlangıçta bile ağırlıklı olarak gençlerden oluştuğu için bir gençlik hareketi olarak mı ortaya çıksak? gibi bir yaklaşım görülmüş, bu çerçevede bir gençlik grubu kurulmuştur. Bu grubun örgütsel ağının oluşturulması ve yaygınlaştırılması için de önemli bir çaba harcanmıştır. Aslında daha sonraki tüm gençlik örgütlenmelerimizin temelinde de bu örgütsel oluşum vardır. Özellikle de YCK-nin hala çokça bahsedilen devrimci militan duruşu da bu tarihsel mirasın ürünüdür.
APOCU gençlik grubunun geliştiği tüm il, ilçe, mahalle ve köylerde faşistlere karşı pratik mücadele içinde edinilen deneyimlerle sömürgeci asimilasyona, uyuşturucuya, fuhuşa, hırsızlığa, istismara, kumara, alkole karşı; özetle toplumun ahlaki ve politik tüm değerlerine karşıt temelde gelişen özel savaş uygulamalarına karşı yoğun bir mücadele geliştirilmekteydi. APOCU gençliğin toplumun gönlünde yer edinmesinde bu pratik mücadelenin belirleyici yeri ve önemi vardı. Ne söylediğinden çok ne yaptığına bakarak yaklaşımını belirleyen Kürt ve Kürdistan halkları toplumun değerlerine sahip çıktığı içindir ki toplum tarafından kucaklanmıştır. 1978’e gelindiğinde mücadelenin ulaştığı düzey ihtiyaçları, artık bir gençlik hareketiyle karşılanamayacak boyutlara varmıştı.
Kürdistan ve Türkiye’nin ağır sorunlarına salt bir gençlik hareketiyle cevap vermenin artık mümkün olmadığı, genç kadrolardan oluşan bir Özgürlük Hareketi’nin, devrimci bir hareketin geliştirilmesi ve partileşmesinin daha doğru olacağı düşüncesine varılmıştır. Devrimci gençlik hareketinin Önderi Haki Karer’in katledilmesine kadarki süreçte Kürdistan Özgürlük Hareketi önemli bir kadro potansiyeline ulaşmıştı. Toplumun geniş kesimlerini etkileyecek bir düzeye ulaşmış olan Hareket için, Haki Karer yoldaşın şehadetinden sonra partileşme ihtiyacı açıkça görülmekteydi. Bu temelde partileşme çalışmalarına ağırlık verilerek partileşme sürecine girilmiştir.
Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi
https://www.nuceciwan18.com/2019/05/02/68-genclik-kusagi-ve-apocu-genclik-1/
https://www.nuceciwan18.com/2019/05/03/68-genclik-kusagi-ve-apocu-genclik-2/
https://www.nuceciwan18.com/2019/05/04/68-genclik-kusagi-ve-apocu-genclik-3/