HABER MERKEZİ-İran’ın dayattığı kıyafet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Eylül 2022’de Kürt genç kadın Jina Emini’nin katledilmesinden bu yana benzeri görülmemiş protestolar yaşandı.
Eylemlerden sonra bazı İranlı siyasetçiler, kadın düşmanı baskıcı kuralların gevşetildiği ve ahlak polisinin feshedildiğini iddia etti ancak hiçbir zaman resmi olarak doğrulanmadı.
Af Örgütü’ne göre eylemlerin yoğunluğu azaldıktan sonra nisan ayından bu yana yetkililer kadınlara karşı yeni bir baskı kampanyası başlattı.
Af Örgütü hazırladığı raporda, “İran’daki yetkililer, başörtüsü takmayı zorunlu kılan aşağılayıcı yasalara meydan okuyan İranlı kadın ve kızlara yönelik baskıyı çarpıcı biçimde artırıyor” dedi.
1979’dan bu yana kadınlar başlarını ve vücutlarını dizlerinin altına kadar örtmek zorundalar. Ancak protesto gösterilerinden bu yana, birçoğu bu kuralları çiğniyor ve günlük görevlerini başları açık bir şekilde yerine getiriyor.
Temmuz ortasında İran polisi, ülke genelinde başörtüsü zorunluluğunu getirmek için devriyeleri arabayla ve yaya olarak yeniden başlatacaklarını duyurdu. Bu kuralları ihlal eden kadınlar ağır cezalarla karşılaşıyor.
İran polis sözcüsüne atfedilen rakamlara atıfta bulunan Af Örgütü’ne göre, 15 Nisan ile 14 Haziran arasında, “arabalarında başörtüsüz fotoğraflanan kadınlara yönelik uyarı mesajları içeren yaklaşık bir milyon kısa mesaj gönderildi”.
Rapora göre, “133.174 SMS araçların (geçici) hareketsiz bırakılması” talimatını içerirken, 2 bin araca “el konuldu” ve ihlal tekrarında bulunan 4 bin kişi hakim karşısına çıkarıldı.
Af Örgütü, örtünme zorunluluğuna ilişkin yasaları uygulamadığı için yüzlerce iş yerinin kapatıldığını ve kadınların eğitim sistemine, bankacılık hizmetlerine ve toplu taşımaya erişiminin engellendiğini kaydetti.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, “Ahlak polisi İran’a geri döndü” diye tepki gösterdi.
Callamard, baskının kuralların dayatılması için “kitlesel gözetleme teknolojilerinin arttırıldığına” da dikkat çekti.
Callamard, “İranlı yetkililerin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskılarını yoğunlaştırmasını uluslararası toplum öylece oturup izlememeli” dedi.