HABER MERKEZİ – Yoksulluğun en çok çocukları etkilediği ve çocukların işyerlerinde kötü koşullarda çalıştırıldığı vurgulanan rapora göre çocuk işçilerin yüzde 41.4’ü hane halkı gelirine katkıda bulunmak, yüzde 28.7’si hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak amacıyla çalışmak zorunda kaldı. Çocuk işçilerin yarısı ise çalışmak zorunda olduğu için okula devam edemedi.
Raporun önemli bazı bulguları ise şöyle:
• Çocuk iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı iller Şanlıurfa, İstanbul, Gaziantep, Antalya ve Adana’dır. Bu şehirlerde çocuk nüfusu, tarım işçiliği ve mülteci nüfusu yüksektir.
• Yaşamını yitiren 26 çocuk işçinin 4’ü mülteci/göçmen çocuklardır. Mülteci çocukların ölüm oranının tüm göçmen işçilerin ölüm oranından çok daha fazla olması hem mülteci çocuk işçiliğin yoğunluğunu hem de mülteci çocukların çalışma koşulları bakımından çok daha tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını göstermektedir.
• Yaşamını yitiren 26 çocuğun 4’ü kız çocuğudur. Kız çocukları, tarım sektöründe ve özellikle de ücretsiz aile işçiliğinde sömürülmektedir.
• Ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektöründe ölümlerin 8-10 yaşlarına düştüğü görülüyor. İş cinayetinde ölen çocukların yarısı tarım işçisi çocuklardır. Yaşamını yitiren çocukların yüzde 43’ü sanayide, yüzde 7’si ise hizmetler sektöründe çalışmaktadır.
• Çocuk işçiler en çok zehirlenerek/boğularak, trafik/servis kazalarında, düşerek ve ezilerek yaşamlarını yitirmiştir. Boğulma sonucu ölen çocuk işçilerin tümü, temiz su ya da serinlemek için sulama kanallarında boğulan tarım işçisi çocuklardır.
• İş cinayetinde yaşamını yitiren çocukların 9’u 14 yaş ve altındadır. 14 ve altı yasal olarak çalışması tamamen yasak olan bir yaştır. Çalışması “yasal” olan 15 yaşın üstündeki çocukların çoğu ise kimya, metal gibi yasak olan ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır.
Raporda ayrıca stajyer-çırak adıyla vasıfsız ve ucuz işgücü oluşturulduğu, ‘mesleki eğitim’ adıyla stajyerliğin çocuk emeğini sömüren yaygın çalıştırma biçimlerinden olduğu vurgulandı. Rapora göre bugün sayısı 1.5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırak bu alandaki yasal düzenleme ve politikaların bir sonucu. 4+4+4 eğitim sistemi de yine çocuk işçi sayısını artıran bir faktör olarak değerlendiriliyor.
15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasını yasakken, 2015 yılında 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış çocukların bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılmalarına izin verilmiş, böylece çocuk işçi sömürüsünün derinleşmesi için yasal bir adım daha atıldı.
Raporun sonunda ise bu yıl hayatını kaybeden çocuk işçilerin isimleri şöyle anıldı: “2019 yılının ilk beş ayında yaşamını yitiren çocuk işçiler… Unutmayalım, unutturmayalım… Arda Kaan Keskin, İsa Boğa, Ali Soyer, Ferhat Arslan, Burak Türker, Nurullah Karakuş, Emrullah Alptekin, Yakup Çetin, Diyar Bilen, Tevfik Fukra Erikli, Ahmed El Ahmed, Asiye Torun, Ahmet D., Nergiz Kinno, Göksal Çolak, Ömer Demet, Gökhan Özkan, Berivan Karakeçili, Ahmet Çiftçi, Abdul Şükür Türkmen, Hakan Güneş, Yakup Yıldız, Muhammed Emin, Zinnur Tomay, İbrahim Halil Oruç, Ramazan Uysal…“