Tecride karşı açlık grevindeki İmam Şiş, Newroz’u kutladı, “Asla teslim olmayacağız” mesajını verdi.
GALLER – Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla Galler’in Newport kentinde 95 gündür açlık grevi direnişinde olan İmam Şiş, Newroz vesilesiyle yazılı mesaj gönderdi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜN KOLAY ELDE EDİLMEDİĞİNİ BİLİYORUZ’
Şiş, şunları kaydetti:
“Tüm Kürt halkının, Önder Apo’nun ve tecridi kıracak faşizmi yerle bir edecek olan tarihi açlık grevi eyleminin öncüsü olan Leyla Güven ve tüm diğer açlık grevi direnişçilerinin Newroz’unu kutluyor, barbarlığa ve zulme karşı isyanın adı olan Çağdaş Kawa Mazlum Doğan, Zekiye, Sema, Rahşan, Berivan ve Ronahiler’in izinden giderek yıldızlaşan Zülküf Gezen yoldaşın şahsında tüm Newroz şehitlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor ve tüm şehitlerimizi sevgi, özlem ve minnetle anıyorum.
Dost düşman tüm herkes bilsin ki; hiçbir direnme imkanının bırakılmadığı şartlarda bile ‘yaşamak direnmektir’ diyerek özgür bir yaşamın mücadele edilmeden kolay elde edilecek bir şey olmadığını, yaşamını feda ederek bizlere öğreten büyük Newroz şehidimiz Mazlum Doğan yoldaşın bizlere miras bıraktığı gibi; ‘Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür’ şiarını yeni dönemde de her zaman yaşanması gereken bir yücelik nişanesi olarak hep sırtta taşıyacak ve bir özgürlük meşalesi olarak, bu şiarı zafere ulaştırana kadar da dilden dile gezdirmeye devam edeceğiz.
‘ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ’
Yine dost düşman herkes çok iyi bilsinki; tüm açlık grevi direnişçileri olarak; Önderliğimiz ile özgür yaşayacağımız bir yaşamın uğruna belki bu uğurda direnirken bizler de yaşamlarımızı feda edeceğiz, ama biz Kürtler için karanlıktan başka, kölelikten başka bir şey vadetmeyen zulümkâr Dehaklar’ın bu soykırımcı faşist ulus-devlet sistemine ve kapitalizme karşı asla teslim olmayacak ve direnerek er yada geç tüm insanlığın kardeşçe özgür, eşit ve adil yaşayacakları bir yeryüzünü tüm dünyada Önder Apo’nun paradigmasını kendine rehber edinmiş olan yoldaşlarımızla birlikte hep beraber inşa edeceğiz.
Hiçbir şey yok iken, yani sadece hiçlik var iken karanlıkta patlayan küçücük bir ışıktan çıkan enerji ile zamanı başlatan bilimsel yöntemden tutalım da, karanlığı temsil eden xwînxwar Dehak’a karşı özgürlük ateşi yakarak yaşamı yaratan Demirci Kawa’yı sembolleştiren mitolojik yönteme, köleci Roma ve Mekke iktidarlarının zulmüne karşı Tanrı veya Allah’ın soyut varlığına inanarak, kendi somut varlığını kutsayan toplumların kardeşliğini ve paylaşımını esas alan İsa ve Muhammed peygamberlerin dinsel yöntemine kadar, tüm bu hakikat yöntemlerinin bizlere verdiği tek bir ortak mesaj vardır ve o da şudur; zulmün ve yok edilişin olduğu yerde karanlığa karşı ışık, Dehak’a karşı Demirci Kawa, Muaviye ve Roma’ya karşı Muhammed ve İsa, Faşizme karşı Mazlum olunmadan var olunamaz.”