HABER MERKEZİ – Eylem, Zilan arkadaşın şahadet yıl dönümü olan 30 Haziran da ‘Botan Şehitlerinin intikamı’ adı ile saat 23.00 da başlayacaktı. İki gün öncesinden ayrılan gruplar bu saatte eylemdeki yerlerinde hazır olacaktı. İçin de iki yüz askerin bulunduğu tepe ye imha amaçlı yöneliyorduk. 5 saldırı ve 3 saldırı- savunma grubunun yanı sıra ağır silah grupları ve uzak savunma grupları da vardı. Eylem saati yaklaştıkça heyecanımız ve merakımız artıyordu.
Bu eylemde tek kaygımız vardı. O da grupların yerini almadan önce görüntü vermeleri ve düşmanın bizden önce harekete geçmesiydi. Korktuğumuz şeyde başımıza geldi eylemi başlatacak olan birinci savunma grubu yerini almadan görüntü verdi ve düşman grubu vurdu. Grup mevzilendirmesini yapmadan, düşman vurunca sistemleri biraz dağıldı. Ayrıca ilk tank atışı ile Sılav arkadaş şehit düşünce yeniden mevzilenemediler. Diğer iki savunma grubu yerini almıştı. Ve onlara düşmanı vurma talimatı verildi. Özelikle kahraman arkadaşın sorumlusu olduğu savunma grubu, düşmanın 20 çadırı ve iki nizamiyesine çok yakın bir yerde mevzilenmişti. Bu grup çok etkili bir şekilde çadırlardaki düşmanı vurdu. Bu vuruşlarda tepe komutanı da öldüğü için tepeleri koordinesiz kalmıştı. Kendi cihazlarındaki muhabere adeta Osyan’a yalvararak yardım istiyorlardı.
Eylem planlama saatinden yarım saat önce başladığı için saldırı grupları yerini alamamıştı. 5 saldırı grubundan sadece en son harekete geçecek olan grup yerini almıştı. 4 grup uzaktı ve kısa bir süre içerisinde yerlerini alamayacaklarını söyleyince gruplara geri çekilme talimatı verildi. Bu eylemde zorlama yaratan bir meselede bağlantı sorunuydu. Cihaza çıkan arkadaşlar yerlerini almadığını söylüyordu. Yerlerini alan arkadaşlarda cihaza çıkmıyorlardı. Kahraman arkadaşın cihazında bir sorun çıktığı için, eylem başladıktan ancak 13 dakika sonra konuşabildik. Büyük bir coşku için de gelen tekmilinde yoğun bir şekilde çadırları vurduğunu söylüyordu. Cihazları dinleyen bütün arkadaşlara moral veren kahraman arkadaşın bu sözleri, duyacağımız son sözleriydi. Çünkü mevziden mevziye koşan kahraman arkadaş, düşmanın korku ve panik içerisindeki rast gele kurşunlarına denk gelmişti. Onun cihazını alan arkadaşlar kahraman arkadaşın yaralandığını söyleyince hemen oraya Dr. arkadaşı gönderdik. Meğerse birkaç dakika sonra şehit düşmüştü. Genel arkadaşlar etkilenmesin diye cihaz da söylenmemişti. Ertesi gün şehit düştüğünü öğrendik, tepe de süren çatışmada iki arkadaş şehit düşmüştü. Düşmanın ise 24’e yakın kaybı vardı.
Gece yarısı Osyandan yardıma gelen çeteler de vuruldu ve 3 korucu öldürülmüştü. Ayrıca takviye getiren helikopterler de doçkalarla vuruldu. Ve geri dönmek zorunda kalmışlardı. Eylem sabote olmuş olmasına rağmen, düşman felç olmuştu ve neye uğradığını şaşırmışlardı. Böylesi bir eylemi hiç beklememişlerdi. Eylemden sonraki havamız sabaha kadar farklıydı. Ta ki düşman kendi basının da ondan fazla kaybımızdan bahsedene kadar oysa akşam bir şehidimiz ve bir yaralımız vardı. Bu haberlerden sonra tekrardan gruplarla bağlantı kurmak istedik. Görüntü veren grupların sorumlusu arkadaşlar 8 arkadaşın kopuk olduğunu söyleyince adeta şok olduk ve sözlerimiz kursağımız da kaldı. Eylem gecesi tüm gruplar yerinden çıkıncaya kadar bağlantımız vardı. Ve kimse böyle bir tekmil vermemişti. Bir grubun kaldığı söylenseydi. Tepenin etrafını bırakmayacaktık ‘nasıl olsa onlarda gelir’ denilerek cihazlara yansıtılmak istenmişti. Fakat grup tepenin altında, düşmanın denetiminde bir yerde sabahlayınca çıkamamışlardı. Düşmanda sabah erkenden aldığı darbenin hıncı ile grubu kuşatmaya almıştı. Büyük ihtimalle kimyevi maddelerin kullanıldığı bu çatışma da 8 arkadaş şehit düşmüştü. Cenazeleri yanmış, parçalanmış olması ve iki arkadaş dışında cenazelerin toplu gömülmesi kendi vahşetlerinin göstergesiydi.
Bazen öyle anlar olur ki: tebessüm mat olur, sevinç donar ve sözler boğazda düğümlenir. Sadece gözler konuşur ve sesiz bir diyalog başlar gözlerin dili arasında, bu bakışlarda geri de kalan birkaç gün öncesine ait diyaloglar, görüntüler ve anılar dolaşır. Yeminler, haykırışlar ve o anda orada hazır olmayanlar hatırlanır. Daha birkaç gün öncesinin coşkusu, morali ve gidenlerin intikam yeminleri dillenir bu sözsüz diyaloglarda, bir hesaplaşma yöntemimiz ve ‘keşke’lerin hüküm sürdüğü bir vicdan sorgulamasıdır. Militanca bağlılık, yoldaşlık dediğimiz duygu ve bilinç bu sözsüz diyalogun en ince derinliğidir. Sanık sandalyesinde pişmanlıklarımızı yargıladığımız lal olmuş diyaloglarda.
Niçin oradan çıkmadıklarını sadece kendilerinin bildiği 8 arkadaş orada şehit düşmüştü. Yıllarca savaş ortamlarında kalmış Havin Çırav arkadaş, 2009 yıllında büyük bir moralle Botana geçen Herekol Kemal, Ali ve Mahsun arkadaşlar iki üç yıldır. Sahadaki çalışmalara aktif katılan Azad, Hebun ve Şahin arkadaşlar orada şehit düşmüşlerdi. Neydi onları orada düşman kontrolünde bırakan sebep? Yorgunluk muydu acaba? Yoksa eylemin sabote olmasını mı? Gururlarına yedirmemişlerdi? Bu şahadetler kadar tüm arkadaşları üzen başka bir konuda bu cevapsız sorulardı işte,
Büyük bir coşku ile başlayan Akir eyleminde böylesi talihsiz ve hak edilmemiş şahadetler tüm arkadaşlar üzdü. Örgütü ve halkı zorladı. Hatta büyük bir darbe yemiş düşmanın kayıplarını bile görmezden geldik. Genelkurmay başkanı ve tüm kuvvet komutanlarıyla, devşirme Kılıçdaroğlunun ertesi gün tepeyi ziyaret etmeleri de yediği darbenin göstergesiydi. Düşman gerçekten de şok olmuştu. Böylesi bir saldırıyı Besta da beklemiyordu.
Tüm talihsizliklere rağmen düşmana intikam alma ve hesap sorulacağı mesajı verilmişti. Bu alandaki gerilla tasfiyeci ruhun artıkları değildi. Kendilerine en fazla güvendikleri, kendilerini taburlarla, tanklarla korudukları yerde baskın uğratacak bir gerilla vardı karşılarında, sonuna kadar savaşarak son kurşununu kendisine sıkarak ve bombasını kendisinde patlatacak yürekler vardı artık Besta da, intikam yeminlerini, özgürlük umutlarını ve davaya bağlılıklarını namluların ucu ile faşistler karşısında kusan KAHRAMANLAR vardı.
İntikam yeminlerimiz, geride kalan yoldaşlarımızın da intikam yeminleri olacak, aylarcadır, yoldaşlarımız tarafından yapılan intikam eylemleri hep sizlerin anısına yapılıyor. Bundan sonra da bu yeminler tutulacaktır.
Yoldaşlığınız, anılarınız ve siluetleriniz her zaman yüreklerimizin zirvelerinde olacaktır.
Haci Gever
https://www.nuceciwan50.com/2020/09/07/akir-baskini-ve-kahramanlarin-ardindan-2/