HABER MERKEZİ – HBDH 6. kuruluş yıldönümü vesilesiyle DKP/BÖG Merkez Komite Üyesi Mustafa Suphi, MKP/HKÖ savaşçısı Renas Deniz ve TKP-ML/TİKKO’dan Meral Berna çeşitli açıklamalarda bulundu. HBDH’ın 5 yıllık süreci nasıl geçirdiği ve bundan sonraki dönem görev ve sorumluluklarının neler olduğuna ilişkin bilgi verdi.
Birleşik Devrim Hareketinin 6. Yılındaki hedeflerine vurgu yapmadan önce 5 yıllık direniş tarihimizde belli başlıkları öne çıkarmamız gerekir diyen DKP/BÖG Merkez Komite Üyesi Mustafa Suphi şunları belirtti:
“Garê en son düşmanı her şekilde boşa çıkartan ciddi bir tarihtir”
“6. yıla girerken 5 yıllık direniş tarihimizin bir slogan olarak değil kanla direnişle ve her türlü mevzide siper yoldaşlarıyla ortak ve en nitelikli bir askeri güçle konumlanışıyla geçmiştir. Türkiye Devrimci Hareketi Emperyalizmin bölge politikalarına ve Türkiye egemenlerinin Kürt Özgürlük Hareketini çökertme ve içerisinde bulunduğu kriz doğrultusunda işçi sınıfı, ezilen halklar ve kadın mücadelesine karşı yürüttüğü en barbar soykırım ve yok etme politikalarına karşı stratejik bir duruş geliştirmiştir. Bu strateji Kürt özgürlük hareketi ile Türkiye devrimci hareketinin ortaklaşması ve bunun yarattığı ideolojik, politik, askeri güçle Emperyalizmin Ortadoğu politikalarına ciddi bir darbe vurma hedefi vardır.
Bizler, Birleşik Devrim Hareketini oluşturanlar, devrimciler bu 5 yıllık direniş tarihinde bu savaşın her cephesinde 4 parça Kurdistan ve Türkiye’nin bütün metropollerinde bu en nitelikli düşmana karşı Kürt Özgürlük Hareketi ile kurduğumuz stratejik ittifakın yarattığı politik, askeri bilinç ve Türkiye devrimcileri olarak Proleterya’nın kurtuluşunun ezilen halklarla hattı örme somut koşullar itibari ile Türkiye egemenlerine en büyük darbeyi vurduğumuz ve 2021’in Türkiye faşizminin yıkılacağı bir yıl sloganının bir ütopya değil Garê’de en son ölümsüzlerimiz ve o mücadeleye katılan bütün yoldaşlarımız tarafından belirlenmiş, düşmanın niteliğini her şekilde boşa çıkartan ciddi bir tarihtir. Bunun bilinci ile hedeflerimize doğru bakmalıyız. Bunu şurdan vurgulamak istiyoruz; bu savaş itibariyle Türkiye egemenleri ve faşist iktidarının Türkiye işçi sınıfına, Kürt halkına ve Kürt Özgürlük Hareketine yönelik çökertme planı, yürütülen bu direniş, birleşik hareketin onlarca verdiği ölümsüz ve Kürt Özgürlük Hareketinin verdiği binlerce şehit ve ölümsüzlerle boşa düşürülmüştür.”
“Garê bizim için bir çizgidir”
“Birleşelim bir slogan değildir. Birleşik Devrim Hareketi direnişle, şehitlerle Türkiye işçi sınıfı ve ezilenlerin temsilcileri ve Kürt halkının Özgürlük gücünün temsilcileriyle örülmüş ve yıkılması mümkün olmayan bir çizgi ve bir hattır. Bütün teknik ve barbar savaş politikalarına rağmen bizim direnişimiz karşısında çözümsüz ve çaresiz kalmışlardır. Garê bizim için bir niteliktir, bir çizgidir. 2021’de faşizmi yenme noktasında Garê’de koyduğumuz son çizgi bizim için önemli bir noktadır.
Başta partimiz olmak üzere birleşik hareketin görevi bu savaş politikalarını yürütemez hale gelmesi için bulunduğu mevzilerde, bütün savaş alanlarında geçmiş tarihine ve şehitlerine olan borcu itibari ile en nitelikli konumlanmasını sürdüreceği gibi başta Kürt Özgürlük Hareketinin yaratmış olduğu direniş ve devrim tarihinden, politik ve askeri birikimlerinden aldığı deneyimler ve öğrenimlerle bu savaşı Türkiye metropollerine taşımak zorundayız. 2021 faşizmin yıkılacağı, Türkiye Devrimci Hareketinin ise sistemle çatışan, sistemi sorgulayan, binlerce insanın ve proleter bilincin buluşacağı bir yıl olarak ilan ediyoruz.
Bizler şehitlerimizden aldığımız görev ve 5 yıllık mücadele tarihimizin bizde yarattığı politik ve askeri birikim bunun için yeterlidir. Birleşik devrim ve birleşik mücadele bir slogan değildir. Birleşik devrim ve birleşik mücadele binlerce insanımız ve ölümsüzlerimizle yazdığımız büyük bir tarihtir ve birikimdir. Bunun bilinciyle “Faşizmi Yıkacağız, Proleterya diktatörlüğünü için Türkiye işçi sınıfı ezilen halklarıyla buluşacak ve bunu devrime taşıyacağımız bir süreç önümüzde görevdir.”
Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin 6’ncı mücadele yılını devrimci duygularla selamlıyoruz diyen TKP-ML/TİKKO üyesi Meral Berna şunları belirtti:
“Faşist güçlerin birleşerek her geçen gün daha d yükseldiği bir süreçten geçerken. Birleşik bir devrimci hareketin önemi artmaktadır. HBDH ve KBDH böylesi bir süreçte kurularak Türkiye ve Türkiye Kurdistan’ında da ciddi bir ihtiyaca cevap olmuştur. Kürt ulusal sorunu hem Türkiye Kurdistan’ı hem de diğer parçalarda yaşanan savaş ve gelişmeler sayesinde doğurduğu sonuçlardan kaynaklı olarak, faşist rejimi dikey ve yatay düzeyde kesen özellikleri ile ağırlık taşıyan bir olgu haline gelmiş ve halk savaşının esas mücadele alanını kaplayan boyutuyla da sınıf mücadelesinin geleceğine, ciddi derece de etki de bulunacak bir özellik kazanmıştır.
Bu gerçeklik bir çıkış noktası haline getirilmeden, ileriye doğru yürümenin mümkün olamayacağı görülmek zorundadır. Sorunun sistemin ana dayanaklarına bağlanan zincirleri, sınıf mücadelesi ile iç içe geçmiştir. Bu durum bilince çıkarılmadan atılan her adım, eksik kalacaktır. Devrimciler ve komünistleri, Kürt ulusal sorunu ile ilgili tavırlarını gözden geçirmeye, pratiklerine öz eleştirisel yaklaşmaya, Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi ve somut olarak HBDH ile ilişkilenerek, soruna doğru özel bir politika belirlemeye iten esas neden budur.
“HBDH’ın örgütlemesi ve her alanda güçlendirmesi zorunludur”
Ağırlığını giderek artıran karakteri ile bu sorun ekseninde büyüyen çelişkiler yumağı, diğer alanları da etkisi altına alan bir derinlik yaratmış. Ve sistemi tehdit eden bir öncülük statüsüne taşınmıştır. Bu hakim sınıfların bütün programlarını açıkça akseden, bütün pratikleriyle dolaylı ya da dolaysız biçimde kesişen boyutlarıyla böyledir. Kürt sorunun gelinen aşamada rejimi her açıdan zorlayan rolü beraberinde faşist diktatörlüğün savaş ikliminden beslenme yoluyla, kendisine meşruiyet yaratma çabalarından sınıf mücadelesine müdahale politiklerindeki yöntem ve taktiklerine kadar, belirleyici bir düşman olgusu yaratmış durumdadır. Öyle ki rejim Kürt hareketinin sadece ülke içerisindeki mücadelesini değil, sınırları dışındaki kazanımlarını, mevzi elde etmesini kendi varlığı açısından bir beka sorunu olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla Kürt sorunu dediğimizde şiddetli ve çarpıcı bir biçimde etkileyen bir sorundan bahsettiğimiz bilinmelidir. Devrimciler ve komünistler açısından, tamda bu nedenle taktik sürece hizmet eden, dönemsel politikanın toplumda bulunan çelişkilerine seyrine göre şekillenmesi gerektiğindendir ki Kürt sorununu önde tutan bir yaklaşım ile geliştirilmesi ve bunun somut ifadesi olan HBDH’ın örgütlemesi ve her alanda güçlendirmesi zorunludur.
Yine kadınların, işçilerin, emekçilerin ve gençliğin erkek egemen burjuva sistem karşısında birlikte hareket etmesi ve faşizmin yıkılabilmesi açısından HBDH gibi bir birliktelikleri önemli bir olanaktır.
HBDH Türkiye Devrimci Mücadelesi açısından oldukça kullanışlı bir devrim aracıdır. HBDH mücadelesinin birleşik karakteri, Rojava Devrimi’nde sınanmış siper yoldaşlığı üzerinden, tarif edilebilecek bir nitelik olarak öne çıkmış durumdadır. Devrimci ve komünist hareketin tarihine baktığımızda, devrimci eylem birlikleri ve de ittifaklar noktasında, olumsuz pratiklerin yanı sıra olumlu pratiklerde görürüz. Bugün bu olumlu pratiklerle derinleşme görevi ile karşı karşıyayız.”
2016 12 Mart’ında kurulan Halkların Birleşik Devrim Hareketi, kurulduğu ilk gündeki kararlılığını ve inancını koruyor diyen MKP/HKÖ savaşçısı Renas Deniz ise son olarak şunları belirtti:
“O zaman verdiği röportajda Kinem yoldaş şuları söylemişti; HBDH milyonların özlemidir. Evet, bu doğrudur. HBDH milyonların özlemi olmaya devam ediyor. Bizler bu özlemi pratikleştirmek ve geliştirmek için kararlı ve militan duruşumuzdan taviz vermeyerek ilerleyeceğiz. Aradan 5 yıl geçti. Faşizmin tüm imha saldırılarına, bölüp parçalama çabalarına rağmen birleşik mücadelede, milyonları birleştirmede ısrarlı oldu. Devrimimizi örgütlü halk isler ile birlikte mücadele ettik. Duygularımızı, kinimizi, öfkemizi, acılarımızın ve kazanımlarımız ortaklaştırdık, ortak bir davranış kültürü oluşturmaya yaşatmaya çalıştık ve bu noktada da çok önemli deneyimler elde ettik.
Faşizm en zorba, en sinsi, en vahşi şekilde elindeki tüm imkan ve araçları kullanarak Birleşik mücadele güçlerine saldırdı, tuttukladı, katletti. En değerli yoldaşlarımızı bizden aldı. Her türlü yalanlarla hatlarımızı aşmaya, hakları bizden uzaklaştırmaya çalıştı. Halkı iş birlikçiliğe, muhbirliğe zorlayarak devrimcilerle karşı karşıya getirmeye çalıştı. Devrim mücadelemizi engellemeye, devrimcilere diz çöktürmeye, teslim almaya, halkların etrafındaki kuşatmayı daha da büyüterek devleti faşist iktidarı yenilmez göstererek ve halkı, devrimcileri biat ettirmek için her yolu, denedi ve denemeye devam ediyorum. Fakat ne oldu? Faşizm başkanları milyarlarını harcayarak ürettiği askeri tekniğe rağmen devrime, devrimcilere geri adım attıramadı, diz çöktüremedi, teslim alamadı. Ne gerillayı bitirebildi neden milislerimizin şehirlerdeki varlığını ve eylemlerini engelleyebildi.
Yani direnişinde de görüldüğü gibi artık elindeki tekniğin de bir gün kalmadı. Gerilla taktiği ile tarzıyla akıl ve cesareti ile bu tekneyi boşa çıkarttı. Kendini yenileyerek, eğiterek, sürece hazırlayarak mücadeledeki stratejik yerini bir kez daha gösterdi. Tam bitirdik dedikleri anda şehirlerde kendilerini güvende saydıkları yerde çıktık. Karşılarına buradayız, ensenizde izledik. Şehir milisleri ile önemli bir deneyim ve birikim elde ettik.
“Baskılara, tutuklamalara, rağmen direnişleri engelleyemedi”
Eylemlerimizle egemenlerin kabusu olduk. Şehirlerde yorumlar önlem tedbir almasına, polis benim içi özel güvenlik, sivil istihbarata özel istihbara harekete geçirilmesine her köşeye MOBESE’ler, kameraların yerleştirilmesinden de haberi eylemlerimizin engellenemedi aksine eylemler gün geçtikçe arttı ve daha da artacak. Nitelikli, isabetli ve daha etkili eylemlerimiz gelecek. Hakların mücadelesini engelleyemedi kadınları, gençleri, çevresine, doğasına sahip çıkan kitleleri, işçileri, Kürtlerin direnişlerini kıramadı. Baskılara, tutuklamalara, kayyumlar’a sokağa çıkma yasaklarına rağmen ne direnişleri engelleyebildi ne de sokakları engelleyebildi. Aksine hakların tepkisi daha da artmış, birikmiş durumda.
Kadın mücadelesi iktidarın zayıf karnı durumunda. Muhafazakar aile yapısı karşısında kadın mücadelesini çıban başı görüyor. Kadınlar ise geri bana bakmıyorum, tafiz veriyor, keza gençlik içinde aynı şeyler geçerli. Sorgulamayan, itaat eden, şükreden, dindar gençlik yaratmak istiyorum. Bu yüzden de gençliğe eğitim kurumlarına, üniversitelere aydın, ilerici akademisyenlere saldırıyor. Ne var ki ne gençler ne de ilerici demokrat aydın akademisyenler geri adım atmıyorlar. Aynı şekilde çevre mücadelesi içinde bunları diyebiliriz. Diyebiliriz ki faşizm saldırılarını yoğunlaştırarak bitirebileceğini, sindirebileceğini zafer kazanabileceğini hesapladı, teslim almak diz çöktürmek istedi. Başaramadı. İktidarın ömrünü uzatmak için bu gerekliydi. Fakat faşist iktidar bunu başaramadı ve kendisi çözülme, gerileme sürecine girdi. Tam bu süreçte bizlere karşı bir hamle, devrimci seferberlik başlattık. Bu aynı zamanda 5 yıllık birikimimizi elde ettiğimiz ortak deneyimimizi yeniden ama bir adım daha ileride örgütleyerel birleşik mücadelemizi ileriye taşıma devrimci hamlesiydi. Anlamlı ve gerçekçi bir hamleydi. Tüm mevzilerde mücadeleyi bir adım daha ileri taşıma, halkları, en geniş birliktelikler için de faşizme karşı mücadelede bir araya getirme, faşizme daha etkili darbeler vurma hamlesidir diyebiliriz.
“Gerillamızın Garê direnişi ve zaferi hamlemize büyük bir moral destek kattı”
Devrimci seferberlik hamlemiz emin adımlarla başarı ile ilerliyor. Gerillamızın Garê direnişi ve zaferi hamlemize büyük bir moral destek kattı. Şehirlerdeki milslerimizin süreklileşen eylemleri hamlemizin en etkili gücü durumunda. Hem gerillalarımızın, hem de bir milislerimizin faşizme vurdukları her darbe önemli ve anlamlıdır. Onları yürekten selamlıyoruz. Bitirdik, köklerini kazıdık diyorlardı. Oysa biz her yerdeyiz. Ummadıkları yerde beklemedikleri anda milislerimiz, gerillalarımız her yerdedir ve hakları mücadelesi direnişleri daha da gelişiyor, yaygınlaşıyor ve güçleniyor. Mücadeleler direnişler birleşiyor. Birleşik mücadele gelişiyor. 5 yılın devrimci birikimidir, bu ortaklaşmış deneyimdir ve daha da gelişecektir. Bunu faşizm dahil hiçbir gerici güç engelleyemez.
HBDH milyonların özlemidir. Milyonların birleşik mücadele örgütüdür. Faşizme karşı mücadelenin öncü direniş mevzisidir. Faşizme karşı yoldaşlaşma karargahıdır. Bu inanç ve kararlılıkla haklarımıza, yoldaşlarımıza, siper yoldaşlarımıza 6 kavga yolunda başarılar diliyoruz. HBDH ile daha fazla dayanışmaya, aktif olmaya çağırıyoruz.”